Aşıkmısın sende yoksa ismet abi

Ben aşka inanmıyorum ki Aşk biter sevgi bitmez Ben her halükarda ve koşulda severim O hikayede ben olsaydım, yüz trilyon ayrı ihtimali hesaplar ona göre en kötü ihtimalleri sona saklayarak plan yapardım, ben çok kişiyi intihardan kurtardım Bence sevelim sevilelim

güzeL bi yazı..Haşmet babaoğLunun pazar günLeri yazdığı aşk öyküLerine benziyo..

OOOf abi bu yazı mükemmel .. Çok kötü oldum yemin ederim .... Yazamiyorum hiçbirşey... !

offf öldüm be abi resmen. walla çok kötü oldum. işte şimdi hayatımda bazı şeyleri değiştirmeyi düşünüyorum. sevdiğimin kıymetini biraz daha anladım...

Tek Kelimeyle Süper..ßenim Kızda Böyle Kendisini Ağırdan Alıyor... ßen de Bu yüzden Ayrılmayı Düşünüyordum... Yazıyı Okuduktan Sonra Vaz Gectim..!

olm yine su yaziyi tepeye cikardiniz. Gorunce okumadan gecemiyorum.

Yazıyı Okumaya Dalmısım Birde Winamp'ta Yesil Karanfilden Beni En Cok Etkileyen Müzik Çıkmış Farketmeden.. Gerisini Siz Düşünün

her seferinde fotoğrafım yere düşer ve ben yine hiç umursamadan kaldırırım..Fotoğrafı ilkkez bu kadar inceledim...Biraz detay; elimde künye ve zinciri sallıyorum birsandalye, yaslanma yeri kırılmış avcı boy çukurunun hemen dibinde arkamda yarısı karla kaplı ileride adını bile hatırlayamayacağım SIRA dağlar bitiminde bir nehir nehrin diğer ucunda tepesi gerçekten mor a dönüşen mor dağ (ahmet kayanın efsanevi dağı) hayatı umursamadan nerde ne oldugumu görmeden verdiğim poz.Ayağımda kortez ayakkabı bir polarım birde yarından umudunu kesip hayaller kuran kimsesiz ruh.

Niye ve neden yazdığımı bilmiyorum ama okuduktan sonra birşeyleri unutmamam gerektiğini anladım.Saygılar...

Henüz 18 yaşındaydı, ama hayatının sonundaydı. Tedavisi mümkün olmayan ölümcül bir kansere yakalanmıştı. Büyük üzüntüler içinde eve kapatmıştı kendisini. Sokağı hiç çıkmıyordu. Annesi, bir de kendisi... Buydu bütün hayatı... Fakat bir gün fena sıkıldı canı, dayanamadı, attı kendini sokağa. Bir yığın vitrinin önünden geçti. Tam bir CD satan dükkanı da geride bırakmıştı ki bir an durdu. Geri döndü, baktı kapıdan içeri. Gözüne hayal meyal takılan kıza bir daha baktı. Kendi yaşlarında harika bir kızdı tezgahtar. Hani ilk bakışta aşk derler ya, öyle takılıp kalmıştı işte İçeri girdi. Kız gülümseyerek koştu yanına. "Size nasıl yardım edebilirim?" diye sordu. Nasıl bir gülümsemeydi o... Hemen oracıkta sarılıp öpmek istedi kızı. Kekeledi, geveledi, zar zor cevap verdi "Evet." dedi. Rastgele bir CD'yi seçerek "Evet, şuradaki CD'yi bana sarar mısınız?" dedi. Kız rastgele seçtiği CD'yi aldı içeri gitti. Az sonra paket edilmiş CD ile geri geldi. Oğlan paketi aldı, dükkandan çıktı ve eve gitti. CD'yi hiç açmadan attı bir dolabın içine. Ertesi sabah yeniden gitti aynı dükkana. Yine rastgele bir CD seçti ve kızdan onu paketlemesini istedi. Eve gitti yine attı dolaba CD'yi hiç açmadan. Günler hep alınıp sardırılan CD'lerle geçti. Kıza açılmaya bir türlü cesaret edemiyordu. Annesine açıldı sonunda... Annesi "Git konuş oğlum utanılacak ne var bunda?" dedi. Ertesi sabah bütün cesaretini topladı, erkenden dükkana gitti. Bir CD seçti. Kız gülerek aldı CD'yi, paketlemek için içeri gitti. Kız içerideyken oğlan bir kağıda "Sizinle bu gece çıkabilir miyiz?" diye yazdı altına da telefon numarasını yazdı ve notu kasanın yanına koydu. Sonra paketini alıp kaçtı yine dükkandan. İki gün sonra evin telefonu çaldı. Tezgahtaki kızdı arıyan. Notu yeni bulmuştu. Anne ağlıyordu "Duymadınız mı? Oğlum dün vefat etti." Kız yıkıldı... Cenazeden birkaç gün sonra girebildi anne oğlunun odasına. Ortalığı toplamak için. Dolabı açtı... Bir yığın paket gördü. Anne paketleri aldı ve oğlunun yatağına oturdu. Bir tanesini açtı. İçinde bir CD vardı, bir de minik bir not "Merhaba... Sizi öyle tatlı buldum ki daha yakından tanımak istiyorum. Bir akşam birlikte çıkalım mı? Sevgiler, Mary ". Anne bir paketi daha açtı. Yine bir CD bir de not "Sizi gerçekten çok tatlı birisiniz, hadi bu gece beni davet edin artık. Sevgiler Mary..."


Arkadaşlar Buda ßenden

gercekten guzel hikayeler ellerinize saglik tuylerim diken diken oldu

sevmek

belkide sorunlarımızı çözmemiz için gereken tek şey...
allah kimseyi sevgisiz,
sevmesiz,
ve
sevilmesiz bırakmasın...

çok güzel ve çok üzücü bir insan için ama verdiği derste çok güzel mesela bende duygusallığı sewmwm ama bu sewmwyi bilmediğim anlamına tabiki gelmiyor

bence de en onemli sey sevmek bence bu ulkenin en buyuk iki sorunundan biri, digeri de egitim sistemi.

benim babam asla bana ben sevdigini soylememistir, ne bileyim iki kisiyi disarda el ele kol kola goren insanlarin su terbiyesizlere bak dedigini cok gordum veya ne bileyim ben iki sevgilinin ailerinin yaninda el ele bile gordugum cok azdir. bu konuda bence cok yol kat etmemiz gerekiyor.

hocam bu neya benım gıbı duygusal bı herıfı yıktın sımdı bole hıkayemı olurya nedır bu...

uzuldum ya gercekmıymıs bu

çok eski ama süper bir hikaye.. gerçek sanırım

sene 99.okuldayken bu yazıyı hıncal uluçun köşesinde okuyup yeni çıkmaya başlayan samimi bir arkadaşıma verdim ayrıca kız arkadaşına okumasını söylemiştim.kız baya etkilenmişti.şu an evliler.bir haftaya kadarda allahın izniyle çocuk sahibi olacaklar .hey gidi mazi hey.

AŞK DİYE BİRŞEY YOKTUR....
açın kendinizi beyler....
Aşk , sevgi, duygusallik, bağlilik, zayifliktir.....

ühühü yaw yapmayın böle şeyler ühüüüüü

Buna benzer bir olayı ben bir kaç kez yaşadım. Benimkiler intihar etmedi ama onların bana verdikleri sevgiyi hep somutlaştırmaya çalıştım ve göremeyince ayrıldım. Şimdi kafamı taşlara vuruyorum ama nafile; :-(