Forumları Okundu Yap |
14-03-16, 14:02 | #1 |
Benim gerçek hikayemde bu..
1970 doğumluyum.. Olayın başlangıcı 80'li yıllarda.. İlkokulu bitirip Yedikule Lisesinde ortaokula başlamıştım 1-İ sınıfında.. O yıl ortaokul 1 de kaldım ve tekrar 1-İ sınıfında ikinci dönemimi okuyordum.. ( 84 civarlarına geldi tarih ) bir çoğunuz daha elma dile değilsiniz Neyse konuya geçelim .. ben 1-İ de tekrarı okurken, karşı sınıfımız olan 1-G de bir kız dikkatimi çekti, yüzlerce yaşıtımın arasından o kız A...ZU idi adı.. Aman Allahım boncuk gözlü, kısa küt saçlı, kendi sırasında hanım hanımcık oturan bir kız.. Karşı sınıfımızda olduğundan her zaman göremiyordum.. A..ZU nun sınıfından arkadaş edindim, onu rahat görebilmek için bahanemdi.. Tenefüslerde bahaneler uydurup 1-G sınıfına gider onu görürdüm.. Ne olduğunu bilmiyorum ama, ona bakınca kelebeklerin içimde uçtuğunu ilk defa o zamanlar anlamıştım.. Fakat ilk defa yaşadığım bu duygula anlam veremiyordum.. Zamanla benim ilgim onunda dikkatini çekmiş olacakki, oda bana diğer arkadaşlarına baktığı bibi bakmıyordu.. Hatta göz göze geldiğimizde bazen tebessüm ettiği bile oluyordu.. Adeta gel ya, bende hoşlandım senden, yakala beni tenefüste, açılsana salak ne bekliyorsun der gibiydi.. ( gibiydi ) Zamanla arkadaş olduk.. Tenefüslerde onunla beraber bazen diğer arkadaşlarla oyunlar oynardık.. Ama ne zaman yalnız kalsak, bana bakıp hadi açıl artık der gibi baktığını görsem.. İnanın kalbim küt küt atar, kekelemeye başlar, elim ayağım titrerdi.. Bu böyle olmayacaktı.. Onu okul çıkışlarında evine kadar takibe başladım.. A..ZU evine giderken rutin takiplerimde, yanından hızlıca bir araba geçse içim cız ederdi ona birşey olacak diye.. Ama bir türlü şu cesaretimi toplayamıyordum.. Kızım seni seviyorum, danalar gibi, öküzler gibi aşığım deme cesaretini gösteremiyordum.. O zamanlar evleri Yedikule Lisesinin arkasına doğru idi.. Eskden bostanların olduğu ( şimdi binalar dikildi ) yoldan evine giderdi.. Evlerinin karşısında ufak bir camii ahşabımsı ufak bir camii.. Hatta bir defasında okul çıkışı rutin takibimde, kar yağıyordu ve her yer bembeyazdı.. A..ZU ya kartopu attım biraz yaklaşarak, arkasını döndü ve beni görünce gülümsedi oda bana attı.. Kar topu oynayarak çığlıklar atarak gülerek evine kadar oynamıştık.. Hiç unutmam o anı, çünkü hayatımın en mutlu günüydü.. Günler haftalar böyle geçti.. Artık her gece onun hayali ve düşüncesi ile uyuyor, sabah ise gene onu A..ZU yu düşünerek uyanıyordum.. Artık okula giderken saçıma başıma özen gösteriyor.. terlememeye, yanında öksürüp hapşırmamaya dikkat ediyordum.. Nasıl olsa bir gün cesareti toplayıp açılacaktım ya Onu ne kadar çok sevdiğimi, deliler gibi aşık olduğumu söyleyecektim.. Birkaç defa cesaretimi toplamış ve tenefüste yalnız yakalayabilmiştim.. Oda bana hele şukur bu çocuk artık açılacak.. Hadi topla cesaretini salak çocuk, bende senden hoşlanıyorum, konuş, söyle içindekini der gibi bakıyor.. Ben gene takılı kalıveriyordum.. Elim ayağım kesiliyor, heyecandan titriyor vs vs vs .. Böyle salakça aptalca geri zekalıca ayları haftaları yedim.. Derken okullar kapandı ve ben 2. defa sınıfta kalarak, eğitim hayatıma veda ettim.. O yaz 3 ay okul tatilinde hemen hemen hergün evlerinin önüne gider görebilme umudunu zorlardım.. Düşünün sıcağın altında, saatlerce evlerinin civarlarında turlardım.. Anam ağlardı adeta.. Birkaç defa pazara giderlerken gördüm.. Perşembe pazarı vardır evlerinin civarlarımda.. Yedikule ile Kocamustafapaşa arasındadır tarif ettiğim yerler.. Görmem gerekiyordu.. Ekmeye suya ihtiyacım olduğu kadar, onu görmeyede ihtiyacım vardı.. Susuyordum ona, ona acıkmıştım. inanın.. Derken o yazın sonunda çalışmaya başladım, okulların açılacağına yakın.. Okulların açılacağı ilk pazartesiyle galiba 1984 civarları.. O gün işe gitmedim.. Sonuçta son şansımdı, okumuyordum onu tamamen kaybetme tehlikem vardı.. Açılmalıydım.. Okulların açılacağı ilk pazartesi öğlen vakti.. Mümkün olan en yeni kıyafetlerimi giydim.. Koyuldum okul yoluna artık söyleyecektim ona duygularımı aşkımı sevdamı.. Evden dışarı çıktım ve evime doğru baktım.. Evimiz Yedikule Geçağa sokaktadır.. Tren istasyonuna doğru inerken sağ tarafta yanyana olan virane ahşap 3-5 binalardır.. Kim ve ne olduğum ve hangi hayatı yaşadığım geldi aklıma.. Kimmiydim anlatayım.. 3 katlı ahşap binanın giriş katında oturuyorduk anamla.. Galiba no 28 idi Gençağa sokakta.. Parçalanmış bir ailenin çocuğu idim.. Anamla sefalet içinde yaşam mücadelesi verirdik.. Yağmurlu havalarda dam akardı, üst kattakiler kova veya leyen koymaz ise yağmur suyu taaa giriş kat olan bizim eve kadar gelirdi.. Bizde koymaz ise alt kata inerdi.. Tap tap tap tap o damla seslerini hiç unutamam.. 2 ahşap odadan oluşurdu evimiz.. Yazları soğuk su içmek lükstü bizim için.. Yazları ağırlaşmış peynir yemek veya sıcakta suyu çekilip büzüşmüş zeytin yemek gayet doğaldı benim için.. Çünkü buzdolabımız yoktu.. Buzdolabı olmayan evde çamaşır makinesi ne arar.. Leyende yıkardı anam çamaşırları.. İflas etmiş elektrik ve su tesisatı yüzünden Mahalle çeşmesinden su taşımak veya kısa devre yüzünden geçirilen onlarca yangın tehlikesine bağışıklık kazanmıştık.. Aşkın gözü kördür ya yaşadığım rezil hayata rağmen vaz geçmedim gittim ona AR..U ya aşkımı anlatmaya.. Okulun önü çok kalabalıktı.. Gözlerim bostan yolundan gelecek AR..U yu bekliyordu.. Bu sefer ne kadar heyecanlanırsam heyecanlanayaım itiraf edip, aşkını dilenecektim.. Bir an gözüm bir yere daldı.. Arkamdan birisi yavaşça flüt ile başıma vurdu.. Kimdir lan bu dedim ve arkamı döndüm.. Arzu idi.. O kadar kalabalık ve binlerce öğrencinin olduğu yerde.. Beni arkamdan bile tanımış ve benim yanıma gelmişti.. Düşünebiliyormusunuz..? Aşkımla hayatımla birtanemle aramda sadece 20 santim vardı.. Bu ona en çok yaklaştığım andı.. Üstelik elim ayağımda titremiyordu.. Heyecanlıda değildim.. Ellerimde yanaklarından kavrayıp saçını koklamak geldi içimden.. İnanın oda bana bakıyordu.. Hadii yaa amma uzattın.. Seninim işte salak çocuk açıl artık diyordu gözleri yeminlen.. Yaşadığım rezil hayat geldi aklama.. Ne verebilecektim ona..? Hangi evimi gösterecektim.. Ona ileriye dair ne söyleyebilirdim.. Üstelik benim okul hayatım bilmiş, onunki ise devam ediyordu.. İnanın bunlar geçti gözümün önünden.. Bu aptal ne yaptı biliyormusunuz..? Bunları düşünüp.. Aşkını, hayatını, uykusuz gecelerinin sebebini, göz yaşlarının sahibini tanımamazlığa geldi.. Evet tanımamazlığa geldim vallahi.. Yoktu anasını satiiim yok.. Yok oğlu yoktuk hayatta adeta, umutta yoktu o anlar için.. Afalladı şaşırdı ve gitti yanımdan.. Beklemiyordu böyle birşey.. Kimbilir ne umutlarla gelmişti aşkım bitanem benim yanıma o gün okulun ilk gününde.. O an eve nasıl gittiğimi bilmiyorum.. Çölde 8 tane kutup ayısına yakalanmış biri gibiydim herhal.. Dünya çöktü, hayatıma yaşantıma ve Tanrıya isyan ediyordum.. Evet Tanrıya ilk isyanımdı.. Benimi bulmuştu süründürecek.. Süründürecekse niye arzuyu göstermişti bana.. Eve vardım.. Filimlerde görmüştüm aşk acısına alkol iyi geliyordu.. Ne bileyim filmlerrde öyle idi.. Ağlamalar zırlamalar zaten teferruat anlatmıyorum.. Aynı gün ilk alkolle tanışmam olmuştu o yaşta inanın.. Tekel biraları satılırdı o zamanlar.. Gençağa sokaktaki bakkal Asım amcadan 2 Tekel birası aldım.. Mahalle bakkalımızdı.. Tren yolundan atlayıp sahilde bulunan kilisenin arkasından sahile indim.. Kilisenin arkasındaki yolada aşıklar yolu denir.. Sahile varıp bir kayanın üstüne tünedim.. Tünedim ve 2 de bira aldım ama açacak yok.. Eyvahhhhhh inanın eyvah.. Kayaların arasında çivi vs gibi birşey bularak, elimide parçalayarak açtım biraları.. Ağlıyordum sızım sızım.. Ne yapmıştım aşkıma bugün.. Ama olsun biram vardı sızlayarak ağlamam ve düşüncelerim bitecekti.. Ulan ne mümkün.. Daha beter etti.. Sızlayarak ağlamam adeta anırarak ağlamaya dönüştü.. Daha net ve şiddetli çıkuıyordu arzunun hayali karşıma.. İmkansızlıklardan ötürü yaptığım aptallıkta cabası idi.. Düşünebiliyormusunuz.. Aşkınızı görmeye gidip, onu tanımama numarası yapmanın ne demek olduğunu.. İlk alkol ile tanışmamdı bu, arara sıda sıkça olmasada devam etti alkol ile dostluğum.. Çalışmaya verdim kendimi daha o yaşta.. Ara sıra Yedikule lisesinin önüne gidiyor, gizlice onu takip ediyordum.. Yanında yeni arkadaşları vardı artık.. Her zaman olmasa bile gidiyordum 15-20 de bir.. Ekonomik durumumuz düzelmiş.. İlk evimizi Kocamustafapaşa Sümbülefendide almıştık.. Evlerimizin arasında 500 metre vardı.. ( oralardanda taşındık sonra sıkmıştı oralarıda ) Askere gittim, Tokat Avcı Er Eğtm. Tb. ve oradanda Malatya 2. Ordu subay lojmanları ve Diyarbakır.. Askerden dönüşte bana arkadaşlar nişanlandığını söylediler.. Evlenmiş.. Allah malı vermedi aşkı verdi.. Aşkı aldı ama malı vermişti.. İkisi bir anda olmadı.. Tekrar çalışma çalışma çalışma.. İtler köpekler gibi çalışma.. O sefaletten intikam alırcasına başarılı bir iş hayatı geçirdim.. Şu anda ihtiyacımın 10 katına sahibim belki.. Ama ihtiyacım olan aşka sahip olamadım.. Neyse 28 yaşına kadar A..ZU ile yatıp kalktım, onun hayali ile yaşadım.. Zaten askerde de nöbette ve devriyede yanımdaydı.. Beynimden hiç ayrılmadı ki.. 28 yaşıma kadar ciddi olarak hayatıma kimseyi sokmadım.. İnanın bana, yemin ederim.. 28 yaşında eşimle tanıştım.. Mutluyum Tanrı ilk defa doğru zamanda doğru kişiyi çıkartmıştı karşıma.. Aslanlar gibi 2 evladım oldu.. Kızım ve oğlum.. ( kızımın adını zaten tahmin edersiniz ) Benim yaşadıklarımı yaşamasınlar diye her şeyi yapıyorum.. Sırf maddiyat olarak değil.. Kendine güven aşılıyorum.. Rahat ve özgür yetiştiriyorum.. Düşüncelerini korkmadan özgüven içinde bana anlattıklarında, gurur duyuyorum.. İlk aşkım A..U ise.. Hala facede ulaşabildiğim fotolarına bakıyorum.. Onunda mutlu bir yuvası aslanlar gibi evlatları olmuş.. Hatta anneanne olmuş torunu var tombik topaç gibi bişii biryerde çalışıyor.. Değişmemiş pek fazla.. Benim hikayemde buydu işte.. Keşkelerle yaşamamak için.. Her şeyi vaktinde yapın.. Bırakın biteceksede vaktinde bitsin.. Ben 14-15 yaşlarında takılı kaldım.. Hayatın keşkelerine yakalandım.. Tek istediğim.. Ona,, o gün okulların açılacağı gün,, onun için oraya gittiğimi ama şuşuşu sebeplerden ötürü tanımamazlıktan geldiğimi söylemek.. Geç olsa bile aşkımı itiraf edip.. Takıldığım 14-15 yaşlarındaki düşüncelerden kurtulmak.. Not : Bu arada Yedikuleye 2-3 ayda bir hala giderim.. Eski evlerinin önünden geçer, Kartopu oynadığımız eski bostanların yolundan Yedikule Lisesinin önüne gider.. Başıma flüt ile vurduğu yerde 1 cıgara tüttürürüm.. Oradan Samatyaya iner.. 2-3 biramı sallar midye tavamı yerim.. İlk alkol ile tanıştığım sahil kenarınıda boş bırakmam tabikide.. Mesajı son düzenleyen YEDIKULE1970 ( 18-03-16 - 15:58 ) |
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
14-03-16, 14:35 | #2 |
aga tam romanlik gercekten drama resmen Allah kimseye ask acisi yasatmasin aslinda hersey beyinde yani askin kimyasi beyne zarar
|
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
14-03-16, 17:09 | #3 |
Yaa arkadaşlar.. Yaşanmış gerçek aşk hikayeleri bölümüne ekleyeceğime, yanlışlıkla buraya eklemişim.. Nasıl taşıyacağım bu başlığı ilgili bölüme..?
Admin vs görürse rica etsem taşıyabilirmi..? |
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
16-04-16, 00:12 | #4 |
Çok uzun kardeşim
|
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
16-04-16, 00:21 | #5 |
Ne dramatik. Gereksiz melankoli. Kurtul bu arzudan.
|
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
17-04-16, 18:25 | #6 |
Gecmisi geçmişte bırakın
|
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
19-04-16, 11:30 | #7 |
Melankoli tam olarak sayılmaz.. Olayın tam açıklaması değil..
Kardeşime şöyle izah edeyim.. Geçek aşkı, ama dibine kadar aşkı, taparcasına aşkı bir defa yakaladım 46 yıllık hayatımda.. Onuda gerçek hikayemde birebir anlattım.. İnandığım tüm kutsal değerlerimin üstüne yemin ederim.. Hepsi doğrudur.. Benim onu veya bu düşünceyi bırakmam çözüm değil.. O beni bırakmıyor ki..! Kendimi frenlemeye çalışıyorum, ama frenlemem onun face hesabına bir yeni fotosunu görme umudu ile girmemi engellemiyor.. İnan, Perpa Ticaret merkezinde sigorta acenteliği işi ile uğraşıyorum.. Bazen gene onu hatırlıyorum efkar basıyor.. Aç karnına 3 Kırmızı Tuborg onu düşünerek 46 yaşındaki moruğu ağlatmaya yetiyor.. İnan yeminlen.. Hele Ferda Anıl'ın sonuna kadar geldim aşkım şarkısını çalınca höngürdemeye başlarım.. Büromda tek başıma içerken.. Yazlıkta ise gene aynı.. Hanım ve çocuklar saat 6-7 civarı eve gider.. Ben sahilde bazen kalırım.. Alırım gene 3 Kırmızımı içerim düşünürüm ağlarım 11 e 12 ye kadar.. Olay şu aslında kardeş.. Çok ama çok sevdim.. İlk ve son aşkım oldu.. Asıl koyan şu.. Ayrılık şekli koydu çok.. Normal bir ayrılık olsa idi, çoktaaaan mazide kalmıştı.. Karşılıksız olsa idi gene salla gitsin derdim.. Tam çalıştık çabaladık bitimiz kanlandı, askerliği çıkarttık aradan.. Küt evlenmiş.. Böyle bir durum yaa.. Gerçek aşkı unutmak imkansız.. Benle yaşayacak ölene kadar büyük bir ihtimalle.. Ama şundan emin ol.. Aradan 30 küsür yıl geçmesine rağmen.. Gerçek aşk için ağlamanın bile tadı bir başka oluyor inan.. O tat bile yetiyor.. Mesajı son düzenleyen YEDIKULE1970 ( 19-04-16 - 11:36 ) |
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
11-05-16, 12:58 | #8 |
Giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir sen gideni değil giden seni kaybetmiştir.
|
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
06-11-24, 02:29 | #9 |
Çok gzel duygusal ve asla unutulmayacak bir aşkk.
|
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
Cevapla |
Konu Araçları | |
|
|