Forumları Okundu Yap |
![]() |
#1 |
48 ülkede faaliyet gösteren uluslararası eğitim platformu Laba’nın, NielsenIQ Türkiye araştırma şirketi ile 2022 yılında gerçekleştirdiği Türkiye geneli E-Learning Algı Araştırması’nın sonuçları açıklandı.
![]() Pandemi dönemiyle birlikte yükselen bir trend haline gelen online eğitimler, katılımcıların kariyerlerini ve iş yaşamını desteklemenin yanı sıra çalışma ve iş arama motivasyonlarında da önemli bir yere sahip. Online eğitimler, özellikle aktif çalışma hayatı olan kişilerin en çok tercih ettiği eğitim alma yöntemlerinin başında geliyor. 48 ülkede faaliyet gösteren uluslararası eğitim platformu Laba’nın, NielsenIQ Türkiye araştırma şirketi ile 2022 yılında gerçekleştirdiği Türkiye geneli E-Learning Algı Araştırması’na göre online eğitim alanların %72’si, üniversitede öğrendikleri bilgilerin hızla eskidiğini dile getirirken katılımcıların sadece yarısı üniversite diplomasını hedefledikleri kariyer ve maddi kazanç noktasında yeterli buluyor. Pandemi ile Online Eğitim Satın Alma Oranı %54’e Ulaştı Koronavirüs pandemisi ile online eğitim sektörü için yeni bir dönem başladı. Uluslararası eğitim platformu Laba Türkiye ve NielsenIQ Türkiye’nin E-Learning Algı Araştırması sonuçlarına göre, katılımcıların %54’ü, daha önce online eğitim almadıklarını ve pandemiden sonra online eğitimleri tercih etmeye başladıklarını söylüyor. Sonuçların tesadüf olmadığına değinen Laba Türkiye Ülke Müdürü Elif Tuzlakoğlu, pandemi döneminin evden çalışma modelinin şekillenmesinde etkili olduğuna ve çalışanların bu sayede kişisel gelişimleri için daha çok zaman yaratabildiklerine dikkat çekiyor. Katılımcıların Sadece Yarısı Diplomasını Yeterli Bulurken %72’si Lisans Eğitiminde Öğrendiklerinin Hızla Eskidiğini Söylüyor Araştırma sonuçlarına göre, yakın zamanda iş dünyası ile ilgili online eğitim satın aldığını belirten katılımcıların %72’si üniversitede öğrendikleri bilgilerin hızla eskidiğini söylüyor. Yapılan araştırmaya göre katılımcıların sadece %50’si üniversite diplomasının hedefledikleri kariyer için yeterli olduğunu düşünürken %54’ü, kendi işini kurmasında ve çok kazanmasında üniversite eğitiminin etkili olacağını düşünüyor. Katılımcıların yarısı, daha az para kazanacağını bilse bile kesinlikle üniversitede eğitim gördüğü alanda çalışmak istediğini söylüyor. Online eğitimleri tercih etme sebepleri arasında %59 oranıyla kariyere katkı sağlaması başı çekerken bireysel gelişimlerine katkı sağlaması nedeniyle tercih edenlerin oranı %57 olarak öne çıkıyor. Sadece yeni şeyler öğrenmek istedikleri için online eğitim alan katılımcıların oranı ise %50. Katılımcıların online eğitim seçimlerinde etkili olan en önemli unsur ise %59 ile eğitmen kalitesi olarak öne çıkıyor. Online Eğitim %31 Oranıyla En Çok Kış Mevsiminde Tercih Ediliyor Araştırma katılımcılarına iş dünyası ile ilgili eğitimleri hangi sıklıkla almayı tercih ettikleri sorusu yöneltildiğinde, katılımcıların %15’i 2 haftada 1, %10’u 3 haftada 1, ve %15’i ise ayda 1 kez eğitim almayı tercih ettiklerini dile getiriyor. Tüm katılımcılar özelinde bir değerlendirme yapıldığında ise ortalama olarak bir kişinin yılda 9 kez online eğitim satın aldığı dikkat çekiyor. Katılımcıların %31’i ise en çok kış mevsiminde online eğitim satın almayı tercih ettiklerini belirtiyor. Online eğitim tercihlerinin mevsime bağlı olmadığını belirten katılımcıların oranı ise %29. Katılımcıların %88’i Çalıştıkları Şirketin Eğitim Planlaması Yapmasının Kendisini Motive Edeceğini Söylüyor Katılımcılar için çalışılan veya ileride çalışılacak şirketin online eğitime yönelik desteği büyük bir önem taşıyor. Araştırmaya katılanların %84’ü online eğitimlerin yeniliğe teşvik ettiğini, %82’si ise iş verimini yükselttiğini belirtiyor. İş seçiminde eğitim fırsatlarının tercih sebebi olmasına yönelik katılım oranı %84 olarak ortaya çıkıyor. Katılımcıların %88’i ise şirketlerin çalışanlarına özel eğitimler planlamasının motivasyonu artıracağını dile getirirken katılımcıların %57’sinin eğitim ödemelerini şirketleri yapıyor. Araştırmaya katılanların %79’u iş seçiminde kurumun sunduğu eğitim fırsatlarını göz önünde bulunduruyor. Katılımcılar, kendileri için satın alınan eğitimlerle özel hissettiklerini ve bilgi boşlukları var ise onları kapatarak sürekli olarak gelişimlerini sürdürdüklerini belirtiyor. Uluslararası eğitim platformu Laba Türkiye’nin Ülke Müdürü Elif Tuzlakoğlu, yapılan E-Learning Algı Araştırması’nın genel anlamda sektöre büyük bir katkısı olacağını ve şirketlerin eğitim alanına daha çok yatırım yapması gerektiğini dile getiriyor. Kaynak |
|
![]() |
![]() |
#2 |
Türk parasının değeri enflasyonla düştü, lisans düzeyi diplomaların değeri de üniversite enflasyonuyla beraber düştü. İşsizlik had safhada, sorunca "iş beğenmiyorsunuz" diyorlar. Artık bir şekilde bir yere tutunabilmek için akademik olarak çok olağanüstü bir yeteneğinizin yada aşırı girişimci bir kişiliğinizin olması gerekiyor anladığım kadarıyla. Yoksa diplomayı aldığınıza değmeyecek, modern kölelik dediğimiz asgari işler size dayatılıyor. Peşinden zaten KYK'ymış GSS'ymiş size dayatılıyor. Ne diyeyim, yazıklar olsun...
![]() |
|
![]() |
![]() |
#3 | |
Alıntı:
![]() Her yere üni açmak saçmalık.. ![]() |
||
![]() |
![]() |
#4 | |
Alıntı:
![]() Ha şuna katılıyorum: Eğitim hayatı boyunca kendimize ayırıcı bir etken yaratmak lazım. Mesela gücümüz yettikçe ne kadar sertifikasyon varsa girmekte fayda var. Bazıları sosyal girişimlerde (öğrenci kulübü, STK vs.) görev alıyor. Sporcu (lisanslı) ve sanatçı kişiliği olanlar da ayrıcalıklı. Diğer sıra ve okul arkadaşlarımızdan illa ki ayırıcı bir etkenimiz olması gerekiyor. Yoksa dümdüz mezun olmanın anlamı yok. Benim için Tarih okulunda bu etken formasyon sertifikamdı. BBY'de 2'nci sınıftan 3'e geçerken online staj adı altında seminerler organize edilmişti, orada da en çok soruyu soran ve organizatörlerin aklında kalan adam bendim yani girişimciydim. Aslında kulüp vs. aktivitelere girmek, Türkiye'yi gezmek yada Tarih'te bazı arkadaşların yaptığı gibi konferanslara gidip bildiri sunmak bir ayırıcı etken. Erasmus vs. zaten direkt bir ayırıcı etken. Eskiden olağanüstü başarılı olmak ciddi bir ayırıcı etkendi. Şimdi yüksek lisansa başvururken ve ortalamaya göre dizildiğin staj vs. şeylere başvururken bir etken, onun dışında ya olağanüstü bir yeteneğin olacak yada dersten vakit bulup etkinlikten etkinliğe seminerden seminere koşturup, yerine göre para kıyıp sertifika koleksiyonu yapacaksın. ![]() ![]() |
||
![]() |
![]() |
#5 |
Tarihi iyi bilirim de sevmiyorum bana eskiye takılmak gibi geliyor..
![]() |
|
![]() |
![]() |
#6 |
|
|
![]() |
![]() |
#7 | |
Alıntı:
En güzeli bu çağın insanı olmaktır. Geçmiş değiştirilemez, gelecek ise garanti altına alınamaz. Bir tek bugünümüz var.. |
||
![]() |
![]() |
#8 | |
Alıntı:
![]() ![]() Fakat Tarih okulunda akademik açıdan çok da başarılı birisi değildim, özellikle 1'nci sınıftan çok kırığım vardı ve Osmanlıca'm orta altıydı. -yıllar sonra ortanın üstüne bir tık çıkardım- Bu yüzden 2.50 ortalamanın altında kaldım tezli yüksek lisans yapamıyorum istesem tezsize başvururum fakat tezsizin çok faydası yok. Ancak tercih yaparken hedefim "en azından formasyon sertifikası almak" idi. Onu gerçekleştirdim. ![]() ![]() |
||
![]() |
![]() |
#9 |
Üniversite mezunu olmanın bir önemi kalmadı ne yazık ki.
|
|
![]() |
Cevapla |
Konu Araçları | |
|
|