Forumları Okundu Yap |
![]() |
#1 |
Kapitalizm - Komünizm- İslam
İdeoloji birçok Batı mahreçli kavram gibi Yunanca asıllıdır. Kabaca söylersek ‘düşünce/fikir’ anlamındaki ‘idea’ ile ‘bilim/disiplin’ anlamlarına gelen ‘loji’ kelimelerinden oluşan bileşik bir isimdir. İdeoloji kavramını ilk kez kullanan [1796] ismin, Destutt de Tracy adındaki Fransız düşünür olduğu bilinmektedir. Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükûmetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dinî, moral, estetik düşünceler bütünü’ ‘Kendi içinde bütünlüğü olan siyasî, İktisadî, içtimaî (sosyal) sistem düşüncesine sahip, inanç, his ve fikir bütünü.’ İslam İdeolojisi ‘İdeoloji, kendisinden bir nizâm kaynaklanan Aklî Akîdedir. Akîde ise; kâinat, insan ve hayat hakkında, dünya hayatının öncesindeki ve sonrasındaki hakkında ve (dünya hayatının) öncesindeki ve sonrasındaki ile olan alâkası hakkında küllî bir fikirdir. Akîdeden kaynaklanan nizâma gelince; insanın sorunlarına yönelik çözümler ile bu çözümleri tenfîz, Akîdeyi muhâfaza ve İdeolojiyi taşıma keyfiyetinin beyânıdır. Tenfîz, muhâfaza ve taşıma keyfiyetinin beyânı, Metottur.’ Öncelikle ‘ideoloji’, alelade, kıt ve salt felsefî bir fikir değil, kendisinden bir nizâm/düzen/sistem kaynaklanan bir fikirdir. Kendisinden bir nizâm kaynaklanmasına dair vurgu ideolojiyi kısıtlı felsefi ve siyasi düşüncelerden ayırır. Mesela Nazizm her ne kadar belli bir dönem, belli bir mekânda etkili olmuşsa da kendine has bir düzen, sistem kuramamıştır. Aynı şekilde ülkemizde ‘ideoloji’ olarak sıkça değerlendirilse de Kemalizm de gayet dar bir fikirdi. Aklî olması ise onun duygusal, içgüdüsel ve salt vicdanî olmadığına dair bir vurgudur ki burada ideoloji, Budizm, Hıristiyanlık gibi maneviyatçı fikirlerden, dinlerden ayrıştırılmaktadır. Şeyhin, ideolojinin esası olarak gördüğü akideyi (ki lügat anlamı da buna muvafıktır: esas) ‘kâinat, insan ve hayat hakkında, dünya hayatının öncesindeki ve sonrasındaki hakkında ve dünya hayatının öncesindeki ve sonrasındaki ile olan alâkası hakkında küllî bir fikirdir’ diye tarif etmesi de gayet mühimdir. Zira insanın ve toplum ‘büyük düğümü’ buradadır. Bu soruya her insan cevap arar ve bir cevap bulmalıdır. Toplumlar için de durum değişmez. Marks’da bu soruya cevap vermeliydi, aydınlanma filozofları da. Çünkü topluma yeni bir bakış açısı, yeni bir düzen ve hayat tarzı sunmak istiyorlar, bundan da ötesi toplumu kalkındırmak istiyorlardı. Zira kalkınmanın anahtarı burasıdır. Bir akideyi ideoloji yapan şey onun ‘dünya hayatının öncesindeki ve sonrasındaki ile olan alâkası hakkında’ yönünün olup olmadığıdır. Burada ‘alaka’ kurulan şey ‘dünya hayatı’dır. Kurulan bu alaka sonucudur ki sizin insanlar arası ilişkileri, uluslararası ilişkiler, iktisat, kadın erkek ilişkileri gibi insan problemleri hakkında bir çözümünüz olur. Yani ‘insan, hayat, kainat’ın öncesinde ne vardı, sonrasında ne var ve bu önce sonranın şu ana yani dünya hayatına etkisi nedir? Mevcut Hıristiyanlık bu sepebten ötürü bir ideoloji değildir. Bir ‘önce’ ve ‘sonra’ telakkisi olmasına rağmen, dünya hayatı ile olan alakasını ortaya koyamamıştır çünkü. ‘Küllî’ diye sıfatlandırılmasıysa onun insan yaşamıyla ilgili bütün ‘detay fikirleri’ içeriyor olmasıdır. Tıpkı bünyesinde eğitim, sağlık, yeme içme vs imkânları barındıran bir külliye gibi birbiriyle bağlantılı ve kuşatıcı bir şekilde. Mesela kadına dair fikir, mülkiyete dair fikir ideolojinin esası olan küllî fikre nazaran cüz’i birer fikirdirler. İşin en can alıcı noktası ise ideolojinin nizam boyutudur. İnsan ve toplum problemlerine dair çözümler, bu çözümlerin uygulanması, ideolojinin esası olan akidenin fikrî saldırılara karşı muhafazası ve ideolojinin sınırları aşarak bütün insan fertlerine yayılması sistem içinde görünür bir şekilde var olması nizamdır. |
|
![]() |
Cevapla |
Konu Araçları | |
|
|