Forumları Okundu Yap |
18-05-24, 21:58 | #1 |
Yerlilerin avlanma yöntemleri üzerine yapılan araştırma, kovalayarak avlanmanın bazen gizlice takip etmekten daha etkili olduğunu gösteriyor.
Tarihöncesi insanlar avlarını araştırmacıların düşündüğünden daha sık dayanıklılık koşusuyla avlamış olabilirler. Taş Devri’nden bu yana avcılar büyük hayvanları mızraklar, atlatl’lar, yaylar ve oklarla avladılar. Yeni bir çalışma, dünya genelindeki geleneksel toplumların da ölümcül ama genellikle gözden kaçan başka bir silaha güvendiğini ortaya koyuyor: bacaklarımıza. Nature Human Behaviour dergisinde yayımlanan bir makaleye göre, antilop, geyik ve hatta kanguru gibi büyük hayvanları kovalayarak avlamak, daha önce bilinenden çok daha yaygın. Araştırmacılar, 16. ve 21. yüzyıllar arasında dünya çapında yerli halklar tarafından yapılan, avın yorgun düşene kadar kovalandığı bir teknik olan yaklaşık 400 dayanıklılık koşusu vakasını belgeledi. Ve bazı durumlarda bunun gizlice takip etmekten daha etkili olabileceğini öne sürüyorlar. Ancak Trent Üniversitesi’nden arkeolog ve yeni makalenin ortak yazarı Eugène Morin, geleneksel toplumlar arasında avcılık üzerine yazdığı bir kitap için literatürü taradığında bu tür takip avlarının ipuçları ortaya çıkmaya devam etti. Misyonerlerin, gezginlerin ve kaşiflerin ilk kayıtlarını incelerken, uzun mesafe koşu ve takiple ilgili tanımları defalarca rastladı. Morin ve meslektaşları için çalışma, başlı başına bir dayanıklılık egzersiziydi: Etnografik literatürü ve diğer kaynakları araştırmak için 5 yıldan fazla zaman harcadılar ve yaklaşık 500 yıla yayılan 8.000’den fazla metni incelediler. Araştırmacılar dünya çapında dayanıklılık araştırmalarına ilişkin 391 tarihi rapor buldular. Bu, daha önce bilinenden çok daha büyük bir sayı. Yeni çalışma, bazen koşmanın avı sessizce takip etmekten daha etkili olduğunu öne sürüyor. Koşmak, yürümekten daha fazla enerjiye mal olur, ancak başarılı olduğunda daha hızlı öldürmeye ve harcanan zamandan daha iyi bir kazanca olanak tanır. Araştırmacılar, Güney Afrika’da büyük bir antilop olan gemsbok’un varsayımsal bir avından bahsediyorlar. Bir avcı, yürüyüş sırasında avını 2 saat boyunca takip edebilir ve onu öldürmeden önce 8 kilometre yol kat edebilir. Avcı, kovalamacayı saatte 10 kilometre kadar hızlandırarak (birçok eğlence amaçlı koşucunun yapabileceği bir sürat) hayvanı yalnızca 24 dakika içinde bitkin düşürebilir ve bu da harcanan zaman başına kazanılan kaloriden beş kat daha fazla getiri elde edilmesini sağlayabilir. Avcılar ayrıca daha hızlı avların kar, kayalık arazi, yumuşak kum veya ıslak zemin nedeniyle dezavantaj yaratabileceği durumlarda yavaş koşmayı da kullanıyor. Sudanlı avcılar, hayvanlar yağmurun yumuşattığı zemin nedeniyle yavaşladığında, gün boyu zürafa peşinde koşuyor. Ojibwe avcıları, derin sulara batarak bitkin düşen geyiği kovalamak için kar ayakkabısı giyiyordu. Seattle Pasifik Üniversitesi’nden biyolojik antropolog Cara Wall-Scheffler, yeni makaleyi çok sayıda yeni örnek eklediği için övüyor. Ancak Scheffler, çalışmanın kendi bulgularının, takip avcılığının nadir olduğunu ve diğer yöntemlerin tarihsel kayıtlarda daha yaygın olduğunu doğruladığını belirtiyor. Scheffler ayrıca bu tekniğin insan evriminde önemli bir güç olduğundan şüphe ediyor. “Seçilim her gün, her yerde daha güçlü ve dayanıklılık koşusu kesinlikle her gün yaşanan bir olay değil. Bu makale aslında bunun ne kadar sıra dışı olduğunu kanıtlıyor.” Diğerleri, geleneksel toplumların ara sıra uyguladığı davranışların, insan atalarının milyonlarca yıl önce neler yapmış olabileceği konusunda güvenilir bir rehber sunduğuna şüpheyle yaklaşıyor. Afrika’da insanın evrimi üzerine kapsamlı araştırmalar yapan Case Western Reserve Üniversitesi’nden paleoantropolog Scott Simpson, insan özelliklerinin evrimini dayanıklılık koşusuyla ilişkilendirmenin “tam bir hikaye haline gelebileceğini” söylüyor. “Belki dayanıklılık koşusu bu karışımın bir parçasıydı, ama bunun büyük bir parçası olduğundan şüpheliyim.” Yeni makalenin yazarları, dayanıklılık koşusunun toplu avlanma, tuzaklar ve kapanlar, sessiz takip ve pusu gibi diğer tekniklerin yanı sıra avcının ok kılıfındaki oklardan yalnızca birini temsil ettiğini kabul ediyor. Ancak Paleolitik koşucular tam zamanlı maratonculardan ziyade hafta sonu savaşçılarına benzeseler bile bunun hala yararlı bir beceri olduğunu söylüyorlar. Morin, “Eğer tek bir yönteme bağlı kalırsanız açlıktan ölürdünüz” diyor. Kaynak : Arkeofili |
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
20-05-24, 20:17 | #2 |
Atalarımız senden hızlı koşamam ama senden önce de yorulmam diyerek ekmeğinin peşinde saatlerce koşmuşlar.
|
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
Cevapla |
Konu Araçları | |
|
|