Google’da kısa bir araştırma sonunda bulunabilecek, çeşitli gazete, dergi ve Internet sitelerine yapılmış “sadece arkadaş” açıklamaları ve tarihleri...

21 Ağustos 2004 - "Arkadaşız, yanlış anlaşılmasın!.." => Teoman
(Sinemis Candemir hakkında)

22 Aralık 2001 - "Kesinlikle sevgili değil arkadaşız!.." => Özlem Yıldız
(Davut Güloğlu hakkında)

25 Ekim 2002 - "Sadece arkadaşız!.." => Çağla Şıkel
(Kenan Doğulu hakkında)

28 Şubat 2003 - "Biz Gülşen’le sadece arkadaşız..." => Serdar Ortaç
(Popçu Gülşen hakkında. "Popçu Gülşen" nedir çözemen!)

08 Haziran 2003 - "Sadece dostuz, arkadaşız..." => Nurgül Yeşilçay
(Özcan Deniz hakkında)

22 Ocak 2001 - "Biz sadece arkadaşız..." => Ebru Şancı
(Ali Eren hakkında)

05 Kasım 2003 - "Biz sadece arkadaşız..." => Ebru Yaşar
(Davut Güloğlu hakkında)

24 Ocak 2002 - "Valla daha Tuncer’den yeni ayrıldım, arkadaşız." => Ece Erken (Hakan Kosif hakkında. Kimdir bilemen!))

16 Eylül 2004 - "Arkadaşız..." => Cansu Dere
(Levent Yüksel hakkında)

30 Mart 2004 - "Arkadaş olduğumuzdan dolayı..." => Esra Eron
(Hakan Özkaykı hakkında. Nedir irdeleyemen!)

Tarza gel...
"Hımmmööööö, hımmmööööö..." => Seda Üren ("Ünlüler Çiftliği" adlı son yılların en gereksiz programında ineklere sesleniyor)

Hamaman!..
"Hamakta yatılmaz, hamakta hamılır..." => Yunus Günçe

Hoşgörünüz...
"Pardon, acıdı değil mi..." => Yasemin Kozanoğlu (keçiyi sağarken)

Zambakgil...
"Pırasa, soğanın kart olanıdır..." => Zeynep Özal

Damaca...
"Suyu da damacayla taşıyorlarmış ama ben taşımam tabii.." => Seda Üren ("Ünlüler Çiftliği" adlı programın açılışında)

Hadi canım...
"ler eki çoğuldur çünkü..." => Yunus Günçe (Seren Serengil'e)

Göremen!..
"Ayna yok mu ayna!? E ne giydiğimizi nasıl görücez?" => Seren Serengil

Sağaman!..
"Burada iş yapmak illa eşeği sağmak veya keçileri otlatmakla olmaz ki..."
=> Hakan Ural

Yok sattım...
"Ben balonlardan çok korkarım, eskiden patlama yaşadım..." => Seda Üren (çiftlikten çıktıktan sonra)

Bulaman!..
"Buradan dümdirekt gidiyorsun..." => Yunus Günçe
(Seren Serengil'e yol tarif ediyor

1) “Ne zaman karşıya geçecek olsam hep kırmızı ışığa yakalanıyorum” düşüncesi ve bu durumun sadece “kendisi” için geçerli olduğunun sanılması... 2) Beklerken, etraftaki insanlara potansiyel kapkaççı muamelesi yapılması ve bekleme yapılan bölge içerisinde en güvenli alanın bulunmaya çalışılması...
3) Henüz geçiş serbest olmadığı halde herhangi bir aracın gelmediğinin görülmesi üzerine bir anlık bir geçiş atağı planlanması ancak ulvi vatandaşlık duygularının ön plana geçerek, örnek olma dürtüsüyle hareket edilmesi ve hamlenin geri alınması...
4) Geçiş serbest olmadığı halde araç gelmediğinin görülmesi üzerine geçiş eyleminin başlayıp başarıyla bitirilmesini takiben geride bekleyenlere saniyenin onda biri gibi bir süre bakılması ve geçemeyenlerin birer mankafa olduğunun düşünülmesi...
5) Beklerken geçen araçların dikkatle incelenmesi, her defasında ''millette ne para var yahu, şuraya bak, herkes lüks arabaya biniyor'' düşüncesi ve hayata saniyelerle ölçülecek bir süre için küsülmesi...

) Seçim Anı... İki şeyden (olay, iş, sevgili, vs.) birini, üstelik de çok kısa bir an içerisinde seçmek zorunda olunan andır. İzafiyet teorisi işler, saatler saniye gibi geçer, seçim yapmak iyice imkansız hale gelir...
2) Kura Anı... Doktor, öğretmen, en çok da askerleri buram buram terleten andır. Görev yapılacak, dolayısıyla da bundan böyle yaşanacak yer, bir torbanın içinde ya da bir bilgisayar tuşunun ucundadır. Suçu başkasına atma ihtimalinin olmaması, zorluğun derecesini iyice arttırır...
3) Fasulye Anı... Zorluğuyla, ötekilere rahmet okutur. Yeni evlendiğiniz kocanızla, ev işi yapmamak üzere anlaşmışsınızdır ama canınız yemek yapmak ister. Sucuklu kuru fasulye için kolları sıvarsınız, fakat... o neye benzemektedir? İşte o an, 20 küsur yıl boyunca hiç fasulye görmeyen Tuba Ünsal gibi kalakalırsınız. Çevresindekiler de -herhalde- hiç fasulye yemediği ve Tuba’nın öğretmeni hiç pamukta fasulye yetiştirtmediği için Tuba konuya iyice Fransız kalmıştır. Ve yıllar sonra evlendiğinde, kuru fasulye diye sucuklu nohut yapıvermiştir. Bu baklagillerin paketlerinin üzerinde de ne oldukları yazmamaktadır, dolayısıyla Tuba’nın bakliyatları karıştırması kaçınılmazdır. Neyse ki sucuğu bilmektedir...

"Lavuk" => Ünlüler Çiftliği adlı programda sarf edilmiş kelime


"Angut" => Avrupa Yakası adlı dizide sarf edilmiş kelime


"Dallama" => Avrupa Yakası adlı dizide sarf edilmiş kelime


"Kocamla aynı evde yaşıyorum, o biraz garip..." => Tuba Ünsal (evlilik hakkındaki düşünceleri)


''Sevgili başbakanımızın çok sevdiğim bir lafı var: Seviyorum yaratılanı, Yaratandan ötürü...'' => İkinci Bahar Nurhan (Kuşum Aydın'ın programında)


"Tekeyi bile sağamadılar!.." => Atv Ana Haber bülteninde "Ünlüler Çiftliği" ile ilgili haberdeki alt yazı
Not: Teke: Erkek keçi


"Program, program sonuna kadar devam edecek..." => Kuşum Aydın


"Bir dakika ben vatandaşın anlayabileceği bir dille sormak istiyorum: Bu yasa ile Türkiye Cumhuriyetinin üniter yapısı zaafa uğratılıyor mu?"
=> Hulki Cevizoğlu


"Hadi hep beraber!.." => Atilla Taş (Kadınca Çarkıfelek'te "Let it be" adlı parçayı yorumlamaya çalışırken, seyircilere karşı sitemi!)


"Intel'den şok iddia: Dünya'daki tüm internet çökebilir..."
=> Habertürk’te bir alt yazı


"Ona mı soracağım yani benim tiltimi?!" => Helin Avşar (Mehmet Ali Erbil'in ''bana ne Helin Avşar'dan, onun titri ne ki?'' demesi üzerine magazincilere verdiği şaheser yanıt)


"Şimdi insanların aklına şöyle bir şey gelebilir: Beraber iş yaptıkları için birbirlerini yalayıp, yıkıyorlar..." => Deniz Seki (Emel Müftüoğlu ile ilgili)


"Hepsiyle beraber yatıyorum, öyle bir durumdayız ki bir onları yalamadığım kaldı!.." => Billur Kalkavan (kedileri hakkında)


"12 Eylül'ü çok araştırdım. "Öğrenci mitingde sağ elini mi yoksa sol elini mi kaldırıyor?" gibi ince detayları bile inceledim..." => Çağan Irmak (yeni dizisiyle ilgili ne kadar kapsamlı bir araştırma yaptığını anlatıyor)


"Özcan Deniz izleyicisine değil; iyi izleyiciye gidecek bu dizi..."
=> Özcan Deniz ("Haziran Gecesi" dizisini yorumluyor)

"Hocam, erkeklerin nefsi vücutlarının hangi organında bulunur?"
=> Yasemin Bozkurt (programına katılan Haydar Dümen'e soruyor)

"O halde Küçük Hüsamettin'i taklit edeyim de sefahatle coşalım..."
=> Cnbc-e'de "The King of Queens" adlı dizide karısıyla tartışan Douglas (çeviri harikası alt yazı)

"Allah memleketimizi zinadan korusun, kimseye tavsiye etmiyoruz!.."
=> "Tasarı hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan AKP'li bir milletvekili (Cnbc-e’de)

"Pancu, Pancu, Pancuuu öyle bir aşk yaşadı ki topla... ama çocuk yok!.."
=> Ümit Aktan (Bodo Glimt - Beşiktaş maçını sunarken)

"Küçükken bebeklerle değil oyuncak ayılarla oynardım..." => Pınar Altuğ (küçükken yaramaz olup olmadığını soran muhabire cevabı)

medyatik dumurlar

Karısı Tarafından Aldatılan Adamı Dolandırdığı İddia Edilen Kişi"
=> Flash Tv'de enteresan bir alt yazı


"Babasını Sevgilisiyle Gören Gerçek Tanığın Annesi" => "Sen Olsaydın" adlı programda konuşan kişinin altta yazan sıfatı


"Telsiz yaz, 30XX'e gönder, telefonun polis telsizi gibi çalsın. Diri, Dari, Dit Diri, Dari, Dit..." => Flash Tv'de bir alt yazı reklam

"Ambulans yaz 30XX'e gönder, Kasımpaşa ambulansı melodisi cebine gelsin. Daaa Diii, Daaa Diii..." => Flash Tv'de bir alt yazı reklam

"Erkeklerin %99'u zina yapıyor..." => Gizem Özdilli

"130 kadınla birlikte oldum diyor; 1.3 kadın bakmış mıdır acaba buna hayatta. Çirkin ördek yavrusu bu!.." => Seren Serengil (Yunus Günçe hakkındaki düşünceleri)

"Ceset ölünce bagaja koyduk!.." => Kurtlar Vadisi adlı dizide Abidin adlı şahıs (savcıya ifade vermeye çalışıyor)


"Bu yunus başka yunus" => TGRT'de "Şaka Gibi" adlı programda bir fokun gösteri havuzunda yaptığı ilginç hareketler esnasında ekrandaki alt yazı

"Rahmi Koç teknesiylen dünya turuna çıkıyor..." => Habertürk'de alt yazı

"O konuya eğilip incelemedim. Bir şey de söylemek olmaz. Bir de o konuya kafamı yormuyorum. Eğer altı kişi bir kadını alır dağa kaldırırsanız bu zinadır ve suçtur..." => İbrahim Tatlıses

"Dayak yiyen kuaför rüyasında ne görüyor?" => Show Haberde Gökhan Özen'den dayak yiyen kuaförün haberi sırasında ekrana bindirilen alt yazı

"Zina demek, o demek değil!.." => Pınar Altuğ (evliyken Tony Bey'le görüşmesi hakkında yorum yapıyor)

"Kemal Sunal!" => Yasemin Kozanoğlu (kendisinden "Z" ile başlayan bir ünlü söylemesi istendiğinde verdiği cevap)


"Bilgisayar düşkünü olan ünlü kim? Gökhan Özen’in bilgisayarın başına bir oturduğunda kalkmak bilmediğini biliyor musunuz? Genç popçu uyuyakalana kadar bilgisayarda oyun oynarmış ve sabaha karşı yardımcılarının kucağında yatağına götürülürmüş..." => Ucankus.com adlı sitede bir haber


"Chevrolet gibi klasik olmak istiyorum..." => Serdar Ortaç

"Hayatta çok istediğin bir şey oldu mu hiç? Mesela bir küpen, bej rengi bir kanepen olsun istedin mi?" => Serap Ezgü (ailesi onu istemediği için sokakta yaşayan kıza soruyor)

"Evet, 'Yedin Bitirdin Beni' inşallah bu yılın hint parçası olacak!.."
=> Kastamonu Taşköprü Sarımsak Festivalinde Sertab Erener'den önce sahneye çıkan adı sanı pek duyulmamış şarkıcı


"Mustafa Erdoğan'ı etmiycem de kimi edicem?" => Gülben Ergen (evlilik kararını soran nikah memuruna)

"Küçük bir parçayla ibaret kaldı.." => Vj Bülent (Dilek Pınar hakkındaki yorumu)


"Şimdi hoca, senin futbolcun o gölü kaçırsa üç takla altı parantez atarsın..." => Tanju Çolak (Yılmaz Vural'a)

türk televizyonlarında unutulmayan anlar
• Faik Çetiner'in, eskiden Atv'de yayınlanan
"Bizim Stadyum" programına, İlhan Cavcav'ın telefon bağlantısı ile dahil edilme çabası sonucu -nasıl oldu ise- bir vatandaşın Cavcav diye yayına bağlanması ve sahte Cavcav'ın durum anlaşılana kadar birkaç dakika boyunca zamanın Fenerbahçe başkanı Ali Şen'e giydirmesi, stüdyoda soğuk rüzgarlar esmesi ve akabinde kişinin Cavcav olmadığının anlaşılıp yayından alınması. Faik Çetiner'in kem küm özür seremonisi...
• Sinan Engin'in Telegol programında Beşiktaş'a en uygun gördüğü sistemi tahtaya çizerken tahtayı devirmesi ve "tahta sisteme dayanamadı" diye kendini kurtarmaya çalışması. Tüm bunlar olurken tahtayı getiren görevlinin arkada şaşkın şaşkın ayakta dikilmesi...
• Kanal6'da gece yarısı oynatılan klibin görüntüsünün üstünde Internet Explorer programının çıkması ve ekrandaki porno bir siteye ait güvenlik uyarısının sisteme casus yazılım yüklenmesi için onay istemesi, Kanal6'daki mükemmel ciddiyet anlayışı...
• Elvan'ın 2. olduğu yarışta muhabirin Elvan'a "sen ilk beşe girmek için koştun, kendini fazla yormadın, rakiplerinin seni geçmesine izin verdin..." tesellisinin ardından Elvan'ın "yarışta öyle şey olmaz!" diye çıkışması...
• Uygur kardeşlerin, sürekli adı, kanalı, yayın günü ve saati değişen; fakat formatı hiç değişmeyen komik(!), eğlendirici(!!) ve insana saygılı(!!!) programlarında; Behzat Uygur'un yine rezil etmeye çalıştığı gururlu(?) bir vatandaşa "kendini nasıl hissediyorsun?" sorusuna "bok gibi!" yanıtını alması ve Uygur kardeşlerin uzun bir süreliğine afallamaları... Yine bu programın başka bir bölümünde, seyircilerden birinin çantasından kertenkele çıkması da enteresan bir hadisedir...
• HaberTürk'de geçen sene yayınlanan bir yemek programında Tuğba Özay'ın 360 derecede yemekleri buharla pişiren bir fırına "hanımlar bunu yüz buhar banyosu olarak da kullanabilirler" deyip içine kafasını sokması ve o sırada sunucunun korkusu...
• SkyTürk'de cumartesi yayınlanan futbol programında yorumculardan birinin yorum yaptığı esnada cep telefonunun çalması, adamın önce afallayıp kalması daha sonra hiçbir şey yokmuş gibi yorum yapmaya devam etmeye çalışması, bir yandan da elini cebine götürüp telefonu kapatmaya çalışması, sunucunun pis pis sırıtması, yorumcunun daha sonra durumu kurtarma çabalarının başarıya ulaşamaması...
• Ka'dan Adam adlı programda Atilla Taş'a doping kontrolü yaptırılması ve idrar süsü verilen sıvının içirilmesi...
• Suat Kaya'nın jübile maçında bütün futbolcuların arkalarında Suat Kaya yazan forma giymelerine rağmen Star Tv sunucusunun maçın 20. dakikasında Emre Belözoğlu'nun sırtında gördüğü "Suat Kaya" yazısı üzerine "evet sayın seyirciler Emre, Suat'ın formasını giymiş!" demesi...
• "Şok!" adlı programda 3 dakika 23 saniye boyunca bir davulcu ile beton delme makinesi kullanan bir adamın müthiş gürültü içerisinde konuşmaya çalışması. Bu bandın "deneysel" bir şekilde yayına verilmesi ve o bölümün %37 gibi bir izlenme oranı yakalaması...

"Buraya park çok yasak!" => İzmir'de bir caminin girişinde


"Pezevenk misin?" => Yaşlı bir amca (güvercinleri kovalayan torununa)


"Ya abla bir tana al ya, sabahtan beri satamadım, kafayı yicem!.."
=> Kızılay'da selpak satmaya çalışan yaşlı bir amca
Buraya çöp döken gevşektir!"
=> Diyarbakır'da bir duvarda


"Çöp döken ********dir. Yorum yapan da!"
=> Mahallemizde çöp atılan duvara yazılmış yazı


"Bu numarayı bir daha ararsanız aradığınıza pişman olursunuz bayan gerizekalı!.." => Otobüste yanımda oturan adam (cep telefonundaki kişiye)


"Pil takalım daha çabuk biriksin..." => 3 yaşındaki kızım (kumbarası için)


"Burnunu tıka, üç kere kakao de!" => Annem ("kulağım tıkandı" dediğimde önerdiği mükemmel çözüm)

"Biz insan taşıyoruz" => İ.E.T.T. otobüslerindeki afişlerde

"İpnesin!.." => N"."kta'yı tıklayıp "Ben neyim?" yazısını gören arkadaşın N"."kta'ya cevabı


"Şoför bey çocuğun lavabosu geldi!.." => Şehirlerarası otobüste çocuğunun tuvalete gitmesi gerektiğini kibar bir dille anlatmaya çalışan bir teyze

"15 ay kapsama alanı dışındayım, askerim!" => Bir Murat 131'in arkasında

"Defteri anneniz okuyormuş gibi seviyeli kullanın lütfen..." => "Ünlüler Çiftliği" programının net sitesinde bir yazı


"Ayşe burdan paraşüt yapıyor, kapatıyorum kızım!.." => Beşiktaş'ta bir kadın (cep telefonunda)


"3 kap yemek = 2.750 + KDV" => Eskişehir'de bir lokantanın camında


"N'apalım yani bizim de kesik kardeşim!.." => Tedaş'ı arayıp elektriğin kesik olduğunu söylediğimde aldığım süper cevap

"Schauma saclarınızı yalnız beslemekle kalmaz; aynı zamanda kökünden ucuna kadar güçlendirir. Güçlendiren Vitaminler sayesinde saçlarınızı %30'a kadar güçlendirir. Güçlendiren vitaminler, saçınıza derinlemesine nüfuz eder ve saçınızın yapısını kökünden ucuna kadar güçlendirir. Kanıtlanmış sonuç: %30'a kadar daha güçlü saçlar..." => Schauma marka şampuanın arkasında (güçlendiremen!)

"Arabanın üstündeki kedinin resminin çekildiği nerde görülmüş, tövbe ya rabbi!.." => Yoldan geçen bir teyze (bana, bir otomobilin üstünde pineklemiş kediyi fotoğraflamaya çalışırken)


"Veresiye teklif etmeyin yeminliyim. Ederseniz bozarım!"
=> İzmir Eşrefpaşa'da bir kömürcünün camında




"Yazan: ali veli email vermiyorum@lan.net ne lan bu hal. ibneye benzemissin..." => Abidin'in official web sitesindeki yorumlardan biri

"2 tane Crunch alana, 1 tane bedava. Toplam 3" => Okul kantininin camında

"Dikkat eğitimli köpek. Sakınınız!" => Levent'te bir evin bahçe kapısında

"Zıplama esnasında bilerek veya bilmeyerek yapacağınız tüm akrobatik hareketlerden tamamen zıplayan sorumludur!" => Fethiye'de Hoppala ismi verilen oyun yerinin kurallar levhasında

"Sınıfta hapşırana çok yaşa demek yasak, çünkü biri hapşırır tüm sınıf
'çok yaşa' der, o da hepsine 'sen de gör' der gürültü çıkar..."
=> Geometri hocamızın müthiş reformu


"Bu ne? Hayvanat Bahçesi..." => Zapping yaparken Ünlüler Çiftliği'ne rastlayan annem


"Grauwww brauwww!!!" => Sokakta yüzüne taktığı Bayhan maskesiyle insanları korkutan 4 yaşındaki bir ufaklık

"Avrupa Birliği 21. Yüzyıl Kıraathanesi" => Mahallemizin girişindeki kıraathanenin ismi


"Acılı Bayhan" => Kadıköy'de bir büfede satılan sandviçin adı


"Buz gibi Internet" => İzmir - Yeşilyurt'ta bir Internet cafe'nin camında


"Boiled Egypt" => Bodrum'da haşlanmış mısır satan amcanın arabasına iliştirilmiş yazı


''Lütfen duvarlarda çarşafla sinek öldürmeyiniz!'' => Erikli'de bir otelin duvarında bulunan tabelada


"Orijinal parfümlerin %98 benzerleri!" => Ankara'da parfüm satan bir eczanenin camında


"Damsız okey oynamak yasaktır!" => Uşak'ta bir çay bahçesinin girişinde


"Bu Temel kim oluyor?" => Amcam (anlattığım fıkra sonrasında müthiş sorusu)


"Önce marka efenim, önce marka!.." => Kızılay'da sahte Nike ve Adidas çoraplar satan bir seyyar satıcı


"Lütfen atmayınız. Paraya ihtiyacı olan birine veriniz!.." => Sokakta elime tutuşturulan iş broşürünün altındaki not


"Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar..." => Korsan Shrek 2'de bir alt yazı


"Müneccim miyim oğlum ben?" => Matematik hocamız (Sıfır faktöriyelin neden 1'e eşit olduğunu sorduğumda)


"Oradaki kralın kızı bir çobana aşık olmuş, kızın adı Moni imiş. Babası evlenmelerine izin vermeyince kendini sarayın camından atmış ve ölmüş. Babası da "Kastın neydi Moni?" diyerek ağlamış. Bu deyiş zamanla Kastamonu'ya dönüşmüş..." => İş arkadaşım (Kastamonu adının nereden geldiğini açıklıyor, gayet ciddi!)

Adam müftüye gitmiş
"Yahu,hakikaten biz cennete gittiğimizde huri alacak mıyız?" demiş
Müftü,
"namazını kılar, orucunu tutar, zekatını verirsen 4 huriyi
alacaksın elbette" demiş. Adamın derdi başka "Peki benim hanım
cennete gidince ne olacak?" demiş Müftü cevap vermiş "Ona da 4 Nuri
düşer" Adam şaşkın,ne yani eşit haklara mı sahip olacaklar
Kös kös evine dönmüş
Bakmış karısı namaz kılıyor
Basmış tekmeyi
"****** mu olcan lan sen"

temel su sporlariyapilan yerin yaninda güneslenmektedir.kadinin biri
temel'e sorar:
--jet-ski'ci nerede? der.
temel de cevap verir:
"bilmiyorum ama ben yavas yavas sokarim
Fantazi düskünü Temel karisi Fadime'ye mesaj çekmis; "Bu aksam kulagindan"
Fadime cevaplamis; "Sagir olurum Temel'im."
Ama Temel mantikli; "Bunca sene kekeme olmadin ya!"
Köyün en güzel 18 yasinda kizi ama fakirdir. Yine köyün en yaslisi ama en zengini 70 lik bir ihtiyarla evlenir. Annesi dügün günü kizi tenbihler: "Kizim kocan bu gece seni soyup biseyler yapacak sakin itiraz etme" ..Gerdege girerler.Ihtiyar kizi soyup kendi isaret parmagini yalayarak kizin göbegine "biiir-ikiiii--üüüüüçççç-döööörttt" diye degdirir. Herkes heyecan içinde gerdek kapisinda sabahlar ve sabah uyanip görünen saf kiza sorarlar: ne oldu? ne oldu ? Kiz cevap verir : Hiiiiç 4 kere yapti. Herkes afallar, derler ki adam yillardir aç tabii bu gecelik normal tabii.. Ama ertesi sabah da bekleyip 3, daha sonra yine 3 -4 -2 cevabini alinca dudaklari uçuklaaar. Köyün genç ve yakisikli imami olanlari duyar ve "bu kiz 70 lik adama gecede 3-4 performans sagliyabiliyorsa ben bunu bir göreyim". Gece olmadan yatagin altina gizlenir. Ihtiyar gene 1-2-3-4 deyip sirtini dönüp uyuyunca imam , kizi normal biçimde halleder. Her ikisi de hoslanirlar. Ertesi gece yasli adam gene kizi çirilçiplak soyup göbegine dogru biiiiir-ikiiiii diyecekken kiz, ihtiyarin eline sertçe vurur ve : YETER BE, BASLARIM SENIN IKINDEN ÜÇÜNDEN, BIR KERE YAP IMAM GIBI YAP

sürekli her tarafi durmadan titreyen adam geneleve gelir.
kapidan bagirir "ana bi *ikem ana"
patron ana kizar "*iktir git"
titrek yine "ana bi *ikem ana"
içerdeki kizlar ana birak bakalim bu haliyle nasil yapacakmis derler ve titrek girer içeri.
parmagiyla göstererek titreye titreye..esmer sen çik yukari,sarisin sende çik,kumral sende çik,ssit mavis sende çik,tombis sende çik yukari deyip bes kari çikarir yukari.
odaya gelir titrek,esmer sol bacagimi tut,sarisin sag bacagimi tut,kumral sol kolumu tut,mavis sende sag kolumu tut,tombis domal sok içine..SIMDI BIRAKIN BENI

temel anlastigi kadinla otele gider
odaya çikar..
yarim saat sonra temel elinde aleti
kosa kosa lobiden geçer disari çikar tekrar odaya çikar.
10 dk. sonra yine temel elinde aleti kosa kosa disari çikar tekrar odaya çikar..
resepsiyondaki adam saskin..
temel tekrar elinde aleti kosarak disari çikar içeri girerken resepsiyondaki adam çevirir.
kardesim ne bu alet elinde çikip giriyorsun der.
temel:kariyle disari bosalacam diye anlastimda ondan
Siirt'li bir **** ile Bursa'li bir **** E-5te musteri beklerken sohbete baslamislar. Bursali, Siirtliye "Sizin orda ibnelik zor olmali herhalde" der..
Sirrtli de "Valla geliiler once dayagi atiiler, sonrada alip daga
goturup yapacaklarini
yapiiler; tekrar dayak atip orda birakiiler."
Bursali "Bu dehset verici bir sey canim" der.
"Peki Bursa'da nasil bu is" diye sorar, Siirtli.
Bursalida anlatir "Once telefon acarlar, kabul edersek gelip arabayla alirlar, once hamama guzel kokular surunup, ordanda restorant, sonra bara, ordanda
otele, isimiz bittikten sonra da evimize birakirlar".Siirtli dayanamaz artik " BU SOSYAL IMKANLAR SIIRTTE OLSA, SIIRT"IN
ALAYI **** OLUR
çiiÖÖçsiÜü8 - 9 yaslarinda bir cocuk var, bu cocugun en sevdigi sey yatak
odasindaki dolaba girip oyuncak beyaz ayisi ile oynamak.

Yalniz bu duruma annesi cok kiziyormus cunku kocasi yokken sevgilisini eve getiriyormus.

Yine bir gun annesi sevgilisi ile disarida is uzerindeyken cocuk
dolapta beyaz ayisi ile oynuyormus... Bu sirada kadinin kocasi gelmis kapi calinmis, kadin
panik ile adami dolaba sokmus..
Bu sefer kocasiyla disarda sevismeye baslamislar.
Bu sirada icerde cocuk ve adam karsi karsiya oturuyorlar..
bi sure sonra
* Amca,
* Efendim?
* Benim bi beyaz ayim var..
* Eee.?
* Sen onu alicaksin
* cocugum ben koca adamim ne yapiyim ayiyi?
* yok yok alicaksin..
* Almicam ulan
* Alicaksin, yoksa cikar babama soylerim
* Peki peki sus... ne kadar ?
* $50
* Hadi lan .. ben $50 vermem ona
* Peki bende cikar babama soylerim...
* peki peki ... al sunu ..
aradan bi sure gecmis..
* Amca
* ne var?
* ayimi geri ver..
* hadi lan ben ona $50 saydim..
* vericeksin, yoksa cikar babama soylerim..
* peki lan velet al sus sunu..
biraz sonra
* Amca..
* ne var
* benim beyaz ayi varya...
* eee ..?
* sen onu geri alicaksin $100
* Hmmppf !
Bu boyle sabaha kadar devam etmis.. cocuk adamin cebindeki tum parayi almis. Ertesi gun gitmis... Paralarla kendisine bir bisiklet almis..
Eve donmus annesi bisikleti gormus
*bunu nerden buldun? demis
O da *yerde para buldum onunla aldim demis..

Annesi
*Olmaz cocugum sen gunah islemissin, git bisikleti geri ver,

parayi geri al .. sonra o parayi kiliseye bagisla.. gitmiskende
parayy nasyl bulduðunu anlat ve gunah cikar demis...

Cocuk istemeye istemeye gitmis, bisikleti geri vermis, parayi almis..

sonra parayi kiliseye bagislamis. ve gunah cikarma odasina girmis...

Rahip kabinin diger tarafindan seslenmis

*Buyur cocugum

* Rahip amca benim bi beyaz ayim var

Rahipten gelen cevap:

*S..tirrrrr gitt laaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan..!!
çiiÖÖçsiÜüKarli bir kis gunu genc bir adam dagda mahsur kalmis soguktan ve acliktan olmek uzereyken bir isik gormus, isik bir evden geliyormus. Neyse adam evin kapisini calmis, kapiyi yaslica bir kadin acmis adami iceri almis, adam acim susuzum filan derken neyse adamin karnini doyurmus yatarken yasli kadin iki kizini cagirmis, adama tanitmis, bak demis bu buyuk kizim gecen yil dul kaldi, bu kucuk kizim halen bekar. Biz bu evde ucumuz yasariz... adam bir bakmis hepsi birbirinden guzel ama yani ayip olacak neyse aksam olunca yatmaya karar vermisler, ama kadin fazla yatagimiz ve odamiz yok demis biz kizlarla beraber yatariz sende yerde yatasin demis adama.... adam kabul etmis ve hepsi ayni odada yatmislar.... biraz zaman gecince adamin aklina tabi malum aktivite gelmis ama nasil olur hepsi beraber uyuyorlar diye sesini cikaramamis.... biraz daha zaman gecince, dul kiz baslamis sayiklamaya:
- dula gel, dula gel diye adam dayanamamis tabi hemen cikmis yataga dula sokulmus,biraz takildiktan sonra bekar kiz baslamis konusmaya:
- bolu birak dara gel, bolu birak dara gel... adam mutlu bir sekilde kiza yonelmis ama arada anne yatmakta.... adam tam gecerken kadinin ustunden kadin baslamis sayiklamaya:
- bok yeme siradan gel, bok yeme siradan gel..

çiiÖÖçsiÜüyüzbasinin karisini taburdaki bütün askerler beceriyormus.Yüzbasi bunu hissediyor fakat ispatliyamiyormus.Birgün karisinin
organinin içine jilet yerlestirmis
ertesi gün içtimada tüm askerlerin pantolonlarini ve donlarini çikarttirip aletlerinin ucuna bakmis,birde ne görsün hepsininkinin ucu kesik bir tanesininki hariç hemen o askeri tebrik ediyor askerde söyle diyor "tefesskkür edeims komtsssnamiss"

çiiÖÖçsiÜüIki asik aganigi naganigi yapmak için bir kamyonun altina girerler. Aradan belli bir zaman geçtikten sonra erkegin omuzuna bir el dokunur. Elin sahibi bir polistir. Iki genç apar topar giyinmeye çalisirlar. Polis onlara sorar: "Ne yapiyorsunuz burada? Erkek cevap verir: "Kamyonu tamir ediyordum" Polis: "Bak oglum bu sözü söylemekle üç hata birden isledin; Birincisi kamyon tamir edilirken alt taraf degil üst taraf çikarilir, Ikincisi yüz üstü degil sirt üstü yatilir, üçüncüsü ise kamyon gideli yarim saat oluyor.

çiiÖÖçsiÜüAdamin biri yolda giderken balkonda temizlik yapan anne ve kiz dikkatini çekmistir.Kiz altina kilot giymemistir.Bunun üzerine adam kizi yanina çagirarak para verip;
-al su parayida annen sana külot alsin.Kiz annesinin yanina giderek olayi anlatir.Ertesi gün adam ayni yoldan giderken anneyle kiz yine balkonda temizlik yapiyorlarmis,fakat bu sefer annenin külotu yokmus. adam bu sefer yine kizi yanina çagirarak;
-al su parayida annen kendisine bir ''JILET''alsin.
çiiÖÖçsiÜüAdamin birisi çölde aç susuz ve yorgun ancak cepleri para dolu vaziyette yolunu bulmaya çalisirken karsisina bir deve satan adam çikar. Adam hemen sorar develerin fiyatlarini. Satici tek tek gösterir.
- Su gördügün genç deve 1200$
- Yanindaki iri olan 1500$
- Su ufak olan ama çok güçlüdür 2000$
- Su en sondaki ise 5000$

Adam merakla sorar
- Yahu o en yasli ve güçsüz olani niçin bu kadar pahali?
Satici
- O Deve özel bir devedir. Yolda teklemeye basladigi zaman hemen masturbasyon yaptirirsin ve fisek gibi yola devam eder.

Adam sasirmis ama hosuna gitmis olay ve deveyi almis. Yola koyulmuslar. Bir kaç km gittikten sonra deve birden durmus. Adam hemen inmis deveden, almis eline deveninkini ve baslamis masturbasyona. Deve aska gelmis baslamis kosturmaya. Bir kaç km sonra yine durmus. Adam ayni sekil yine asilmis deveninkine deve yine canlanmis tabii. Derken deve ileride yine durmus. Adam inmis 1 posta çekmis tik yok. 2. kez asilmis yine tik yok. Allah allah demis 3,4,5 olmuyor. Adam kara kara düsünürken deve adamin kulagina egilmis,

- Agzina alsana...
Evin kizi,dügün-dernek evlenip evden ayrilmis.gel zaman git zaman,bir gün kocasiyla birlikte baba evini ziyarete gelmis.Yemekti,sohbetti derken,sira yatmaya gelmis..Zaten iki odasi olan evde,üstüne üstlük bir de koca kari olunca,kizin anasi bir odaya erkeklere,diger odaya da kadinlara dösek sererek isi çözmüs..
Uzunca bir süredir ayri olan ana kiz,herkesin uyuduguna kanaat getirince baslamislar dertlesmeye..
Derken,laf dönmüs dolasmis damadin performansina gelmis..Kiz,derinden bir iç geçirmis ve baslamis anlatmaya:
Bir kerecik dedi,kandirdi.
Hiç acitmayacam dedi inandirdi.
Her gece,her gece yetti canima
Dötümün üzerine oturamaz oldum ana...
Bu sözleri duyan ana,almis sazi eline;
a.kizim,güzel kizim,
kekligim,ceylanim,kinali kuzum.
Senin yazin,benim yazim.
Beni de dötten yapiyo baban
Ne deyem;dayan kizim,dayan...

Ana sözlerini tam bitirmis,Az ileride yatmakta olan koca kari firlamis ayaga bir taraftan göbek atarken,bir taraftan da mirildaniyormus;
Lambalari yaksa gene,
Gözlükleri taksa gene
Egilip, yerine baksa gene.
Ah..ah..rahmetli efendim olsa
Olsa da, dötten yapsa gene...
çiiÖÖçsiÜüTemel birgün toplu sex partisine katilir.Herkes soyunur,isiklari kapatip sevismeye baslarlar.5-10 dakika sonra temel firlar lambayi yakar.Millet hop nooluyor,çabuk lambayi kapat ve yataga gel der.Temel yataga döner.5-10 dakika sonra tekrar firlayip lambayi yakar.Millet birdaha azarlar temeli,temel çaresiz söndürür ve yataga döner.5-10 dkika sonra yine firlayip lambayi yakar.millet nooluyor yaa?der.Temelde"suraya geldik geleli iki gögüs yaladik ama yedigimiz ya...kin haddi hesabi yok!!"demis

çiiÖÖçsiÜüIki tane koy warmis. Biri Musluman biri Hristiyan. Musluman koyun imami her cuma "Hristiyan koye gitmeyin" diyerek vaaz verir. Gunun birinde musluman koyun cobani koyunlarini otlatirken yagmur baslar ve hristiyan koye gitmek durumunda kalir. Koyun papazi bunu gorur ve kiliseye davet eder. Once yemekler yenir. Sonra guzel kizlar gelir. Papaz cobanin s*kinin kalktigini gorur. "Hangisini begendin?" der. Coban sarisin hatunu gosterir. Papaz "Git bosal o zaman" der. Coban bosalir. Sonra asagiya iner ve yemege dewam eder. Yine hatunlar cobanin basinda pervane. Cobanin s*ki yeniden kalkar. Bu sefer esmere bosalir. Asagiya iner. Yemege dewam ederken bu sefer s*ki kalkmaz. Papaz durumu cakar. "Yeteri kadar bosaldin galiba" der. Coban "Saolun papaz efendi" der. "O zaman cik 3. kata Hans seni doldursun " der. Hans bunu doldurur. Coban koyune doner. Ertesi cuma imam yine vaaz verirken hristiyan koyu kotuler. Aklina gelir sorar.. "O koye gideniniz war mi?". Coban elini kaldirir. "Ben gittim imam efendi" der. Imam ;" Hans Ordamiydi?"

çiiÖÖçsiÜüDelikanli yeni sevgilisini aksam eve birakir. evin önünde masum bir
öpücükten sonra ateslenir. Bir elini duvara dayiyarak " Bana bir sakso
yaparmisin"
Kiz : Delimisin evin önünde annemler görür der
Erkek : Ne olacak canim bu saatte kim görecek ne olur seni cok
seviyorum
Kiz : Ben de seni ama omaz.
Erkek cok atesli tabi devamli israr eder bir ara aniden merdivenlerin
isigi yanar ve kizin kücük kiz kardesi belirir.
Kücük kiz: " Babam diyor ki sakso yapacaksa yapsin gerekirse ben
yapacakmisim o da olmazsa kendisi gelecekmis ama o hayvan oglu hayvana
söyle elini diyafon dügmesinden ceksin dedi
çiiÖÖçsiÜüIki penis sinemaya gitmeye karar vermisler. Hangisine gidelim diye düsünürken penislerden birisi seks filmine gidelim demis. Öteki hemen karsi çikmis. "Olmaz, filmin sonuna kadar ayakta bekleyemem

çiiÖÖçsiÜüAdamin biri köyden kalkip Istambula Seyhat yapmaya gidiyor. Oralari gezerken istanbulu kizlari görüp aziyor. aziginligini dindirmek icin hemen genelevine gidiyor. Önüne ilk gelen oruspuya soruyor fiyati kaca diye. Oruspu: Yatakta 200 Lira Yerde 50 Lira. Adam tamam diyor cikardip 200 Lira veriyor. Kadin: soruyor yataktami? Adam: Hayir Dört defa Yerde!!!



Teksasta haydutluk egitimi gören bir ögrenciyi azili haydutlarin yanina staja verirler. Ilk ders olarak bir posta arabasi soyulacaktir. Araba durdurulur; Sef haydut: - "Herkesi indirin arabadan" der. Bu sirada stajer arabada yasli bir ninenin oturmakta oldugunu farkeder ve - "Nine otursun bari" der. Haydutlar hep bir agizdan - "Sen karisma, sef ne derse o olur" derler. Bu sefer sef; - "Bütün paralarini ali" der Stajer yine atlar: - "Yasli nineninkileri de mi?" diye sorar. Haydutlar yine hep bir agizdan - "Sen sus, sef ne derse o olur" derler. Bütün paralar alinmistir. Sef atina biner adamlarina döner ve - "Bütün kadinlara tecavüz edin" der. Tam stajer konusacakken nine atilir: - "Sen sus, sef ne derse o olur

AMERIKAN ÜROLOJI ÜST KURULUNUN YAPTIGI BIR ARASTIRMA SONUCU SEX HAYATINDA BASARISIZ OLAN INSANLAR MESAJLARI OKURKEN TELEFONLARI SAG ELLERINDE TUTUYORLAR.

SU ANDA ELINDE TUTTUGUN ALET BIR UZAYLININ CINSEL ORGANIDIR. HER TUSA BASTIGINDA UZAYLI ZEVK ALIYOR.EGER BU MESAJI OKURKEN GÜLÜYORSAN DEMEK KI SENDE ZEVK ALIYORSAN.

BU MESAJ ÖZEL FREKANSLA GÖNDERILMISTIR, ZEKILERDE HAFIZA KAYBI, APTALLARDA KISA SÜRELI kÖRLÜK, IBNELERDEDE BIR ANLIK GÜLÜMSEME YAPAR.

GÜCLÜ KOLLARI ILE BENI KOLTUGA OTURTTU, ÜSTÜME ABNDI, ELINE ALDIGI KOCAMAN ALETI AGZIMA SOKTU, COK CANIM YANDI VE AGZIMDAN KANLAR AKIYORDU; AMA CÜRÜK DISIMI SONUNDA çEKMISTI.

SAYIN ABONEMIZ KASIM AYI FATURANIZ EBENIZIN AMI KADAR OLMUSTUR, ÖDERSENIZ KASIMA, ÖDEMESSENIZ SIKIME KADAR YOLU VARDIR... SAYGILARIMLA FADIL FIDILLIOGLU

SU ANDA HER 100 KISIDEN 35 I UYUYOR 10 NU YEMEK YIYOR 25 I CALISIYOR 15 I SEX YAPIYOR 10 U ARABA SÜRÜYOR 4Ü DERS CALISIYOR BIR TANE SALAKTA ELINDE TELEFON SMS OKUYOR

TEMEL ILE DURSUN TRABZONDA KAZI YAPIYORLARMIS, KAZ ÖLMÜS.

TEMEL DERECEYE GIRMEK ICIN COK CALISMIS CABALAMIS AMA HASTA DÜSMÜS SONRADA DERECE ONA GIRMIS.

GÜLÜ SEVEN DIKENINE KATLANIR, KAKTÜS SEVENIN VAY HALINE: HER GÜN AGZINA AL, OKSARCASINA DUDAKLARININ ARASINDA GEZDIR, ZEVKIN DORUKLARINA ULASTIGIN DAHA DA HIZLAN VE SONRA MACUNU TÜKÜR, FIRCAYI TEMIZLE DIS SAGLIGINA DIKKAT ET.
BABA DER KI: "OGLUM MÜJDE SANA IS BULDUM." COCUK HEYCANLANIR: "NE ISI BABA?" BABA CEVAPLAR: "ASAGIDAKI BÜFEDE YEDIGÜN VERECEKSIN."

IKI UZAYLI BENZIN ISTASYONUNA GITMISLER, BIRI BENZIN POMPASINI TUTMUS GÖTÜNE SOKMUS, DIGERI ONA SASKIN BIR BAKISLA: "BU YAPTIGIN NORMAL MI" DEMIS. DIGERI ISE. "HAYIR KURSUNSUZ." DEMIS.

KACAMANDI, ELIMDE TAM OLARAK TUTAMIYORDUM, COK BÜYÜKTÜ, ASAGI YUKARI SALLADIM TAM FISKIRACAKKEN AGZIMA DAYAYIP HEPSINI ICTIM COCA-COLAYI COK SEVIYORUM

SENI GÖRÜNCE GÖZLERIM DOLAR, KULAKLARIM MARK.

SEN SEN OL KAPI ÖNÜNDE ASLA ASK YAPMA ASKIN, GÖZÜ KÖRDÜR AMA KOMSUNUNKI ASLA. BÜTÜN GECE UGRASTIM BIR TÜRLÜ DELINMEDI, O KADAR ZORLADIM BANA MISIN DEMEDI, SABRET SEVGILIM SIMDI OLACAK OOOOHHHHHKULAKLARINA TAKABILIRSIN KÜPENI.

Adamı, vergi dairesine çağırmışlar..
Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler..
Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş..
Sormuş : Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?.
Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler ?.

Mali danışman öğüt vermiş :
- En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana
az ceza
kessinler..

Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış..

Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş :
- En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir
görüntü ver
ki,
az ceza kessinler vergiciler..

Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir
arkadaşına
aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış.. Şöyle
demiş :

- Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına
sorar..

O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye
eder..

Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler..

Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaşından
öğüt
bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar :
- Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine
giderken ne
giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki ?

Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder :
- Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır.

Linklere bir bakın
http://svt.se/hogafflahage/hogafflaH...r/hestekor.swf
http://www.animaturk.com/films/kucuk_kurbaga.htm



DOKTORLAR BILIR

Yasli doktor kasabayi terketmek uzereyken
yerine gelen genc doktoru almis hastalarini tanistirmak
uzere evden eve dolastirmaya baslamis.. ilk girdikleri evde
bir kadin: " Doktorcugum çok mide agrisi çekiyorum "
demis.
Eski doktor da ; Bence biraz fazla meyva
yiyorsunuz da ondan.. demis. Disari çiktiklari vakit
yeni doktor Kadini muayene bile
etmeden nasil böyle bir neticeye vardin ? Yasli doktor
anlatmis: Oglum, numaradan gözlüğümü yere düşürdüm
birde baktim ki yatagin alti meyva kabuklari ile dolu> ">
Ikinci evdeki hastayi genç doktorun muayene etmesine karar
vermisler. Bu evdeki kadin Çok halsizim deyince
doktor ; " Belki de Kilise faaliyetleriniz sizi çok
yoruyor, biraz ara verin demis. Dışarı çikmislar
yasli doktor genç doktora ; " Dogru söyledin " demis
" Bu kadin kiliseden disari çikmaz. Ama nasil anladin? "
Genç doktor ; " Ben de çaktirmadan yatagin altina baktim
ve kilisenin papazini gördüm "



Sahibinden satilik haci murat cabrio...
>sahibinden satilik cabrio ve teknik özellikleri
>Fiat Cabrio
>Celik jant
>Spoiler
>Petrol siyahi
>Orijinal
>Elle degistirme imkani veren vites
>Ayakla basilan otomatik gaz
>Surucunun ayarlayabildigi "kruyz kontrol"
>5. lastik orijinal koruma
>150 bin km'de
>1979 model antika
>yan basamak
>1400 cc
>km gostergesi
>devir gostergesi opsiyonel
>saga donus sinyali
>sola donus sinyali
>dortlu flasor
>koltuklar kilifli
>360 derece donebilen direksiyon simidi
>park lambalari
>kisa huzmeli farlar
>uzun huzmeli farlar
>benzin azaldiginda surucuyu uyaran isik
>benzin bittiginde arabayi otomatik durduran sistem
>uzaktan (15 cm) arabaya anahtari sokarak acan sistem

Kasabanın postacısı üzerinde `Noel Baba'ya yazan zarfı merâkla açar.
Mektubun sahibi fakir bir yavrucaktır, potin, palto ve uçurtma
siparişi vermiş, adeta yalvarmaktadır. Postacının içi burkulur, tutar
kendi cebinden potin, palto alır. Bir torbaya koyup çocuğa yollar ama
uçurtma talebini "kış günü n'apcak" deyip umursamaz. Ertesi gün bir
mektup daha, "Noel Baba sağol, potin ve palto geldi. Yalnız haberin
olsun postanedeki ********ler uçurtmaları çalıyorlar!"
Mevzuya gelelim, Hollandalı göçmenlerin Amerika'ya taşıdıkları Noel
Baba efsanesinin Pataralı Nicholaos ile uzaktan yakından ilgisi
olmadığını anlatmıştık. Ancak Batılılar, çocukları bu masala
inandırabilmek için yırtınır, dev bütçeli filmler çeker, minik
beyinleri bombardımana tutarlar. Çocuklar nedeeen sonra hiçbir Ren
geyiği türünün uçmadığını hatırlar, işlerine bakarlar. Gerçi
zoologların henüz tasnifini yapmadıkları yüzbinlerce canlı vardır ama
uçan geyik, ne kuşlara, ne de memelilere uyar.

Fizikçi gözüyle

Dünyada yaklaşık 2 milyar tıfıl olduğunu farzedelim. Noel Baba'nın
Müslüman çocuklarına çarpı çektiğini ve sadece Hiristiyan veledlerine
servis yaptığını düşünsek dahi karşımıza 400 milyon gibi bir rakam
çıkar. Bazı evlerde 2 bazılarında 3 afacan olduğunu varsaysak bile
çocuklu evlerin sayısı 200 milyonu aşar. Haydi bunların
yarısını "kötü çocuk" parantezine alıp eleyelim, N.Baba, o gece 100
milyon eve uğrayamazsa iş yatar. Halbuki önünde sadece 24 saati
vardır ve zaman su gibi akar. N.Baba coğrafya derslerinden kopya
çekip geçmediğine göre yeryüzündeki farklı saat dilimlerini gözden
kaçırmamalıdır. İşe doğudan başlayıp, ekstradan üç beş saat kazansa
bile her saniyeye dokuzyüz küsur eve uğramalıdır. Saniyenin binde
birinde iyi çocuğun adresini bulmalı, kızağını park etmeli, çatıya
çıkmalı, bacadan aşağı kaymalı, şömine önüne dizilen çorapları
doldurmalı, kendisi için bırakılan dolmaları köfteleri yuvarlamalı ve
bacadan geri çıkmalıdır. O gece çay ve ihtiyaç molası vermese ve
hiçbir gümrük kapısında oyalanmasa dahi (herhalde yeşil pasaportu
vardır) 120 milyon km dolanmalıdır. Hane başına 1 kg'dan hesaplasak
kızağına 100 bin ton yük bağlamalı ve ses hızının 3 bin katı sürat
yapmalıdır. Ama Ren geyikleri tembel yaratıklardır, kırbaçlasanız
dahi 15 kilometreyi aşamaz ve tez yorulurlar.

Ekmek arası geyik!

Şimdi saniyede 1040 km hızla giden 100 bin tonluk bir kütlenin husule
getireceği sürtünmeyi düşünebiliyor musunuz? Heyula kızak atmosfere
giren uzay araçları ve meteorlardan binlerce kez fazla ısınacak,
ortaya çıkan bilmemkaç kentrilyon (bunu rakamla yazmak için iki satır
sıfır gerekiyor) fahrenayt ısı enerjisi geyikleri çıra gibi
yakacaktır. Isı ve geyik çarpanından eşittir kebap gibi bir netice
çıkarmak hayacilik olur, değil ekmek arası yapmak, tiridine bile
banılmaz. Zira geyikler anında parlar ve sonik bir patlama ile buhar
olurlar. Bu arada kasırgalar çıkar, buzullar erir, kıtaları su basar.
N.Baba yanmaktan yırtsa bile yerçekiminden milyonlarca kat büyük bir
merkezkaç kuvvetinin tesirinde kalacak ve milyarlarca Newtonluk bir
basınçla ezilip posta pulu gibi yapışacaktır. Kısacası Baba ve
geyikleri herhangi bir Noel gecesi işe çıktılarsa, moleküllerine
ayrılmış olmalıdırlar.
Bunlar klasik fiziğin kuralları. Belki quantum ve relative fizik
teorileriyle işi yırtabilirler ama ışık hızına varmak kaydıyla...
Evet, Allahü teala her şeye kaadirdir, ol dediği olur, fizik
kuralları kenarda durur. Ancak arabalı "tanrı" ve "tanrıça"lardan
günümüze uyarlanan Noel Baba hiçbir semavi dinde yeri olmayan
bir "başkaldırı" motifidir, onu pazarlayanlar yalandan medet umarlar.

Hoca'yla Baba

Çocuklar üzerine yazıp çizenler Noel Baba'yı Nasreddin Hoca'yla
karşılaştırırlar ve ortaya bir "medeniyetler çatışması" çıkar. Bir
kere Noel Baba çocukları beleşçiliğe iter, halbuki Hocamız
düdüğü "parayı verene" çaldırır, çalışanla avantacıyı bir tutmaz.
Noel Baba, yeşili sevmez, ormanı korumaz, çam katliamında başrol
oynar. Nasreddin Hoca ise bindiği dalı kesenleri uyarmaya bakar.
Noel Baba maddecidir çocukları ıvır zıvırla oyalar. Nasreddin Hoca.
paraya çevrilmeyecek değerlerin peşindedir, zenginliği mânâda arar.
Noel Baba uçan geyiklerin çektiği kızağı ile çocukları gerçeklikten
koparır, Hocamızın elle tutulup gözle görünen bir eşekcağızı vardır,
icabında "ters" biner ama "doğruluktan" ayrılmaz.
Hoca karakterlidir, itibar görmediği evde yemeği kürküne yedirir,
ağzına lokma koymaz. Noel'i kapıdan kovsanız bacadan girer,
bilirsiniz bu tipler bütün hukuk sistemlerinde "haneye tevavüzden"
yargılanırlar.
Noel Baba bir günün yıldızıdır, reklâmlarda parlar, Hoca, her günün
yıldızıdır, gönüllerde yaşar.
Noel Baba in midir, cin midir bilinmez, hatta "tanrı"lığa kalkar.
Hoca hâzâ insandır, "kul" olmaya bakar.
Noel Baba vatansızdır, Avrupa, Amerika arasında turlar, Hoca'nın yeri
yurdu bellidir, Akşehir'de doğar, Sivrihisar'da yaşar.
Mr. Noel kapitalist üretim çarklarının emrindedir, dolarına bakar.
Nasreddin Hoca göle bile maya çalar, hayallerimizi sıcak tutar.

Bebelere bomba

Çağdaş Noelciler Iraklı ve Filistinli bebeleri sevmez, bacalardan
misket bombası atar, bubi tuzağından alana ceset torbasını promosyon
olarak sokuştururlar. Hocanın torunları kul hakkından korkar, değil
insanları, karıncayı bile incitmekten sakınırlar.
Noelciler gemiler dolusu petrol, kabirler dolusu kan emer yine de
doymazlar. Hocanın muhibleri bir kase çorba içtiler mi şükreder,
lokma paylaşacak adam ararlar.
Hasılı Noel Baba, "baba"lığını görmediğimiz babalardandır ama
Nasreddin Hoca, "hoca"lığını "hakkıyla" yapar.



Kaynak :
Türkiye Gazetesiİz Bırakanlar Ahmet Sırrı Arvas 06 Aralık Cumartesi

Pataralı Nicholaos, Demre'de (Myra) yaşayan bir papazdır. Ne Hakiki
İncil'e ulaşır, ne de havarilerden biriyle tanışır. Buna rağmen onu
İznik Konsiline (325) çağırır, "Hıristiyan akaidi hakkında" fikrini
sorarlar. Nicholaos tevhidçi midir, teslisçi midir bilmiyoruz ancak
Batılılar onu çok tutarlar. Sicilyalılar, Napolililer ve New
Yorklular kentlerinin "koruyucu azizi" olduğuna inanırlar.
Patara, vakti zamanında zengin ve mamur bir şehirdir. Ortalık seyyah,
tüccar kaynar, bunlar gittikleri limanlarda Nicholaos'lı hikayeler
anlatır, ona hemşehri olmanın itibarını yaşarlar. Hatta gemiciler işi
abartır, "Allah yardımcın olsun" yerine "dümenini Nicholaos tutsun"
demeye başlarlar.
Nicholaos ne zaman ölür bilinmez ama putperestler ona da uğurlu
aylarından (Aralık) bir rezervasyon yapar "6 Aralık" tarihini uygun
bulurlar. Romalılar onun için balık pulunu andıran desenlerle süslü
bir lahid yaparlar. Ancak Barililer gelip lahdi kırar, kemiklerini
kaçırırlar.
? Kılıktan kılığa...
Hıristiyan dünyası St Nicholaos adına bidat uydurmakta yarışır,
kuzeyliler onu "denizcilerin azizliğinden" alır, "çocukların
azizliğine" atar, tahta ayakkabılar içine hediye bıraktığına
inanırlar. Ama bu tahta papuç işi güneylilerin canını sıkar, "bi kere
ayakkabı değil çorap" diye ayar yapar, ünlü azizi Hollandalıların
tekelinden kurtarırlar. Ama Flemenkler onu kimselere kaptırmaz, adını
Sinterklaus'a çevirir, taaa Amerikalara kaçırırlar. Yeni kıt'ada
adına bir takla daha attırır, Asırların Nicholaos'ını, Santa Claus
diye tanıtırlar.
Sam amcalar herşeye "dolar" gözlüğüyle baktıkları için Santa
Claus'a da imaj yapar, "Noel Baba" tipinde karar kılarlar.
Karikatürist yazar Thomas Nast (1860'lar) Noel Baba'ya kırmızı
yanaklı, balkon göbekli bir tip yakıştırır, onu Harper Weekly
dergisinin çizgi roman kahramanları arasına katar.

Reklam yıldızı

Nast'ın hayal gücü sınır tanımaz, miniklerin kulağına "Kuzey
Kutbu'ndaki Kahkaha Vadisi'nde uslularla yaramazların fişlendiğini,
sabıka kayıtlarının Noel Baba'nın önüne konulduğunu" fısıldar. Eğer
yılbaşı gecesi oyuncak almak istiyorlarsa "terbiyeli çocuk"
olmalıdırlar. Mr. Nast'ın oyuncak firmaları hesabına çalışan bir
işbirlikçi olduğunu söyleyenler çıkarsa da o işine bakar. Ancak
1900'lü yıllarda Coca Cola mevzuya göstere göstere dalar. Reklam
ajansları firma renklerini Noel Baba'ya uyarlar, külahından çizmesine
kadar kırmızı beyaza boyarlar. Montgomary Ward'ın metin yazarları 8
geyikli Noel Baba'ya kızıl burunlu Rudolf'u da (9. eleman) armağan
edip bir kıyak yaparlar (1939).

Safi propaganda

Bütün bunlar bilinmesine rağmen Noel rüzgarı batılıları önüne katar,
hatta bizim ellerde de esmeye başlar. Kanlı Haçlı Seferleri ve
Engizisyon Mahkemeleri yüzünden söyleyecek sözü kalmayan Kilise bu iş
için büyük bütçeler ayırır, Hollywood da gereğini yapar. Her yıl
yarım milyon saf çocuk Kuzey Kutbuna mektup atar, Noel Baba'ya
sipariş yağdırırlar. Eh, bu iş için kurulan vakıflar da propaganda
fırsatını kaçırmazlar.
Güya Noel Baba her yılbaşında uçan geyiklerin çektiği kızağıyla
köyleri, kentleri turlar, iri kıyım olmasına rağmen bacalardan evlere
akar ve süslenmiş çam dalının altına hediyeleri bırakıp kaçar. Ana
babalar kendi koydukları hediyeyi sahte bir şaşkınlıkla bulur, "Yaa
Noel baba ne zaman gelmiş", "bak yine yakalayamadık" der, çocuk
kandırırlar. Ancak veledlerin istekleri gitgide büyür, bisiklet,
motosiklet, araba derken Noel Baba'yla araları bozulur, dikçe
kopiller geyik muhabbetinden sıkılmaya başlarlar.
Hasılı Antalyalı Nicholaos'la, Amerikalı Noel Baba'nın ne alakası var
derseniz söylenecek tek söz vardır: "Efsane mesafe tanımaz."

Özetleyecek olursak

Avrupalılar Hıristiyanlığa uymak yerine dini kendilerine benzetmeye
çalışır, putperest kültürden kurtulamazlar. Özellikle kış
yaklaşırken "eski koruyucuları" sandıktan çıkarır dine hurafeler
katarlar. Kar yüklü bulutlar görününce Antik çağlarda karanlıklar
arasında kalan uçan arabalı tanrı ve tanrıçalara (Dionysus'a,
Hercules'e) sığınırlar. Hatta daha da ileri gider, Hazret-i İsa'yı
Babillilerin Tammuz'una, Perslerin Mithras'ına, Mısırlılar Oziris ve
Amonra'sına benzetmeye kalkarlar. Biliyor musunuz bütün bunlar Aralık
ayında doğar. Hazret-i İsa'ya da böylesi bir doğum günü ayarladıktan
(24 Aralık) sonra ikona ve tasvirler yapar (haşa) tanrılaştırırlar.
İbadete put, büst karıştırır, Allahü teâlâ'ya şirk koşarlar.
Noel kavramı Muharref İncillere bile uymaz, kaldı ki onlar da söz
konusu efsanenin Mısır, Yunan, İran kaynaklı olduğunun
farkındadırlar. Ancak bu bahane ile Anadolu'ya el atar, Van, Efes,
Trabzon derken bir ayaklarını da Antalya'ya basarlar. Nitekim "Demre
Uluslararası Noel Baba Yortusu"na katılan İstanbul Katolik
Başpiskoposu Pierre Dubois "Bugün burada Saint Nicolaos'ı anmak üzere
toplandık" der, bunun bir "ayin" olduğunu ve kendisinin "Papa'yı
temsilen" bulunduğunu söylemekten kaçınmaz.



Kaynak :
Türkiye Gazetesiİz Bırakanlar Ahmet Sırrı Arvas 04 Aralık Cumartesi

I am a Gibrisli giz, Emmy derler adima,
I would like to tell you, neler geldi basima.
Every Sunday ayni sey, I nearly cadlaycam.
My dad brings me dunurcu, illa illa alacam...

Bubacigim keltostur, gobek besler he is fat,
Forty years in London, ingilizcesi cat-pat.
I dare say anything, bunlar gatil ganara,
There is nothing they don't know, hersey bir
numara...

I decided to resist, dedim simdi evlenmem,
He said he would break my head, onu bunu dignemem.
Bak oglancik eyidir, he's got house and a car,
What is the matter with you, yoksa basga biri var?

Aha oglancik burda, Gibrisli Turk alacan,
If you carry on like this, yoksa evde galacan.
You need to get a husband, disgo-misgoyu burak,
With a damat parali, our future cok parlak..

There is nothing I can do, boynumuz gildan ince,
Who cares about me, basa bunlar gelince.
I will carry on like this, garinca gararica,
I will then live my own way, bunlar topu dikinca...

. Insan kalbi, kani pompaladiginda yarattigi basinc ile kani 10 metre uzaga firlatabilir. (Tanrim!)
>2. Bir domuzun orgazmi 30 dakika surer.(Bir dahaki yasaminda domuz olmak isteyen çok olabilir !!!!)
>3. Basinizi surekli olarak bir duvara vurarak saatte 150 kalori harciyabilirsiniz. (Halen domuzun yaptigi ise inanamiyorum!!!)
>4. Bir karinca agirliginin 50 kati agirligi kaldirabilir, 30 kati agirligi cekebilir ve zehirlendiginde her zaman sag tarafina dogru duser. (nasil tespit etmisler inanin cok merak ediyorum)
>5. Bir hamambocegi 9 gun basi koparilmis olarak, acliktan olene kadar, yasayabilir (Yorum yapmayacam, igrenc cünkü.)
>6. Bazi arslanlar gunde 50 defa ciftlesebilirler. (Domuzun durumu daha iyi sanki !!)
>7. Sicrayamayan (ziplayamayan) tek hayvan fildir. (Bu, iyi bir haber!)
>8. Devekusunun gozu beyninden daha buyuktur. (Boyle insanlar taniyorum!)
>9. Deniz yildizinin beyni yoktur. (Boyle olan insanlar da taniyorum!)
>10. Kutup ayilari solaktir. (Kim bilebilirdi? Acaba nasil buldular, ellerine kalem mi verdiler?)
>11. Zevk icin sevisen yaratiklar sadece insanlar ve yunuslardir (E peki domuz,o ne oluyor?)


Adam karısıyla arabada giderken polis sirenini duymuş, hemen sağa
çekmiş ve polis gelmiş:
"Buyrun memur bey?"
"Beyefendi direksiyon başındayken cep telefonuyla konuşuyordunuz
"Yok efendim sadece bip yaptı, ben de şarjı mi bitiyor diye baktım"
Karisi lafa atlamış:
"Aaa yapma hayatim. yarim saattir ortağınla iş görüşmesi yapıyordun
telefonda"
Adam karısına tip tip bakarken polis yine sormuş:
"Beyefendi emniyet kemerinizi neden takmıyorsunuz???"
"Memur bey takmıştım ama sizin geldiğinizi görünce durduktan sonra
çözdüm"
Karisi yine atlamış: "Aman sekerim sen de o kemeri hayatında bir kere
taktın mi acaba...."
Adam kadına bir tane patlatmamak için kendini zor tutarken; polis bu
sefer de arabayı incelemeye başlamış vee...
-"Beyefendi bakar misiniz sağ sinyaliniz de kırık"
"Aaaa.. kırık mi?? Sabah yola çıkarken kontrol ettim kırık diildi...
yolda oldu galiba, hiç de fark etmedik"
Karisi çenesini tutamamış yine:
"Amma da attın kocacım, sana 3 haftadır söylüyorum artık su kırık
sinyalin icabına baktır diye....."
Adam en sonunda dayanamamış bağırmış:
"BANA BAK SEN SUSUCAK MISIN ÇAKICAM SIMDI SURATININ ORTASINA!!"
Polis kadına sormuş: "Hanımefendi esiniz size hep böyle mi davranır?"
Kadın cevap vermiş:
"Yok canim....sadece alkollü olduğu zaman"

hepsi çok güzel eline sağlık

Üç sarisin detektif olmak üzere polis teskilatina müracaat etmisler.
Yapilmasi icap eden bir sürü imtihandan birini idare etmek de Komiser Kâzim'a düsmüs. Komiser Kâzim birinci kiza bes saniye müddetle bir dosyadan çikarttigi bir resmi göstermis ve "Söyle kizim" demis "Bu bir suçlunun resmi, bu adamin bariz ne özelligi var? Bunu ileride nasil tanirsin?"
Kiz söyle bir durmus ve "Çok kolay" demis "Adam tek gözlü" Komiser Kâzim resime bakmis ve "Kizim bu resim profilden, yani yandan çekilmis. Tabi tek göz göreceksin..." demis ve ayni resimi ikinci kiza gösterip ayni suali sormus ve "Bana bak" diye ilave etmis "Dogru dürüst
bir cevap ver"
Ikinci kiz "Bu adami tanimak çok kolay" demis "Çünkü adamin tek kulagi var" Komiser Kâzim "Kizim" diye bagirmis "Bu resim profilden dedik yaa!...Adamin suratinin öbür yanini göremiyoruz. Onun için kaç gözü, kaç kulagi oldugunu bilemeyiz..."
Kâzim üçüncü kiza "Kizim lütfen akilli bir cevap vermeye çalis. Beni çildirtma. Bu adamin bariz özelligi nedir, bu adami ileride nasil tanirsin?" diye sormus Kiz "Bu adam lens takiyor" diye cevap vermis.
Komiser Kâzim saskin, saskin resime bakmis ama adamin lens takip takmadigini bir türlü anlayamamis. Merak etmis adamin dosyasini açip okumus, dosyadaki bilgiye göre hakikaten adam lens takiyormus.
Komiser Kâzim üçüncü kiza hayranlik içinde "Aferin be kizim" demis "Dogru bilmisin. Simdi söyle bakalim bu adamin lens taktigini resimden nasil anlayabildin?" Kiz "Çok kolay" diye cevap vermis:
"Tek gözlü, tekkulakli bir adamin gözlük takacak hali yok ya !!"

Gol sevinci parmak kopardı
İsviçre Liginde Servettenin orta saha oyuncusu Paulo
Diogonun gol sevinci,
el parmağına maloldu. İstenmedik olay Servettenin
Schafthauseni 4-1 yendiği
maç sırasında yaşandı.


Takımının 3. golünün hazırlayıcısı olan 29 yaşındaki
Diogo, sevinçle saha
kenarındaki parmaklıklara tırmandı. Ancak bu arada
daha yeni evli olan
tecrübeli futbolcunun sol elinin yüzük parmağı
parmaklıklara takıldı.
İsviçre ve Portekiz vatandaşı olan Diogo bunun
farkına varamadı ve geriye
atladığında parmağı koptu. Sevinç gösterisindeki
taşkınlığı nedeniyle bir
de sarı kart gören şansız futbolcu, hastaneye
kaldırıldı. Ancak doktorlar
Diogonun parmağını yerine dikemedi.