Eski 09-03-24, 12:25 #1661
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

ADALET; VARLIĞIN ÖZÜDÜR, CANIDIR, TEMELİDİR…

Hayat adalettir, adalet hayattır. Adalet; cansıza can, kansıza kan, hastaya şifa, derde derman, yurtsuza yurt, yoksula ekmek, zayıfa kuvvet, kuvvete ölçü, zalime fermandır. Adalet, merhamettir. Ezilenin umududur adalet. Yer ve gök adaletle kaimdir, hayat adaletle daimdir, insanlık adaletle mutmaindir. Adaletsiz zalimlere merhamet yoktur. Yaşamak sevincidir adalet. Adaleti çalan, yaşamak sevincinin hırsızıdır. Adi ve aşağılık bir hırsızdır o. İnsanlık toprağına adalet merhemini sürdüğünüz vakit, o toprağın bereketi hiçbir vakit eksilmez. Dünya tarlasında ki nimetler adaletle taksim edildiği vakit aç insan kalmaz. Söz, adaletli olduğu ve eylem adaletten beslendiği vakit yeryüzünde zulme maruz kalan tek bir can olmaz. Kendimi bildim bileli adalet uğrunda kavga veririm. Şu yazının yazılıyor olduğu ve buraya konulduğu ana dek hayatımda zulümden iz bulunmaz elhamdulillah. Adil olanı severim, adil şahitler olun, adaletle hükmedin demiş Allah. Böylesi bir durumda kimse benden adaletsiz hareket edeceğimi beklemesin. Adaletsiz zalimlere temayül göstereceğimi ummasın. Ben ******** miyim? Şerefli kılındım ve şerefimi muhafaza edecek yegane değer adalettir. Bu yüzden hayatın her yönünde, yöresinde, her şartta ve koşulda adalet kırmızı çizgim olmuştur. Adaletsizsen, benimle işin olmaz. Adaletliysen, canım yoluna feda olsun. Bakınız bu kadar net. Öyleyse ben hiçbir sebeple, hiçbir şartta ve koşulda suçlanamam. Adaletliysen saygım, sevgim, muhabbetim sonsuzdur. Buyur adil ol, canım ciğerim, kurban olduğum ol. Adaletsizsen cehenneme kadar yolun var. Hayır, zalimi niye seveyim, zulmü niye onaylayayım? Yani göz göre göre, bile isteye benim hakkım yenirse, böylesi bir zulmü onaylamam beni aşağılık, adi, sefil biri yapmaz mı? Biri yüzüme tükürecek, ben elhamdulillah diyecem, bu nasıl bir onursuzluktur? Ben ise onursuz değilim. Şerefimi düşürmez mi haksızca yapılana eyvallah etmek? Oysa şerefli kılınmış bir varlığım. Keza, bile isteye, göz göre göre mazlum birine zulmedilirse bunu onaylamam nasıl beklenir benden? Bunu yaparsam şerefimi nasıl korurum? Hayır, kimse benden zulmü tasvip ve tensip etmemi bekleyemez, buna hak sahibi olamaz. Bana emredilen, herkese emredildi. Çendan ölümü bilmiş, anlamış, idrak etmiş biriyim. Peki böylesi biri zalim olabilir mi, zulmü onaylayabilir mi? Olmaz, olamaz bu. Sadece benim için değil, herkes için geçerlidir. Herkes yapması gerekeni yapmıyor diye, ben de mi yapmamalıyım yoksa birileri yapması gerekeni yaptığı için herkeste yapmalı mı, yapabilir mi? Elbette ki herkes yapılması gerekeni yapmaya mahkumdur, mecburdur. Yapmayabilir mi? Kuşkusuz hayat bir tercihtir ve yapmayabilir ama bedeline de katlanmak zorundadır. Ben bedel ödemek zorunda mıyım? Hayır, ben yakmakta, yanmakta istemiyorum. Ne adaletten vazgeçerim ne de şerefimi kaybederim. Zalimsem ve ********sem niye varım ki bu dünyada ve nasıl insan olarak görebilirim ki kendimi?

Mesajı son düzenleyen spareaude ( 10-03-24 - 20:43 )
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 11-03-24, 08:31 #1662
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

YAŞAMAK CESARET İSTER...


Fikirden ve fikir sahibinden korkmayacaksın bebeğim! Çünkü hayat korkarak yaşanmaz. Yaşamanın önkoşulu cesarettir. Korkarsan sürünürsün, ölürsün, bir kez değil bin kez ölürsün, bir ömür sürünürsün. Cesur olacaksın yaşıyorum ve yaşadım diyebilmek için. Tabi burada kör cesaretten bahsetmiyoruz yani safi güçten mütevellit cesaretten. Zaten ona da cesaret denmez. Yüreğine ve beynine güveneceksin. Cesaretle yaşarsan, yaşadığının farkına varırsın zira. Bu hayatta beynin varsa fikirden korkmayacaksın, güçle iş yapmayacaksın. Beyni olupta, güce yeltenenler, dünyanın en zavallı, en sefil, en müptezel, en pespaye varlıklarıdırlar, haddizatında onlar köledirler, farkında olmasalar da, zira daha güçlü olanın köpeği olacaklarını bilirler ve bunu yapmaktan da imtina etmezler, zira kendileri de güce tapmaktadırlar. İnsanı olduğu gibi, insanlığı da beyin yönetir. İnsan da, beyniyle ve yüreğiyle insan değil midir zaten? Beynin ve yüreğin yoksa nasıl insan olabilirsin ki? Fikirler özgür olacak ki, kuşlar gibi uçuşsun beyin göklerinde. O vakit insan, insan olduğunun farkına varır. Zira beyin özgür değilse, insan da özgür değildir hatta insan yoktur. İnsanın beyni özgür değilse yani beyinde olan dışarı çıkamıyorsa, o insan, insan olduğunu nasıl hissedecek? İnsan, beynindekini ne derece dışarıya aktarıyorsa o kadar insan olduğunun farkına varır. İnsan olan ve insana saygısı olan da bunu yapar zaten, beyinleri hür bırakır. Bırakacaksın her fikir özgür olacak, çatışacaksa çatışacak; anlaşacaksa anlaşacak; kovalamaca mı oynayacak, bırakacaksın oynayacak; el ele mi tutuşacak, bırakacaksın tutuşacak; birlikte mi yanacak, bırakacaksın yanacak; birlikte mi yakacak, bırakacaksın yakacak. Korkmayacaksın bebeğim fikirlerden! Gerçekten fikri olan zaten fikirlerden korkmaz hem de ahlaksız, namussuz, ********, onursuz, karaktersiz, ***********, hissiyatsız olmaz, olamaz ama gerçekten fikri olan, hem de fikri ne olursa olsun fark etmez bu. Bu yüzden gerçekten fikri olandan korkmayacaksın. Zaten bu dünyada ki en güvenilir, en sağlam, en muteber, en cesur insan, fikri olan ve fikriyle savaşan insandır. Çünkü fikirle savaşmak yüceltir. Böylesi insandan insana ve insanlığa zerre miskal zarar gelmez. Asla ve kata gelmez, gelemez ama gerçekten fikri varsa. Böylesi biri istemez ama faraza istese bile zarar veremez hiçbir varlığa. Çünkü insandır o, olmuştur bir kere, olan da öldürmez, ancak yaşatır, yaşatmak için savaşır. Hakikat, fikirlerin çatışmasından doğacak çünkü ve güzel bir dünyaya ancak bu yoldan ulaşılabilecektir. Eğer aksi oluyorsa, orada fikir de, fikir sahibi de yoktur. Bir de fikirden korkmak ezikliktir, zavallılıktır, basitliktir, sığlıktır. Alık, bağnaz, sekter, dar kafalı olmayacaksın. Güçle bedenlere hükmedebilirsin belki ama ne kafalara hükmedebilirsin ne de gönüllere. Bilakis, gücünden azade olunduğu vakit herkes yüzüne tükürür. Bedene hükmün ne anlamı olabilir, kafalara ve gönüllere hükmedemedikten sonra? Zaten beyne baskı yapan, gönülden kusulur. Ben, beynimi ezmeye çalışandan tiksinirim, iğrenirim, onu ancak lağım çukuruna layık görürüm. Ben beynimle varım çünkü. Beynime de baskı yapılmasından zerre hazzetmem. Öyleyse benim varlığıyla varolduğum şeyi yok etmeye çalışamaz kimse. Ki, niye yok etmek istesin ki zaten. Böyle bir şeyi isteyen haddizatında aşağılıktır, sefildir, müptezel ve pespayedir. Öyle ya, kendi beyni de vardır, yok etmek istiyorsa demek ki beyninin olmadığını düşünüyordur. Eğer fikirden korkuyorsan, bir de tutup öyle kahir ekseriyete tesir eden ve kahir ekseriyeti ihata eden olguların arkasına saklanmaya yeltenmeyeceksin, zira yemezler. Olgular; düşünceyi tetiklemek içindir, baskının malzemesi değildirler. Bir yere hâkimim diye, orada baskı kurup, insanların beyinlerini susturmaya ve yüreklerine korku salmaya yeltenmeyeceksin. Zaten korkaklar sürüsüyle dolmuş dünya. Korkunun olduğu yerde fikir yeşermez, beyinler çoraklaşır, yürekler ölür, değerler çürür ve tefessüh eder, toplumlar mezellet ve meskenete maruz kalır. Zaten fikir orayı terk eder çeker gider. Ayrıca baskı ve korku soysuzlaştırır insanı. Fikre fikirle karşılık veremiyorum diye fikri öldürmeye yeltenmeyeceksin, bilakis komplekslerinden, kıskançlıklarından sıyrılıp tüm insanlığın güneşini kapatmayacak ve güzel olana müzahir olacaksın, işte o vakitte büyürsün, yücelirsin, yükselirsin. Ya iyilik yapacaksın ya da iyiliğe yoldaş olacaksın, aksi takdirde zelil ve perişan olursun, iğrenilen, tiksinilen olursun. Fikirlere karşı fikir sunamıyorum diye eziliyormuş hissine kapılıp, hırsla, kinle dolup, sonra güce ulaşıp, o ezikliği güçle telafi etmek gibi bir basitliğe tevessül etmeyeceksin. Böylesi bir tavır ancak zekâdan mahrum olanlar için geçerlidir. Ve zekâdan mahrum, fikirden yoksun güç yok edicidir. Ki, zaten bu tür güçlerde yok ediyorlar, tarumar ediyorlar, yerle yeksan eyliyorlar ne kadar güzel olan şey varsa. Oysa fikirler ölmez. Fikrin öleceğini düşünmek ancak aptalların işidir. Ölen bedenlerdir, can ölür mü, işte fikirde can gibidir, sonsuzlukta makes bulur. Fikrin varsa fikrinle mukabelede bulunacaksın, fikrin yoksa da fikir sahibi olacaksın, bilakis fikre düşman olmayacaksın, fikirden korkmayacaksın bebeğim! Fikrin yoksa da, davadan, ülküden, idealden, kavgadan, mücadeleden, ideolojiden, teori ve pratikten söz etmeyeceksin. Çünkü tüm bunlar bir fikirle kabil olabilir ancak. Fikrin yoksa ahlaktan, namustan, onurdan, şereften de söz edemezsin. Zira fikrin yoksa bunları bilmiş, anlamış, hissetmiş olamazsın. Fikir olmayan yerde ahlaksızlık, namussuzluk, ********lik, onursuzluk, iftira, kin, nefret, tuzak, tezgâh, baskı, zulüm ve ihanet vardır. Fikrin yoksa ancak sayıklarsın. Olguları çiğner çiğner tükürürsün ancak. Karşındakini de kendin gibi sanırsın ya da kendin gibi olsun istersin, bilakis ondan nefret eder, bitmeyen kinle kuşanırsın ona karşı. Zaten bundan başka da bir şey olmuyor, fikrin olmadığı yerde. Karşındakini de kendin gibi sanırsın, söylenenleri bilmez ve anlamazsın, bilmediğini de bilmezsin, karşıdakinin de bilmediğini sanırsın. Papağan gibi aynı şeyleri tekrar eder durusun. Fikrin yoksa her söylediğinin doğru olduğuna inanırsın ama aldanırsın. Karşındakini bitevi itham edersin ama ithamlarını asla hüccetlendiremezsin. Zira itham etmek fikir iktiza etmez ama hüccet için fikir önkoşuldur. Fikir sahibi değilsen, fikir sahibi olanların kendinle kavga ettiklerini sanırsın, oysa bilmezsin ki fikir sahibi olanların kişilerle işleri olmaz, onlar sadece işlerini yaparlar, tebessümle geçer giderler, fikirsizler gibi bağırıp çağırmazlar, gürültü çıkarmazlar. Fikir sahibi olmayanlar, her şeyin kendilerine karşı olduğunu sanırlar, böylece kendilerine bir değer vermeye çalışırlar ama bunun ahmakça olduğunu asla düşünmek istemezler, çünkü varolmaya çalışmalarının yegâne tutunacak dalları budur. Yani her türlü rezil ve perişan olurlar ama akıllarına bir türlü fikir sahibi olmak gelmez. Filhakika bunun yegâne sebebi de fikirden korkmalarıdır ve bir fikre sahip olamayacak kadar korkak olmalarıdır yahut çıkarcı, menfaatçi, ucuz, basit, küçük insan olmalarıdır. Bu türlerin işi gücü ya güçle ya da gürültüyle fikri bastırmak ve susturmaktır. Bunu beceremedikleri takdirde, hırsla, kinle, nefretle dolarlar ve her türlü zararı vermek için yollar arayıp dururlar. Bir şekilde fikir sahibi olanlara bulaşırlar, fikir sahibi olmayanlar. Karşılarındaki kişinin kendilerine bulaştığı algısını yaratarak ve buradan da kendilerinin muhatap alındıkları izlenimini doğurarak ve kendilerine bir konum elde edeceklerini varsayarak, böylesi bir basitliğe yeltenirler. Oysa bilmezler ki, sen kim karşındaki kim? Seni karanlığa postalamış olan, seninle niye uğraşacak ki? Dikkate bile almaz. Çünkü dikkate alınmaya değer bir tarafın, özelliğin yoktur zira. Keşke olsa da alınsan, alsa ama yok gösteremezsin. Son tahlilde; fikir sahibi olmayanların tümünün, haddizatında, özlerinde nasıl tipler oldukları fikir sahibi olanların malumudur. Bugüne dek söyledikleri her şeyin boş, kuru gürültü, masal olduğu aşikârdır. Ancak acınmaya layıktır onlar. Onları kurtarmak için aydınlatmaktan başka yol yoktur. Korkamayacaksın bebeğim! Fikirlerden korkmayacaksın, fikri olandan korkmayacaksın! Korkarak hayat yaşanmaz, yaşadığını sandığın şey hayat olmaz. Cesaretle yaşayanlar, yaşadım diyebilirler ancak. Fikir, cesaret zerkeder tüm gövdeye! Korkuyu alır, cesaret bırakır yerine. Bu yüzden korkmayacaksın bebeğim, korkmayacaksın, fikirden korkmayacaksın! Fikir sahibine güçle hükmettiğin zaman insan olduğunu mu hissedeceksin, bir şey becerdiğini mi varsayacaksın, ona hükmettiğini mi sanacaksın, onu ezdiğini ve susturduğunu mu düşüneceksin? Sen tam bir zavallısın, ölü bir yaratıksın.

Mesajı son düzenleyen spareaude ( 17-03-24 - 12:29 )
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 11-03-24, 22:55 #1663
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

YARINLARI UNUTMADAN YAŞAYACAKSIN!!!


Soracaksın: niye böyle yapıyorsun?
Diyecem: niye böyle yaptın?


Akıl der ki: Yapılmaması için yapmayacaksın, yapmayacaktın. Seni acıtan şey, başkasını da acıtır unutma. Herkesin ruhu var.
Kalp der ki; ne oldum demeyeceksin, ne olacam diyeceksin. Yarını asla bilemezsin.


Öyleyse doğru yaşayacaksın ki, doğrulukla karşılaşacaksın. Bugün istediğim gibi yaşarım demeyeceksin, yarın yaşayacaklarını düşüneceksin. Bugün umarsız yaşama ki, yarın umursamak zorunda kalma.


Bu ölümsüz hakikati asla ve kata hafızandan çıkarmayacaksın, hafızanın dip derinliklerine gömeceksin ve her gün hatırlayacaksın.


Zira, aptal belki aptaldır ama aptal olmayanı aptal görmek en büyük aptallıktır.


‘’Ne hoş bir güzelliği var; hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin. Kimseye kötülüğü dokunmadan yaşayanların, onurlu bir yaşamı seçenlerin.’’ Virginia Wolf

Mesajı son düzenleyen spareaude ( 12-03-24 - 15:54 )
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 17-03-24, 23:12 #1664
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

TOPRAĞIN RUHU...

Bu topraklar uğruna can vermiş canlara saygım, sevgim, muhabbetim, merhametim ve sadakatim olmasa yemin ediyorum Kİ bir saniye düşünmez, dünyanın en büyük haini olurdum. Çünkü üzerine bastığım toprakların ruhunu tanıyorum, o ruhun ne anlama geldiğini biliyorum, o ruhu hissediyorum. Öyle bilmelerden değildir benim bilmem, biliyorum dediysem gerçekten, saf anlamıyla, en dip özüyle, mutlak hakikatiyle biliyorum. Bazı bilmelere benzemez benim bilmem. Çünkü o ruh benim ben. Benden olanı tanımıyorum mu sanıyorsunuz? Ben bildim mi tam bilirim, tam bildim mi de sözüm ağır ve acı olur, dayanacak tek bir gövde bulunmaz. Zaten sağlam gövde mi var ki dayanacak? Masallar, hikâyeler sökmez o vakit bana. Öyleyse üzerine bastığım toprağın ruhunu incitemem. O ruh incinirse dünyayı yakarım. Eğer o ruhu anlıyorsanız, o ruhun duygularını ve düşüncelerini hissedebiliyorsanız ne demek istediğimi ihsas edebilirsiniz. Zira altında ruhların dolaştığı toprağın üzerinde dolaşanların kahir ekseriyeti bir işe yaramaz, saygıyı, sevgiyi, muhabbeti hak etmeyecek kadar düşük sefillerdir. Söyleyin, o ruhların emanetine saygı gösterebildik mi, gösteriyor muyuz? Hele hele o ruhların kirletilmesine asla eyvallah edemem. O tertemiz ruhların nasıl, niçin, ne şekilde toprağa düştüklerini ve o toprağa da ruh verdiklerini biliyor muyuz? O toprağın ne halde olduğunu hissedebiliyor muyuz? Benim edebiyat yapmakla işim olmaz ama gerçeğin edebiyatını da çok iyi bilirim. O ruhların toprağın altında nasıl uyuduklarını biliyor muyuz? Benim masallara karnım tok, gerçekten tok. Hatta masallardan tiksiniyorum, iğreniyorum. Çünkü masal anlatanlardan tiksiniyorum, iğreniyorum. Benim işim gerçeklerle ve gerçeğe sadakatli olanlarla. Gerçeği öldürdünüz mü, o ruhlar da ölürler. Öyle ki gerçek diri değildir ve ruhlar acı çekmektedirler. Ama gerçek öyle ağır, öyle acı ve öyle yok edicidir ki, böyle bir gerçeği dünyaya haykırmak yeri sarsar göğü yarar. Bu yüzün ruhların fazla acıtılmaması icap eder. Çünkü acıyan ruhun kusması felaket olur. Kifayet eder… Etmezse de ettiririz…
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 22-03-24, 06:17 #1665
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

GERİ ZEKÂLILIK KADER DEĞİLDİR...

Seni hiçbir kimsenin geri zekâlı olarak görmesine, geri zekâlı yerine koymasına, geri zekâlıymışsın gibi kullanmasına müsaade etme. Bu senin elinde. Ben geri zekâlı değilim demelisin sözünle ve eyleminle. Bedenin var mı? Var. Beynin var mı? Var. Gözün var mı? Var. Kulağın var mı? Var. Kalbin var mı? Var. Peki, verilmeyen, olmayan ne? Dokunacaksın, düşüneceksin, göreceksin, duyacaksın, hissedeceksin. Gerçekten var olanları kullanamayacak kadar geri zekâlı mısın? Bunları kim kullanacak ya da kullandıracak? Sen kullanacaksın sen. Kimsenin sana kullandırmasına ve senin için kullanmasına gerek yok, böyle bir dünyada yok. Bunları kullanmaktan aciz misin gerçekten? Bu hayatı yaşayan, hisseden kim? Derdi çeken kim? Acıyı yaşayan kim? Mutsuz olan kim? Sadece seyreden kim? Sensin sen. Eee o zaman geri zekâlıymışsın gibi yaşamana gerek var mı? Geri zekâlıysan elbette olur. Sen, sözünle ve eyleminle ben geri zekâlıyım diyorsan, sana geri zekâlı muamelesi yapılmasına layıksındır.
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 22-03-24, 23:48 #1666
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

AHLAKSIZIN MUTEBER OLDUĞU DÜNYA...


Oysa kimdi insan? Şerefli kılınan bir varlıktı!
Oysa ne söylenmişti şerefli kılınan o insana? Dosdoğru ol!
Oysa ne yaptı şerefli kılındığı ve dosdoğru olması gerektiği söylenen insan? Üç günlük, üç kuruşluk dünya ve elinden kayıp gidecekler için, şerefini beş paralık etti, istikametini şaştı ve lağım çukuruna düştü. Geçelim!


Anekdotu okumadan, baştan söylenecekleri yadırgamayın. Çünkü anekdotu okuyunca öyle miymiş diyeceksiniz. Geçelim! Namussuzluğun, ********liğin, dalavereciliğin, sahtekârlığın, düzenbazlığın, çıkarcılığın, menfaatçiliğin, haksızlığın, yağmacılığın, talancılığın, rüşvetçiliğin, putperestliğin, puştluğun, pezevenkliğin, *****liğin, dalkavukluğun, riyakârlığın, yalakalığın, onursuzluğun, hırsızlığın, arsızlığın, soygunculuğun, ölü seviciliğin, asiliğin, şakiliğin, sapıklığın, yalancılığın, dolandırıcılığın, iftiracılığın, kıskançlığın, aldatmacılığın, zalimliğin, ihanetin, hülasa; her nev’inden ahlaksızlığın egemen olduğu ve prim yaptığı bir dünyadayız. Ahlaksızlar baş tacı, ahlaklılar ayakaltında. Adaletle imar edilmesi icap eden ama kanla sulanmış, kötülüğe boğulmuş, kirletilmiş dünya topraklarındayız. Acılardan acılara sürgün yaşamak mukadderat olmuş. Yaşamak sevinci çalınmış, onurlu yaşamak hakkı metazori alınmış, diller lal kılınmış. Hayır direkt olarak böyle bir şey yok gibi gelebilir ama zımni olarak maalesef böylesi bir durum var. Bunu bilemezsiniz ancak hissedebilirsiniz ve hissetmek, bilmekten daha kuvvetli bir durumdur. Hatta belli bir zaman sonra bilme düzeyine de erişirsiniz. Bilmek ise anlamakla kabildir ama anlayabilmek için de yine hissedebilmek iktiza eder. Hissetmekte muhakkak surette farklı bir derinlik ister, zira sığlıkla kabil olmayacak bir şeydir. Velâkin bu yetilerimizi kaybedeli çok oldu. Neler kaybetmedik ki? Böyle olmadığı ispat edilemez ama böyle olduğunun ispatı en kuvvetli hüccetlerle kabildir. Yüreğiniz yetiyorsa, cesaretiniz varsa, beyniniz kifayet ediyorsa hodri meydan! Velâkin ispatı kabil midir? Hem böyle bir şeyi kaldırabilecek cesareti taşıyan yürek var mıdır hem de ahlaksız zalimler buna eyvallah ederler mi? Yahut acılardan acılara sürgün olan insanlık böylesi büyük bir cesareti alkışlayabilir mi, kendisi adına tarifsiz bir ödül olacağı halde? Şimdi direkt böyle pat diye söyleyince garipsenebilir ama detaya indiğiniz zaman gerçeğin ne hazindir ki bu olduğunu müşahede ediyorsunuz. Yani bu dünyada ne kadar ahlaklı iseniz o kadar sahipsizsiniz ve eziliyorsunuz. Çünkü gerçekten ahlaklı iseniz kötülük yapabilme şansınız olmuyor. Zira ahlaklı olabilmek için ciddi bir arka planınız vardır ve o arka plan sizin asla ahlaksızlık yapmanıza imkân tanımaz. Bu yüzden de aciz, zavallı, ezik olarak görülüyorsunuz. Zira bu dünyanın kanunudur ancak ahlaksız zalimler ezik, zavallı, aciz değildirler!!! Ahlaklı olanlar ise kötülük yapamadıkları için aciz, zavallı ve ezik olarak görülürler. Gelelim anekdota; bu topraklarda yetişmiş Şair Abdürrahim KARAKOÇ üstadı tanımayan yoktur handiyse. Seversiniz, sevmezsiniz orası ayrı mesele ve biz burada bir gerçekliğe dokunacaz, sevgiyi ya da sevgisizliği ölçmeyecez. Zira sevgi özgürlüğün çocuğudur. Gerçekten kendi bulunduğu yerde değerli, karakterli, dürüst ve namuslu, hülasa; ahlaklı bir şairdi, rahmet merhumun aziz ruhunu kuşatsın. Böyle bir tanımlama onu sevmenize ya da sevmemenize bağlı bir şey değildir, sadece nesnel olmanın önkoşuludur. Sevmediğin biri, gerçekten ahlaklı bir insansa, gerçeği ifade etmekten imtina etmeyeceksiniz. Keza sevdiğiniz biri de gerçekten ahlaksızsa, yine gerçeği ifade etmekten imtina etmeyeceksiniz. Onurlu duruş bunu iktiza eder. Bir gün bir şey yazdı. Onuruyla, namusuyla, şerefiyle gerçeği yazdı. Yazdığında ne küfür vardı, ne hakaret vardı ne de alay vardır, basit, sade, saf gerçekti sadece. Biriyle ilgili yazdı ama hakkında yazılanın köpeği olmaktan ve beklediği kapı için havlamaktan başka meziyeti olmayan bir it çıktı ve şairin anasına avradına küfretmediği kaldı. Yazan insandı, havlayan insan görünümlü itti ve başkası için havlıyordu. İşin garibi kalıp olarak söylersek, bu tarafta o tarafta sağ taraftı. Ama ********liğin de sağı solu olmuyordu, ******** her yerde ******** oluyordu. Handiyse bir ülkeye ait olmuş ve zerre ahlaksızlığına şahit olunmamış bir şaire ağzından salyalar akacak, adeta içindeki lağımı kusacaksın ama itibarlı olacaksın, saygı duyulacaksın ve işin en garibi ahlak savunuculuğu yapacaksın. Kimse de çıkıp demeyecek, ya sen kim ahlak kim diye. Yani topyekûn ahlaksızlık. Hani zulmedenle, zulme sessiz kalanın zalimlikte birleşmeleri gibi bir durumdur bu. Zaten insanlıkta bu topyekûnluktan kaybetmedi mi daima ve kaybetmiyor mu mütemadiyen? Çünkü ahlaksız ve arsız olmuşuz her tarafımızla. Başka taraftan şöyle diyelim; bu ülkeyi yani insanlığın alınterini, kanını ve yaşını soyanların, kapitalizmin mabetleri bankaları dolandıranların yani zımnen halkın alın terini çalanların sahip olduğu itibar, bu ülkeye onuruyla hizmet eden insanlar da var mı? Niye böyle? Çünkü o ahlaksız, diğerleri ise ahlakı savunuyor. Ahlaksız yaşayan varken, ahlaklıyı kim ne yapsın? Sonsuz örnek verebilirim. Demek ki neymiş? Ahlaksızlık prim yapıyormuş ama ahlaklı olmanın zerre miskal kıymet-i harbiyesi yokmuş. Sonra da riyakârlık, riyakârlık, riyakârlık. Güya ağlamalar, sızlamalar, sahte haykırışlar, onursuz beklentiler… İflah olmadın, olmazsın, olmayacaksın şerefini kaybetmiş, istikametini yitirmiş, lağım çukuruna düşmüş müptezel ve pespaye yaratık. Helakini bekle!

Mesajı son düzenleyen spareaude ( 23-03-24 - 00:13 )
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 23-03-24, 00:05 #1667
NixtianGirqkon NixtianGirqkon çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

Bir kez daha sorguluyoruz ozaman
İnsan Kötülük yapmaya gücü yetmediği ve fırsatını bulamadığı için mi İyi biri olmaya zorunlu ve mecbur kalmıştır yoksa İlahi adaletten korktuğu için mi ?
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 23-03-24, 00:20 #1668
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

Şu an kafamda kaos var. Sanki beynim boşaldı gibi. Gözlerim, beynim, kalbim yoruldu güzelinsan. Gerçekten böyle ama. Uzun süredir yazıp durdum ve her yazılanı yeniden okuyarak düzeltmeler yaptım ve bu en az on defa oldu. Ama sorun üzerine düşünecem, sorgulamalar yapacam ve kendimce bir şey söylemek kabil olursa söyleyecem naçizane.

Belki şu durumda sığ bir düşünceymiş gibi gelebilir ama bu kafayla şöyle bir şey söyleyebilirim; kimi vardır ilahi adalette diye tanımladığı tarif ettiği şeyden korktuğu için yapmaz, kimi vardır kötülük yapabilecek gücü vs durumu yoktur ondan yapamaz yani yapmaz değil yapamaz. Ama kötülüğü asıl gemleyen şey köken olarak merhamettir, zira kötülük yaptığınız zaman bu tüm insanlığa sirayet edecektir ve siz merhametliyseniz merhametiniz buna imkan tanımaz.
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 23-03-24, 00:36 #1669
NixtianGirqkon NixtianGirqkon çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

Alıntı:
Gerçek Mesajı Gönderen spareaude Mesajı Göster
Şu an kafamda kaos var. Sanki beynim boşaldı gibi. Gözlerim, beynim, kalbim yoruldu güzelinsan. Gerçekten böyle ama. Uzun süredir yazıp durdum ve her yazılanı yeniden okuyarak düzeltmeler yaptım ve bu en az on defa oldu. Ama sorun üzerine düşünecem, sorgulamalar yapacam ve kendimce bir şey söylemek kabil olursa söyleyecem naçizane.

Belki şu durumda sığ bir düşünceymiş gibi gelebilir ama bu kafayla şöyle bir şey söyleyebilirim; kimi vardır ilahi adalette diye tanımladığı tarif ettiği şeyden korktuğu için yapmaz, kimi vardır kötülük yapabilecek gücü vs durumu yoktur ondan yapamaz yani yapmaz değil yapamaz. Ama kötülüğü asıl gemleyen şey köken olarak merhamettir, zira kötülük yaptığınız zaman bu tüm insanlığa sirayet edecektir ve siz merhametliyseniz merhametiniz buna imkan tanımaz.
Bir önceki yazınızda buram buram öfke ve nefret vardı o kadar fazlaydı ki bir yerden sonra kime öfkelendiginizi dahi unuttunuzu düşünmeye basladim geriye yalnızca saf
öfkeniz kaldı
" biliyorsun bağırmak koyulaştırır bizi "" diye bir söz var sizi sükunete davet ediyorum güzelinsan değersiz insanlar için öfkelenmeyin
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 23-03-24, 11:51 #1670
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

Hayır güzelinsan öfke gibi algılanabilir ama gerçeğin ağırlığından, acılığından, sertliğinden öfkeymiş gibi yansımış olabilir. Yoksa gerçek acı, ağır ve sert olduğu için ve duygular direkt olarak aktarıldığı için okurken de öyle geliyordur. Öfke olmaz bizde gerçekten. Eğer gerçeğin yoldaşı iseniz öfkelenmek olmaz. Zira gerçeğin tüm dünyayı kuşatmasını istiyorsunuzdur. O güzel ve temiz kalbinize selam olsun güzelinsan.
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 21-04-24, 22:19 #1671
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

NİYE BÖYLE OLDU...

Nasıl bozuldu insanlar? Nasıl çürüdü ahlaki değerler? Dünyanın peşine düştük, sefahatin diplerinde boğulduk, karanlık dehlizlerde kaybolduk. Alimler çarpıttı, amirler sapıttı, insanlar battı. Ne alimler ıslaha çalıştı, ne amirler salaha erdi, ne de insanlar anladı ve gördü. Nihayetinde tefessüh ettik yekpare olarak. Kimse; bi dakika durun kalaballıklar, bu sokak çıkmaz sokak demedi. Diyende dinlenilmedi, duyulmadı. Herkesin bir derdi vardı ve derdinin peşine düştü, olan biteni kimse görmedi. Herkes girdiği yola uydu, dinledi ama duymadı, baktı ama görmedi, yolu değiştirmek için uğraşmadı. Hep birlikte çürümeye razı gelinde, nihayetinde büyük rantlar olan yolda. Rant oldu derdimiz, rahata ermekti gayemiz. Derdimize dermanı bulduk, gayemize mülaki olduk ama bu meyanda da her şeyi ters yüz edip bozduk, bozdukça bozulduk. Dünyayı sevdik, çok sevdik, o kadar sevdik ki, sevgimiz celladımız oldu. Sevginin ne olduğunu bilmiyorduk. Çünkü sevgi yaratırdı, öldürmezdi, düşünemedik. Severken öldürüyorduk artık. Keşke sevmeseydik ama yaşayıp yaşatsaydık. Zira akledemedik, etmediğimiz tek şeydi bu, etmemiz gereken tek şey olduğu halde. Aklımız durdu, hissimiz kaynağında doğmadan öldü. Ve biz olduk, bizim celladımız. Ama hep başkalarını cellat bildik. Çünkü kendini görememek, başkasını görmek kolay olandı, kolayı seçtik. Böylece hiç düzelmemiz gerektiğini anlamadık, başkalarını düzeltmeye çalıştık ve buna öyle alıştık ki, artık alışkanlıklarımız bizi şaşkına çavirdi. Yazık oldu, acı oldu, feci oldu. Olan oldu ama sonumuz oldu. Çünkü solduk, çürüdük, koktuk. Yeniden dirilmek mümkün mü? Geri dönüş kolay mı? Kirli ve tuzlu denizden çıkmak işimize gelir mi? İçimiz acıyor mu? Acıyorsa belki umut vardır ama acıyor mu? Hiç sanmıyorum. Çünkü acı için, acıyacak kalp gerek!
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 02-05-24, 00:41 #1672
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

İNSAN OLACAKSIN, ADAM OLACAKSIN, KADIN OLACAKSIN...

İnanıyor musun? Umurumda değil. İnanmıyor musun? Umurumda değil. Burası kendi bileceğin iş ve hür iradenle karar vereceğin alan zira. Amma velakin ölecek misin? Öleceksin. Soru net, cevap net. Tartışamazsın. Yüreğin yetiyorsa, beynin kifayet ediyorsa tartış. Ne zaman öleceğin belli mi? Muhal ender muhal. Soru net, cevap net. Hiç ummadığın bir anda, tahmin dahi edemeyeceğin bir zamanda, istemediğin bir mekanda buluşman muhtemel mi, ölümle? Kesinlikle aynen öyle. Soru net, cevap net. Ölüm sana değil, sen ölüme hazır olacaksın. Öyleyse geriye tek bir şey kalıyor. İnsan olacaksın! Adam olacaksın! Kadın olacaksın! Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyeceksin ve eylemini buna göre yapacaksın. Dürüst ve doğru olacaksın, her kim olursan ol. Ya temiz ve masum bir insana iftira attığın yahut garip birinin hakkına tasallut ettiğin anın bir saniye sonrası küt diye gidiverirsen ne yapacaksın? Düşünüyor musun hiç, muhasebe ve murakabe yapıyor musun? Yapasaydın inanırdın zira, ama nerede! Ölümsüz olduğunu mu sanıyorsun ya da hesaptan muaf olduğunu mu? Namussuzlara, sahtekarlara, şebeklere inanmayacaksın. Zaten temiz isen, kire bulaşmazsın, bile isteye kibre bulanmazsın. Sığır bile namussuzdan, sahtekardan, şebekten kıymetlidir, faydalıdır. Çünkü sığırların sunduğu faydalar malumdur ama malum türlerin kendilerine bile zerre faydaları yoktur, ki insanlığa olsun. Eylemini belirleyecek olan gerçektir. Gerçeğe göre hareket edeceksin, dosdoğru olacaksın. Birisi hırsızsa, arsızsa, namussuzsa, müfteri ise, hainse, defol diyeceksin, dönüpte yüzüne bakmayacaksın. Çünkü insansan insan gibi yaşamalısın. Namussuzu, yanlışı, sahtekarı seversen sen de aynısı olursun. Öleceğini ve ne zaman öleceğini asla bilemeyeceğini hiçbir zaman unutmayacaksın. Bu yüzden de insan, adam, kadın gibi olacak, şerefli ve doğru yaşayacaksın. İşte o gün insanlığın makus talihi değişecek ve eyleminle değil ama söyleminle istediğin düzen hakim olacak dünyaya. Zaten eyleminle isteseydin, vaat edileni hak ederdin ve hak olanı kolaylaştırıp yakın kılardın. Ama o yürek, o cesaret, o doğruluk, o şeref nerede! Eğer insan gibi, adam gibi, kadın gibi olur ve yaşarsan, adalet, barış, kardeşlik, eşitlik, huzur, mutluluk, güven dolu bir dünya olacak dünya. Kimse namussuz, arsız, hırsız olamayacak. Sana üstten bakmaya cesaret dahi edemeyecek. Çünkü değişimin gerçek önderi sensin insan kardeşim. Ve sana vaat edildi bu yüzden yeryüzünün önderliği. Sen doğru ve düzgün olmazsan, kimse olmaz. Sen cezayı kestiğin zaman herkesi insan yaparsın. Eşşek gibi insan olurlar, istemeselerde. Yeterki sen sen ol ve insan gibi yaşa. Gerisi kendiliğinden gelir. Ama sen kaypak olursan herkes kaypak olur. Şikayete de hakkın olmaz. Şikayet ettiğinde de dürüst sayılmazsın. Sahtekarca şikayet etmiş olursun, ********lik yapmış olursun. Öyle ya hem arsıza, hırsıza, namussuza eyvallah et hem de dünya niye böyle diye şikayet et. Bu adicedir, onursuzcadır, tiksindiricidir. Önyargılı olma. Saplantılı olma. Mutaassıp olma. İdeolojik olma. Bakar kör olma. Kesin inançlı olma. Köle olma. Kara sevdalı olma. Aptal, mal, geri zekalı, ahmak olma. Yanlışa yanlış de. Olman gereken gibi ol, dosdoğru ol. Hakkını aramasını bil. İradene sahip çık. İhtiyarını hürce kullan. Ceza kesmesini bil. Yanlış yapan, hakikate ihanet eden, seni insandan saymayan her kim olursa olsun haddini bildir. İŞTE O VAKİT BAK GÖR NOLUYOR?
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 08-05-24, 00:18 #1673
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

DİN NEDİR?...

Yemin ederim, din; iyi insan olmaktır. Başka da hiçbir şey değildir. Biz dini çoğaltmak kaydıyla bozmuşuz. Bunu da taammüden yapmışız. Bile isteye cinayet işlemişiz. İyi insan olmak ne demek herhalde bilmeyen çıkmaz. Misal; adil olmak, şatafata heves etmemek, açlar varken tok olmamak, sözünde durmak, kul hakkı yememek, masum birine iftira atmamak, başkasının iyiliğini istemek, insanlar kuru ekmek bualamazken masaya on binler koymaktan haya etmek, insanlar birle iktifa ederken beşi azımsamaktan hicap duymak vb. Tek tek burada sıralamanın alemi yok. İyi insansan dindar insansın demektir. Kim ne derse desin gerçek budur. Biz dini zorlaştırıp kaçıyoruz. Bunu da kasten yapıyoruz. Zormuş gibi sunalım ki, yaşamamamıza bir sebep bulalım diye böyle yapıyoruz. İyi insan olmayanların hiçbiri dindar insan değildir. İstediği kadar cerbeze yapsınlar, istedikleri kadar Allah deyip dursunlar. Din; dini gerçekten bilenlerin yaşadıkları ise, onların yaşamları yemin ediyorum çok basit. Yaaa bir kez kötülük yapmamışlar, kalplerinde kir olmamış hiçbir zaman yani dilde başka kalpte başka olmamışlar. Misal; biri bir şey mi yapacak ama yaptığının doğru mu yanlış mı olduğu hakkında kesin bir bilgisi yok mu, yanındaki: -bak peygamber onu yasak kılmış mı demiş, hemen o an elini ondan çekmiş. Ne kadar basit de mi? Hayır bakınız normalde peygamber dediği içinde değil zaten yapılması yanlış olan bir şey ama nefis diye bir şey var de mi? Bugün böyle mi, bile isteye her türlü kötülüğü yapıyoruz. Hayır nefisten de kaynaklanmıyor. Kötü olmuşuz ve farkında, bilincinde olarak kötülük yapıyoruz. Sonra da dinden bahsediyoruz. İyilik sade, kötülük karmaşıktır oysa. Ama her şeyi karmaşık hale getirince kötülükte doğal olarak doğallaşıyor ve bu da nefsimize, iğrenç işlerimize iyi gelince kötülük yapmak çok kolay oluyor, bundan da zerre kadar şekvacı değiliz. Sadelikten ise kaçıyoruz. Sadeliğin hayatı yeknesak hale getirdiğini düşünüyoruz. Yazıklar olsun! Biz insanlar ******** mi olduk yoksa?
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 19-05-24, 10:51 #1674
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

GÜÇ NE VE KİMDE...?

Güç nedir ve kimdedir? Her zamanda, zeminde, şartta ve koşulda, hiçbir şeye bağlı ve bağımlı olmadan her şeye hakim olan değil midir? Ya da koyduğu kanunlar kendiliğinden yani hiçbir müdaheleyi önemesemeden ve hiçbir çağla mukayyet olmadan işleyen değil midir? Peki kimde var bu güç? Hangi aciz, zavallı, fani bir varlıkta var? Elbette bu dünyada böylesi bir güce malik olan tek bir kişi yoktur ve bademada olmayacaktır. Bu dünyada güçlü olduğunu sanan zalim pezevenklerin hiçbiri güçlü değildir haddizatında, aciz, zavallı, korkak pisliklerdir. Efendilerinden el alıp, güç devşirmiş adi, alçak ve soysuz yaratıklardır. Bu dünyada var sayılan güç hayali bir güçtür. Birgün yok olacak bir güçtür. Bu böyledir yani, inansakta inanmasakta, kabul etsekte etmesekte. Ezilecek, önemsenmeyecek, değer verilmeyecek, nazar-ı dikkate alınmayacak hatta tahkir ve tezyif edilecek bir güçtür ve hatta kendi bekasını dahi temin etmekte varlık göstermesi muhal olan bir güçtür. Tükürülecek bir güçtür ve tükürüyorum. Hatta insanlık şerefli, namuslu, onurlu, akıllı ve bilinçli olsa bu dünyada dahi zerre kıymet-i harbiyesi olmayan bir güçtür. Ama bizim cehaletimiz, nankörülüğümüz, ********liğimiz, menfaatperestliğimiz hayali güçleri gerçek güç sandırıyor bize ve karşılarında boyun eğdiriyor. Bu dünaydaki varolduğu düşünülen güç, günü geldiğinde ve gerçek gücün huzuruna çıktığında ve kendisine; hadi göster kendini denildiğinde, ben yoktum ki zaten diyecek bir güçtür. Bu kaçınılmaz mukadderattır. Yok olan güç, güç müdür? Değildir. Peki neye göre hareket edecez? Elbette gerçek güç yani etkisini göstermesine kimsenin handikap teşkil edemediği ve hiçbir çağla mukayyet olmayan güç kimdeyse, o güce göre hareket edecez. Yekpare insanlık tek vücut olsa dahi, koyduğu kanunların işlemesine zerre handikap teşkil edemeyeceği güce göre hareket edecez. Peki sahte güçleri bırakıp gerçek güce göre yaşamının yönünü tayin eden kaç kişi çıkar şu dünyada? Dillere baksan herkes haykırır ben varım diye ya eylemler ne konuşur? Karaktersiz yaratıklarız. Peki burada şöyle bir sorun çıkmaz mı? Demek ki tabi olduğumuz güç, kalbimize de hükmeden güçtür ve bizim manevi boyutumuzun derecesini de tayin edecek bir durumdur bu. Ve tabi olduğumuz gücü belirleyen şey de eylemlerimizdir. Öyleyse dilde söylenen her şeyi yalanlayacak bir eylem vardır. Ve eylemlerimiz, dillerimizdekini yalanlamaktadır. Ve eylemdir bizim içimizi belirleyen, dışımızda ne kadar da riyakar olsakta. Bu dünyada güçlü olduğumuzu sanırız. Her şeye hükmümüzün geçtiğine inanırız, her yaptığımızın yanımıza kar kalacağını düşünürüz ama o gün geldiğinde bir sokak köpeği gibi dilimizi dışarı sarkmış, takatsiz kalmış, görkemi yok olmuş ve sefilleşmiş şekilde buluruz kendimizi. Oysa deriz, ne kadar da dürüsttük biz, kalbimiz ne kadar da temizdi, niye böyle bir son buldu bizi? Bu riyakarlığımızın tescilidir işte ve o gün her şey açığa çıkacaktır. Ve dün ezdiklerimiz, hayatını çaldıklarımız çıkıp derler ki; şimdi de göster gücünü ve ez beni, çal bende olanı. Hadi yap bunu soysuz pezevenk deriz. Nasıl yapsın bunu pezevenk, kendini savunmaya takati yok. Böyledir işte gerçekler, acımasızdır, affı yoktur. Elbette ses çıkamaz, çünkü zaten olmayan güç artık yokluğa mahkumdur. İşte bu yüzden, burada sahte güçlerinizle her şeyi yapabilirsiniz, gasp edebilirsiniz hakları, katledebilirsiniz yaşamak sevinçlerini, yokluğa mahkum edebilrisiniz canları, esir kılabilirsiniz hürleri, büyük yalanlarla aldatabilirsiniz cahilleri, ta ki gerçek gücün huzuruna varana dek. Bu dünyadaki cinayetlerinizi, ihanetlerinizi, haydutluklarınızı, asiliklerinizi, yalanlarınızı, gasplarınızı, hırsızlıklarınızı, varolduğunu sandığınız gücünüzle gizleyebilirsiniz, aracı güçlerinizle örtmeyi ve saklamayı başarabilirsiniz, peki gerçek güç karşısında nasıl becereceksiniz bunu? Hangi aracı gücü bulup, korku salıp, saklayabileceksiniz? Hangi silahın kurşunu işler orada? Hangi kelepçe bilek bulup takılabilir? Hangi zalim pezevenk hakkında ferman verebilecek mazlum bulabilir? Hakkı susturabilecek hangi safsata kanun yazılabilir? Hadi zulmettiniz bana, belki bir şey yapamam, suskunluğa mahkum olurum, ilelebet mi böyle olacak sanırsınız, konuşacağım gün gelmeyecek diye mi düşünürsünüz? ********, alçak, soysuz pezevenkler elbette karşılacağız, yüz yüze geleceğiz ve yemin ediyorum ki o gün yüzünüze tüküreceğim ve siz o tükürüğü buradaki gibi yıkayıp, silip yok edemeyeceksiniz. Bir gerçek güç olduğuna inanıyorsanız şayet, yaşamınızda da o gücü dikkate alırsınız. Ve gücünüzün sonsuz olmadığını hatta kof bir güç olduğunu ve günü geldiğinde bir hiç olacağını idrak edip ona göre yaşamınızın yönünü tayin edersiniz ve insanca yaşamakta karar kılarsınız. Karşılaşmadan önce kendinize çeki düzen verin! Zira buradaysam çok acımasız savaşlar bekliyor, gidersem tümünüzü bekliyor olacağım soysuz, alçak, adi, ******** pezevenkler. Nereye kaçacaksınız, hangi güçle karşı duracaksınız? Önce inanmanın ne demek olduğunu öğrenin, sonra her şeyi öğrenirsiniz!
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 21-05-24, 22:23 #1675
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

ADI VAR KENDİ YOK...


Sokaklar it dolu, sürüler halinde dolaşıyorlar, adeta sokakların hakimi biziz diyorlar, can güvenliği yok, yemin ederim bir itten zor kurtuldum bi ara. Yok kardeşim, can güvenliği yok. Yok olan şey var olabilir mi? Yaşıyoruz ya, bizatihi yaşıyoruz, can güvenliği yok. Yemin ediyorum ki, yok. İnsan canının zerre kadar kıymet-i harbiyesi yok maalesef. Yok, hadi var de de görelim, ispatın ne ispatımın nezdinde? Göz göre göre insanları ölüme terk ediyoruz. Hatta adeta öldürüyoruz. Devlet ama köpek sevici geri zekalılardan korkuyor, nasıl bir devletse. Sanki onlar devlet ve herkese had bildiriyorlar, hesap soruyorlar. Kimse de demiyor ki; madem bu kadar seviyorsunuz, alıp götürün evinizde bakın geri zekalı dangalaklar. Hayır yani, devlet, bu geri zekalılardan korkuyor. Biz itler öldürülsün, vahşice yok edilsin demiyoruz ki, kalıcı bir çözüm bulunsun, dürüstçe tedbir alınsın ve can güvenliği temin edilsin. Hayır ya, bir devletin en büyük ve hayati ödevidir bu, vatandaşının canını korumak. Bilakis devlet niye vardır ki? Bana ne senin devletliğinden benim canımı korumaktan acizsen? Bu kadar ya, bu kadar. Velakin göz göre göre, bile isteye insanlar ölüme terk ediliyorlar. Pitbulllar kol geziyor her yerde, insan ve hayvan parçalıyorlar ve konuşanlar suçlu oluyorlar. Yav kardeşim, yasağın yok mu senin? Önüne gelen, koyduğun yasağı delebiliyor mu? Biz de delelim o vakit ve sus, otur oturduğun yerde. O zaman itibarın nerede senin, kuvvetin hani ya da nasıl devletsin? Kadınlar paramparça ediliyor ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor caniler, bu adli kontrol şartı denilen saçmalık ne tür bir saçmalıksa, keza iyi hal indirimi diye bir saçmalıkta var. Hakikaten nedir bu saçmalıklar ya? Neymiş? Adli kontrol şartıymış, iyi halmiş? Ulan şartından da, şurtundan da, seniin iyi halinden de diyeceksin. Katil lan katil, katilin iyi hali mi olur? Yani katillerin, suçluların açıkça taltif, zımnen taktir edildiği bir dünyada yaşıyoruz ya. Taammüden katliam yapılıyor, cani tarafından dalga geçerek anlatılıyor hem de güvenlikten sorumlu devlet görevlilerine anlatıyor ******** ama mahkeme tarafından bugün gir yarın çık der gibi ceza veriliyor. Yav böyle adalet olur mu, böyle mahkeme olur mu? Sokaklarda her gün kurşun yağmuru yağıyor, an be an can pazarında canlar yok oluyor, kimsenin umurunda değil. Herkesin kör bir kurşunla can vermesi her an olabilecek bir şey maalesef, ki, kaç kişi can verdi böyle pisi pisine. Sokak serserileri trafikte can pazarına davetiye çıkarıyor, bu nasıl iş diyen yok. Yav tüm bunlar gözümüzün önünde, bu ülkenin şehirlerinde, caddelerinde, sokaklarına oluyor. Yani alenen suçsuzlar tecziye edilip suçlular taktir ve taltif ediliyor bu alemde. BU DEVLET NASIL BİR DEVLET ya da NEREDE BU DEVLET? Gerçekten DEVLET demek böyle bir şey mi oluyor yani adı olup kendi olmayan? Lütfen VARLIĞINI en şedit biçimde göster, göstermen gereken yerde SAYIN DEVLET! Benim devletimsen, benim devletim ol!
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 25-05-24, 00:59 #1676
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

KÖPEKÇİLERE...

Köpek düşmanı değiliz. İnsan canını önemsiyor ve önceliyoruz. Bu yüzden de sizden daha çok ve samimi olarak hayvanları severiz. Yemin ederim ki, sizden daha çok sevdiğimiz yalan değil ama sizin köpek sevdiğiniz büyük bir yalandır. Bu konuda şerefimi ve onurumu ortaya koyuyorum, köpekleri benim kadar sevemezsiniz. Çünkü sizler sevginden yoksun insanlarsınız zaten özünüzde. Zira siz ne insanı ne de hayvanı samimi ve dürüst olarak sevebilirsiniz. Sadece boş yapıyorsunuz. Güya seviyorsunuz. Ulan insanı sevmiyorsunuz ki, hayvanı sevesiniz. Sizin ciğerinizi biliriz. Yani biraz dürüst olun. Sahtekarlığa lüzum yok. Haydi buyurun cesaretiniz varsa, yüreğiniz yetiyorsa, birazcık onurluysanız sevginizi görelim. Geçelim! Kahir ekseriyetiniz kodamansınız. Maddi sorununuz yok. Bahçeleriniz geniş. Öyle pahalı süs köpekleriyle uğraşmayın. Bahçelerinize üstü kapalı, etrafı açık bi kulübe yapın. Hem kışa hem yaza uygun olsun. Şöyle kallavi bir kulübe olsun. Sokaktaki köpeklerden beş on tane getirip kulübeye koyun ve bakımını üstlenin. Bir süs köpeğine bir ayda harcadığınızı, onlara bir yılda ancak harcarsınız, kârlısınız yani. Öyle sokak ortalarında köpekleri besliyormuş gibi nümayişlere de gerek yok, yemiyoruz yani. Götür evinde besle, seviyorsunya ve samimisinya sevginde, niye evini paylaşmaktan imtina ediyorsun? Buyurun evlerinizi paylaşın köpeklerle, sevginiz de samimi iseniz. Hani çok üst perdeden konuşuyorsunuz ya, sadece konuşmayın, yapın da. Zaten siz bunu yaptığınızda sokakta köpek kalmayacaktır. Çünkü yapılmayan şeyin konuşulmasının hükmü yoktur. Dilin de kemiği yoktur. Ki, samimiyetiniz, dürüstlüğünüz belli olsun. İşte o zaman sizleri her gün alkışlayacam, önünüzde saygıyla eğilecem. Ama bunu asla yapmayacaksınız. Çünkü siz sevgisiz ve merhametsiz insanlarsınız. Gürültü yaparak gerçekçekleri örteceğini sanan zavallılarsınız. Sadece kuru gürültü yapacaksınız ve süs köpekleriyle yaşayacaksınız. Çünkü sizler sokak köpeklerinden uzak yerlerde huzurlu yaşayan, can güvenliği sorunu olmayan, evlatları özel arabalardan inmeyen ve okullarına güvenlik görevlisi eşliğinde giden ve köpeklerden zerre zarar görmeyen tiplersiniz. Hatta sizler sokak köpeklerinden tiksinen tiplersiniz. Sizler rezilsiniz. İnsanlara olan düşmanlığınızı gizliyorsunuz ve bilmediğimizi sanıyorsunuz. Sizler kallavi sahtekârlarsınız. Boş tenekesiniz. Ama gerçekten boş tenekesiniz. Çok ses çıkarıyorsunuz ama boş ses çıkarıyorsunuz. Sizler normalde de kafası basmayan tiplersiniz. Servetleriyle var olan yoksa asla var olamayacak tiplersiniz. Çağdaşlığın arkasına sığınan çağ dışı tiplersiniz. Gerçeklerden, bilgiden, bilimden uzak sefillersiniz. Siz kimsiniz ya? Kendinizce cümle aleme meydan okuyorsunuz. Canı yanan insanlar, evladı ölen insanlar, hayatı kararan insanlar ne olacak? Hadi konuşun susmayın köpek kadar bile saygın olamayacak tipler. Geri zekalı dangalaklar…
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 30-05-24, 23:51 #1677
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

BEYİN YOK...



Çok büyük ve abartılı bir iddia olacak ama gerçekten beynimiz yok. Geçelim! Öyle garip tipleriz ki, cahiliz desek değiliz, zırcahiliz. Bir şey söylüyoruz ama hiçbir şey söylemiyoruz. Akademik tiplerin bin laf edip tek söz edemedikleri ve hakikati laf kalabalığında boğdukları gibi. Mal gibi konuşurlar, konuşurlar, konuşurlar ama hiçbir şey söylemezler. Dinlersiniz, dinlersiniz, dinlersiniz ve tamam da şimdi ne demek istiyorsun dersiniz çaresizce. Çünkü bi milyon lafta söylediği hiçbir şey olmaz. Bu ölümsüz bir hakikattir bu ülke için. Hadi onların görevi hakikati örtmek ve bu yoldan kendilerini pazarlamak ama can konusunda konuşan geri zekâlıların dertleri ne? Her kesimimiz aynı. Günlerdir bakıyorum da konuşan konuşana ama tek bir şey söyleyen tek bir kimse yok. Cehaletin hem zirvesinde hem de zifiri karanlığında yaşıyoruz. Şu köpek mevzusunda herkes bir şey söylüyor ama hiçbir şey söylemiyor. Neymiş efendim; onlarda canmış, cana kıyılır mıymış, bizim dinimiz buna karşıymış, onlar bizim dostumuzmuş. Tamam geri zekalı bunu zaten biliyoruz, anladıkta, çözümün ne, ne yapılsın, ne olsun istiyorsun? Bir şey söyle ya bir şey söyle. Ne istiyorsun? Hayır çözümü yok. Onlar bizim arkadaşlarımızmış, onlara kıyılır mıymış, onlara kıymak vicdansızlıkmış. Yav tamam tamam bunu bilmeyen yok, gerçi bunu bile bilmeyen çok olabilir dünyamızda, zira cehaletin zirvesinde ve zifiri karanlığında yaşıyoruz, tamam da ne yapılsın istiyorsun, bi çözüm söyle ya? Yok çözüm yok, sokakta başıboş dolaşılsın istiyorlar yani hayatlar sakat geçsin, insanlar ölsün istiyorlar. Ölümler umurlarında değil, son nefese dek sakat geçecek hayatlar umurlarında değil. Gerçekten umurlarında değil ama, laf olsun kabilinden söylemiyorum. Çünkü onlara dokunacak bir şey yok. Yanlarına alıyorlar bir tane özel köpek, boş boş konuşuyorlar. Sanki köpek seviyor pezevenk. Ulan sokaktaki köpek koynundaki köpek gibi değil işte, bunu idrak edecek zekan olmadığı için olayın fehminde değilsin. Bu olaydaki detay şuna benziyor, hani bir söz söylersiniz, bir fikir ortaya koyarsınız da, malın teki çıkıp boş konuşuyorsun der de başka bir şey demez ya, aynen buna benziyor buradaki durum da. Ulan mal, tamam kabul boş konuşuluyor da, dolu olan konuşma ne ya da nasıl boş, niçin boş, bir tek fikrin yok mu? Hayır fikir yok, ortaya konan hiçbir şey yok ama boş konuşuyorsun, bu kadar yani. Çünkü malın fikri yok ki ortaya koysun, söylenilenin neresi boş neresi dolu izah edebilsin. Beyin yok ki fikir olsun. İşte bizim dünyamız maalesef böyle. Cehaletin zirvesindeyiz, zifiri karanlığında yaşıyoruz. Konuşuyoruz ama ne konuştuğumuzu bilmiyoruz. Fikir söylüyoruz güya ama söylediğimiz fikrin dahi ne olduğunu bilmiyoruz. Hülasa; cahiliz hem de zır cahiliz. Yemin ederim ki cahiliz. Bilgimiz yok, fikrimiz yok, çözümleme kabiliyetimiz yok, konuşma kabiliyetimiz yok, bir şey söyleyebilme kabiliyetimiz yok. Çünkü gerçekten ama gerçekten bir beynimiz yok. Bakınız yemin ediyorum ki, beynimiz yok. Var sanıyoruz ama yok. Sadece beyin dediğimiz şeyin var olduğunu sanıyoruz.



SANAT NE DEMEK, SİZ KİMSİNİZ...



Ulan cahil de olsan seni severdim.Sevilmek istiyorsan, boş konuşma, yapılması gerekeni yap. Tamam benim sevgimi elbette umursamazsın. Umurumda da olmaz. Gel benim sokağımda sabah ve akşam çete gurubu gibi gezen ve huzuru, güvenliği altüst eden itleri evine götür cahil. Süs köpekleriyle tafra yapma müptezel yaratık. Sanatçı ol, sanatçı bozuntusu olma. Zaten kahir kahir ekseriyetinizin adı sanatçı. TV de görünüyorsunuz diye sanatçısınız. Oysa sanatçı olmak kolay ve beleş bir şey mi? Sanat ne demek hanginiz bilirsiniz? Oturup konuştuğunuzda iki kelimeyi bir edip cümle yapamayacak kadar malsınız. ********im gerçek bu. Nefretle söylüyorsam dünyanın en namussuz ve onursuz insanıyım. Hayır gerçek bu. Malsınız.



Ekranlara çıkıyorsunuz diye o payeniz var. Hak ettiğiniz için değil. Parayı basıyorlar, öttürüyorlar. Haddizatında en derinlerde ***** bir tezgah bu da. İzah ve izhar etsem apışıp kalırsınız, ki idrake zekanız da kifayetsiz kalır. Kapitalizmin çocuklarısınız kahir kahir ekseriyetiniz. Sanat nedir deseler, zekice bir tarifiniz çıkmaz. Ancak boş beleş işlerde bomboş konuşursunuz. Yav zaten insanlık niye böyle? Siyasal, sanatsal, dinsel, servetsel olarak cahillerin sultası altında olduğu için. Bu toplumsal alanların hiçbirinde akıllının sözü yok, hükmü geçmiyor. İnsanlık her yerde ve yönde cahillerin elinde maalesef. Dördüncü sınıf yaratıklar, birinci sınıf beyinleri eziyorlar. Son tahlilde; cehennemi yaşıyoruz insanlık olarak, ne acı. Elbette insanlıkta bu durumdan dolayı suçlu. Çünkü cehalete prim veriyorlar, zekaya değil. Layık yani yaşadıklarına. Tüm insanlık cahil ve rezil filhakika.



Son tahlilde: maalesef dünya tarlasında boy vermiş bilim adamları, din adamları, sanatçılar, politikacılar, sermayedarlar, aydınlar, gazeteciler, akademisyenler, bürokratlar dar kafalı ve yobazlar. Hepsi nefsinin kölesi, çıkarlarının zebunu. Ahlaken düşük tipler. Namuslu ve dürüst değiller. Gerçekten kopuklar. Bu alanlarda boy gösterenlerin kahir kahir ekseriyeti kapitalizmin kölesi, maşası, kuklası. Hepsi insanca ve onurluca yaşamın hırsızı, yaşamak sevincinin katili. Karaktersiz tipler kahir kahir ekseriyeti. Bir düşüncenin arkasına, ulvi bir olgunun gölgesine sığınıp insanlığı cahilleştiren ve ürettikleri cehalet üzerinden cahilleştirdikleri insanlığı aldatan ve sömüren tipler. İnsanlık ailesinin üyesi olanlara da, bunlara da yazıklar olsun. İnsanlığın öldüğü, insanın düşük ve düşkün olduğu bir çağda yaşıyoruz maalesef.


En son tahlilde: aklımız var ve düşünüyorsa, gözümüz var ve görüyorsa, zekamız var ve idrak ediyorsa, kalbimiz var ve duyumsuyorsa, vicdanımız var titriyorsa, hülasa; insansak her şey sarih ve beliğ. Filhakika, insan yanıyor ve bir damla suya muhtaç ve kimin avucunda bir damla su var?


ESKTRA NOTLAR...


Ey İslam dünyası! Şimdi, benim karşıma geçip, Allah’ın kulu, Hz. Muhammed’in (sav) ümmetiyiz diyebilir misin? Allah’ın: biz insanı şerefli kıldık dediği, şerefli kılınan insanlık zümresinden misin? Şerefli insanlık, namusunu kirletip, şerefini çiğnetir mi? İzzetin, şerefin ve gücün nerede olduğuna inanıyorsun?


Bi kuduz köpek gözünüzün önünde bir çocuğu parçalasa ne hissedersiniz, ne yaparsınız? Gerçekten ne yaparsınız? İzler misiniz? Benim çocuğum değil mi dersiniz? Şimdi durduk yerde niye kendimi tehlikeye atayım mı dersiniz? Herkes bakıyor ben niye müdahale edeyim mi dersiniz? Kendini kurtarsın ya da ölsün, beni ne ilgilendirir mi dersiniz? Benim bi dünyam var, şimdi durduk yere niye tüm kuduz köpekleri de üstüme çekeyim mi dersiniz? Ölen ölür, dünya kalanlarındır, zayıf olan illa ayıklanacak mı dersiniz?


Çok dünyalık elde ettin ey insan, çoook. Şimdi onları kaybetmekten korkuyorsun. Dilin söyler ama kalbin titrer ve bunu bilir düşman. Belki bu dünyada kendini doğru, dürüst ve samimi olarak göstermeyi başarabilirsin… Çoksun ama çöpsün!
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 14-06-24, 21:53 #1678
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

BEHEMEHAL YOK EDİLMELİ...


İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, gündüz kuşağı programlarıyla ilgili olarak konuştu. “Hiç kusura bakmasınlar o yayınlardan hoşlanmıyorum” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yayınlarda etik değerlerden sapmalar var. Bazı şeyleri herkesin ortasında konuşmamızın ne anlamı var yani. Bunun basın-yayın özgürlüğüyle ne alakası var. Suçu aydınlatmak İçişleri Bakanlığı’nın işi. Adaletin tecelli etmesi Adalet Bakanlığı’nın işi. Bizim adımıza kararları mahkemelerimiz veriyor. TV’lerdeki o tür yayınları ben kabul etmiyorum, onlar değer sapması.”


Evet Sayın Bakan! Yüzde yüz haklı ve hakkaniyetli düşünceler. Acilen neşter vurulmalı ve o yayınlar bir daha dirilemeyecek şekilde yokluğa mahkum edilmelidir. İnsanı, toplumu bozan; değer namına ne varsa tahrif ve tahrip eden, ve dahi çürüten ve kokutan; devlet için netameli mahiyete malik olan; her türlü mikrobu açığa çıkararak zımnen kötülüğe yönlendiren bu iğrenç ötesi programlar acilen behemehal görsel dünyadan fırlatılıp atılmalıdır. Arka planda bu toprağın çocukları için adeta güler yüzlü birer cellada dönüşen ve ruh haritalarını tarumar eden bu muzır programlar devlet eliyle yok edilmelidir ve bir daha farklı versiyonlarla da olsa ekranlara çıkarılmamalıdır. Bin kez söyledik belki ama sakalımız yoktu. Belki sizlerin sözleri nazar-ı dikkate alınır ve gereği yapılır Sayın Bakan. Bu toplumu bozmak için vardır o programlar, kim ne derse desin hakikat budur. Bir iki güler yüz, bir iki toplum için yapılıyormuş gibi sunulan sözde iyilikler arka plandaki devasa tehlikeyi örtmemelidir. Zaten verecekleri zararı verecekleri kadar verdiler, daha fazlasına eyvallah edilmemelidir. Yazık günah bu milletin evlatlarına. Yemin ederim bu iğrenç ötesi programlar bir saniye bile durmamalıdır ekranlarda. Tezgahlarını nasıl işlettiklerini, sessizce nasıl cellatlık yaptıklarını, bozulmayı nasıl tetiklediklerini, mikrobu damarlara inceden nasıl zerkettiklerini yani bunların ruh haritalarını teferruatlı olarak izah ve izhar ederim ama artık eskisi gibi yazmaya varmıyor elimiz. Yorgunluk, bıkkınlık, hükümsüzlük soğutuyor. Devletin bizden daha iyi görmesi, bilmesi gerekir diye düşünüyorum bir de. Ki, görüp biliyordur da zaten. Öyle ya, her şeyi gören, bilen devlet gözünün önündekini mi görüp, bilmeyecek?
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 15-06-24, 22:46 #1679
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

BAYRAMLAR BAYRAM OLSUN...


Bayramlarınız bayram olsun. Yuvalarınız huzur, mutluluk, neşe dolsun. Yüreklerinizde hüzün, gözlerinizde yaş olmasın. Bahçelerinizden bahar, sofralarınızdan bereket, gövdelerinizden sağlık eksik olmasın. Kötülükler ve kötüler sizden uzak olsun. İnsanlığı tüketen, boğan, yaşamak sevincini zehirleyen acıların kökü kurusun. Sevgi, barış, uhuvvet, müsavat, hürriyet, adalet egemen olsun insanlık toprağında. İnsan, insan olsun.


“Birisiyle ilişkin bitince, onun bütün sırlarını topla ve kalbinde bir yere gizleyip unut. Çünkü gerçek ahlak ilişki bitince belli olur.”


MORGAN FREEMAN


‘’Ne hoş bir güzelliği var; hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin. Kimseye kötülüğü dokunmadan yaşayanların, onurlu bir yaşamı seçenlerin.’’


VİRGİNİA WOLF


‘’Hiç kimseyi, başkalarının anlattığı hikâyelere göre yargılama, çünkü herkes hikâyeyi kendi tarafından anlatır.’’


PLATON
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 20-06-24, 12:33 #1680
spareaude spareaude çevrimdışı
Varsayılan C: Kurtulmak mı istiyorsun? Düşüneceksin!

Şimdilik iptal oldu.

Mesajı son düzenleyen spareaude ( 20-06-24 - 18:26 )
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Cevapla

Bu konunun kısa yolunu aşağıdaki sitelere ekleyebilirsiniz

Konu Araçları

Gönderme Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap yazamazsınız
Dosya gönderemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

BB code is Açık
Smiley Açık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı



Tüm saatler GMT +3. Şuan saat: 10:44
(Türkiye için artık GMT +3 seçilmelidir.)

 
5651 sayılı yasaya göre forumumuzdaki mesajlardan doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir. Şikayet Mailimiz. İçerik, Yer Sağlayıcı Bilgilerimiz.