Forumları Okundu Yap |
![]() |
#1 |
merak edilen bir konu olarak=
kuatum fiziği kanunları nedir, kuantum ve genetik bilimi arasında bir bağ var mıdır. kuantum bilgisayar ne demektir. kuantum teknolojisinde şu anda neredeyiz. bu konularda doğru bilgi verebilecek arkadaşlar yazsın? |
|
![]() |
![]() |
#2 |
1. http://www.atominsan.com/kuantum_kurami.htm
2. http://kuantumfizigi.sitemynet.com/index.html 3. http://www.fizikders.8m.com/kuantum_..._felsefesi.htm bu sitelere bak yeterli bilgiyi bulacaksın |
|
![]() |
![]() |
#3 |
Arkadas cok sagol benimde isimi yaradi.
|
|
![]() |
![]() |
#4 |
Aşağıda ismini yazdığım kitabı ben geçen sene okudum ve çokta beğendim.. Fizik konusunu çok güzel bir üslup ve heyecan verici bir akıcılıkla anlatıyor. Mutlaka okumanı isterim, aradığın şeyi bu kitap içerisinde fazlasıyla bulacaksın.
Fizik ve Ötesi - Hanns Grassmann |
|
![]() |
![]() |
#5 |
http://piskotilki.sitemynet.com/fizik.html bi bak istersen
|
|
![]() |
![]() |
#6 |
Bildiğim kadarıyla açıklamaya çalışacağım.
Qantum fiziği atom altı parçacıklarını inceleyen bir fizik dalıdır. Bu parçacıkları inceleyerek maddeler arası ilişkileri inceler. Forumda anlatılacak kadar basit ve kısa bir konu değildir. Quantum bilgisayarı ise bir quantum sisteminin aynı anda birden farklı durumda olabileceği (Schrödinger'in Kedisi'nde olduğu gibi) ilkesinden yola çıkarak üretilmeye çalışan bilgisayardır. Yani şu anda kullandığımız bilgisayarlarda ikilik sistem kullanılırken(1 ve 0 olayı yani) quantum bilgisayarlarında kullanılmaya çalışılan qubitler ise aynı anda hem 1 hem de 0 alabilir. Quantum'un aslında her şeyle ilişkisi vardır. Quantum teorisi belirsizlik üzerine kurulmuştur fakat buna rağmen çok işe yarar ve birçok ilkesi kanıtlanmıştır. Daha aklına takılan yerler varsa sor, biliyorsam yanıtlayayım. |
|
![]() |
![]() |
#7 |
tskler arkadaşlar.
verilen linkleri okuyorum da, bayağı karışık bi konu. |
|
![]() |
![]() |
#8 |
arkadaşım yardım edebildiysek ne mutlu bize
|
|
![]() |
![]() |
#9 |
Linkler guzel acikliyor, daha once birkac kitap okudum bu konu hakkinda ama karmasik bir konu, ve hala bir sonuc olarak degil olasilik olarak bakildigi ve Einstein gibi bir dahinin karsi ciktigi bir teoriyi anlamak bayagi bir guc.
|
|
![]() |
![]() |
#10 |
herkes elınden gelenı ardına koymamıs ya umarım yardımcı olabilmisizdir..
|
|
![]() |
![]() |
#11 |
bende zamaninda ilgilenmistim, istersen bilim teknik te aciklanmis bir konu vardi onu scan edebilirim.
kuantum bilgisayar ne demektir. bu soruya cevabi orasi daha iyi verebilir. Bu konuyla ilgilenmeniz cok hosuma gitti arkadaslar, aslinda eminim ki cogunuz da bir Hawking kadar zeka ve istah var, umarim bir gun bizimde nobel odullu dunyaya yon veren bilim adamlarimiz cikar. |
|
![]() |
![]() |
#12 | |
Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
#13 |
Erdal İnönü bu kuantum konularında 1953 (düşünün hiçbirimiz yoktuk daha) yaptığı bi çalışma için ödül alacak.
go İnönü go! |
|
![]() |
![]() |
#14 | |
Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
#15 |
Aslında bu konuya uzun zamandır kimse yazmamış ama merak eden, girip okuyan olursa diye yazıyorum..
Ünlü Danimarkalı fizikçi Niel Bohr'dan kuantum fiziğine dair bir alıntı: Tr: Eğer bir kişi quantum fiziği karşısında şok olmamışsa, onu anlamamış demektir. En: Anyone who has not been shocked by quantum physics has not understood it. |
|
![]() |
![]() |
#16 | |
Alıntı:
bir süredir bununla ilgili konular yaratıyorum ve cevaplara bakıyorum. çok az ve kalk kuantomu sun, hemde açıklığıyla ne diyor bu derler ,bende üzülürüm. zamanı keşfeden sizlere sonsuz teşekkürler |
||
![]() |
![]() |
#17 | ||
Alıntı:
![]() ![]() Darılmayın ama Yukarıdaki Mesajınızdan Anlayabildigim Tek Cümle: Alıntı:
Eğer Kuantum mekaniginin karmaşıklıgını anlatmayı amaçlayarak yazdıysanız harika olmuş. ![]() |
|||
![]() |
![]() |
#18 |
Bu Fizik turu cok degisik ve dogru olanıdır. cunku ornegin en kucuk bir ornek verecek olursak bu zaman kadar gordugumuz fizikte "kutle" denilen sey hic bir yerde degismezdi. halbuki degisir iste bunu kanıtlayan fizik in bir bilim dalıdır.. eger bir cisim her hangi bir hızda giderse milyonda bir dahi olsa kutlesinde bir kayıp olur. ama ısık hızında hareket ederse tamamen kutlesi degisir.. orneklerde verdim heralde bu kadar acıklama yeterlidir arkadaslar !! saygılar ;
|
|
![]() |
![]() |
#19 | |
Alıntı:
çok zorlu bir konu. ben darılmam sen merak etme ![]() |
||
![]() |
![]() |
#20 |
Kuantum Fiziğinin Garip Söylemleri
(Bilim ve Teknik Derigisi'nden alınmıştır.) Üstüste Gelme Kuantum fiziğinin belki de en garip (ve en çok itiraz alan) yönü bir sistemin aynı anda birkaç farklı durumda bulunabilmesi. Parçacıklar doğal olarak böyle durumlara giriyorlar. Örneğin bir elektron tek bir noktada değil de değişik noktalarda bulunabilir. Max Born 1926 yılında de Broglie dalgalarının fiziksel bir dalga olmadığını, bir olasılık dalgası olarak yorumlanması gerektiği düşüncesini ortaya attı. Buna göre parçacıklar de Broglie dalgasının bulunduğu her yerde bulunur, bunlar dalganın güçlü olduğu yerlerde yüksek olasılıkla, zayıf olduğu yerlerde de düşük olasılıkla bulunuyor. Böylece parçacığın konumu doğal bir belirsizlik taşır. Max Born bu çalışmasından dolayı 1954 yılında Nobel ödülünü kazandı. Erwin Schrödinger, üstüste gelme ilkesinin yarattığı gariplikleri en açık biçimde ortaya koyan bir düşünce deneyi tasarladı. Schrödinger’in kedisi olarak bilinen bu deneyde bir kedi aynı anda hem diri hem de ölü olduğu bir duruma sokulabiliyordu. Hem mikroskobik ölçekte hem de bazı makroskobik cisimlerde var olduğu bilinen üstüste gelme olgusunun yorumu sürekli tartışma konusu olagelmiştir. Tünelleme Klasik fiziğe göre herhangi bir cismin kinetik enerjisi negatif olamaz. Dolayısıyla duvara attığım bir top duvarı delmeden öteki tarafa geçemez; çünkü duvarım getirmiş olduğu enerji engelini aşabilmek için klasik fiziğe göre duvarın içinden duvarı delmeden geçmek için negatif kinetik enerjiye sahip olmalıdır. Bu da klasik fiziğe aykırıdır. Kuantum kuramına göreyse, bir enerji engelini aşmak için yeterli enerjisi olmayan bir kuantum parçacığı , yine de bu engeli aşabilir. Yani engelin öteki tarafında bulunma olasılığı sıfır değildir. Kuramın tahmin ettiği ve doğruluğu deneylerle kanıtlanmış olan ve radyoaktivite gibi olguları açıklayan bu etkiye tünelleme adı verilir. Schrödinger Denklemi Bir kuantum sistemi hakkında bize her bilgiyi veren araç dalga fonksiyonu adı verilen bir fonksiyondur. Dalga fonksiyonunun uzaya ve zamana bağlı değişimini veren denklemi ilk bulan Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger’dir. Bu yüzden denklem Schrödinger denklemi adıyla anılır. Schrödinger denklemine göre dalga fonksiyonunun zamana göre değişimini Hamiltonian adı verilen bir operatör kontrol eder. Hamiltonian operatörü (bazen enerji operatörü adıyla da anılır) sistemin enerjisi ile yakından ilgilidir. Kuantum sisteminin sahip olabileceği enerji değerlerini Hamiltonian operatörü belirler. Bunu veren denkleme de zamandan bağımsız Schrödinger denklemi adı verilir. Schrödinger denkleminin çözümü olan dalga fonksiyonunun karesi kuantum sistemi ile ilgili olasılıkları verir. De Broglie Dalgası 1923 yılında aristokrat bir aileden gelen Fransız fizikçi Louis de Broglie ışığın bazen dalga bazen de parçacık gibi davranmasından esinlenerek, diğer parçacıkların da dalga yönleri olabileceği savını ortaya attı. Buna göre momentumu p olan bir parçacığa dalgaboyu l=h/p olan bir dalga eşlik ediyor ve parçacığın özelliklerini tamamlıyordu. Nasıl bir gitar teli uzunluğuna bağlı olarak sadece belli frekanslarda titreşiyorsa, atomun çevresinde dolanan bir elektronun de Broglie dalgası da sadece belli dalgaboylarına sahip olmalıydı. Bu çeşit bir dalga 1913 yılında Bohr’un hidrojen atomundaki elektronların enerji seviyelerini bulduğunda yaptığı varsayımları açıklıyordu. Makroskobik cisimlerin momentumları çok daha büyük olduğundan, de Broglie dalgasının dalgaboyu ölçülemeyecek kadar küçüktür. Bu nedenle makroskobik cisimlerin dalga özellikleri gözlemlenemez. De Broglie’nin bu çalışması, kendisinin 1929 yılında aldığı dışında iki Nobel ödülü daha üretti. 1926’da Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger, de Broglie’nin çalışmasını genişleterek kuantum kuramının temel denklemini elde etti ve 1933’te Nobel ödülünü aldı. 1927 yılında birbirlerinden bağımsız olarak ABD’de Davisson ve Germer, İngiltere’de de Thomson, bir kristale gönderilen elektronların tıpkı dalgalar gibi kırınıma uğradıklarını gösterdiler. Davisson ve Thomson’da 1937 yılında Nobel aldılar. Belirsizlik İlkesi Kuantum kuramının belirsizlik ilkesi, bir parçacığın bazı farklı özelliklerinin ikisinin de kesin olarak belirlenemeyeceğini söyler. Örneğin bir parçacığın konumuyla momentumu (momentum bir cismin kütlesiyle hızının çarpımıdır) aynı anda tam olarak ölçülemez. Kuantum kuramına göre parçacığın bu iki özelliğindeki belirsizliklerin çarpımı en az Planck sabiti h=6,626x10^-34 J.s kadardır. Konumu belli bir anda kesin olarak bilinen bir parçacığın momentumu sonsuz belirsizliktedir ve bu yüzden parçacık kısa sürede o noktadan ayrılır ve uzaya dağılır. Benzer şekilde momentumu kesin olarak bilinen bir parçacığın konumu sonsuz belirsizliktedir, yani böyle bir parçacık uzayın her köşesinde bulunabilir. Bu nedenle doğada rastlanan parçacıkların bulunduğu kuantum durumlarında parçacıkların hem konum hem de momentumu bir miktar belirsiz olmak zorunda. Alman fizikçi Werner Heisenberg, ünlü mikroskop örneğini bu ilkeyi açıklamak için geliştirdi. Bir parçacığın yerini "görerek" ölçmeye çalıştığınızı düşünün. Böyle bir ölçümde parçacığın üzerine ışık göndermek, dolayısıyla parçacıkla etkileşmek gerekir. Bu bile parçacığın konumunu tam olarak belirlemeye yetmez. Bu ölçümde en azından kullanılan ışığın dalgaboyu (l) kadar bir hata yapılır. Bunun yanı sıra ışık parçacıkla etkileştiği için ölçüm, parçacığın hızında bir değişmeye de neden olur. ışık parçacığa çarpıp yansıdığı için en az bir fotonun momentumu parçacığa aktarılır. Parçacığın momentumu ölçümden önce tam olarak bilinse bile, konumun ölçülmesi parçacığın momentumunu h/l kadar değiştirir. Bu nedenle, parçacığın yerini daha iyi belirlemek için daha kısa dalga boylu ışık kullansak bile, ölçümümüz momentumdaki belirsizliği arttıracak, ama her durumda ikisinin belirsizlikleri çarpımı en az h kadar olacaktır. Spin Parçacıkların uzaydaki doğrusal hareketleri dışında kendi iç dinamikleriyle ilgili hareketleri de vardır. Bu parçacıkları doğrusal değil de küçük kürecikler şeklinde düşünürsek, bu kürelerin kendi çevrelerinde dönmeleri de etkileri gözlemlenebilen bir hareket şeklidir. Bu hareket için İngilizce’de kendi etrafında dönmek demek olan "spin" kullanılır. Spin de bir açısal momentum türüdür. Fakat kuantum kuramı bazı parçacıkların (elektronlar gibi) spinlerinin gerçekten böyle bir dönme sonucu oluşmayacağını söylüyor. Bu rağmen dönme benzetmesi bir çok açıdan iyi bir açıklama biçimi gibi görünüyor. Kuantum kuramına göre spini "s" olan bir parçacığın spin durumu sadece (2s+1) değişik değer alabilir yada bu (2s+1) durumun üst üste gelmesiyle oluşabilir. Elektron, proton ve nötronların spinleri s=1/2 dir. Yani bu parçacıkları uzaydaki hareketlerinin dışında 2 değişik durumda da bulunabilirler. Zayıf etkileşimi ileten W ve Z parçacıklarının spini 1’dir. Bunlar da 3 değişik durumda bulunabilirler. Fotonlarsa ışık hızında hareket ettikleri için spinleri 1 olmasına karşın sadece iki farklı spin durumunda bulunabilirler. Bunların dışında bir kaç parçacıktan oluşmuş birleşik sistemlerin spinide hesaplanabilir. Örneğin helyum-4 atomunun spini 0 olarak hesaplanabiliyor. Spini olan bir çok parçacık spinlerinin yönüne bağlı olarak uzayda manyetik alan oluştururlar. Bu anlamda bu tip parçacıkları küçük birer mıknatıs olarak da düşünmek mümkün. Eğer elektronlar bir manyetik alandan geçirilirse, kendi mıktanatıslıklarının yönüne bağlı olarak değişik yönlere sapmaları gerekir. 1921 yılında Stern ve Gerlach bu deneyi yaparak elektronların sadece iki değişik yöne saptıklarını, böylece bu parçacıkların sadece iki farklı spin durumunda bulunabildiklerini göstererek kuantum fiziğinin en güçlü kanıtlarından birini elde ettiler. |
|
![]() |
Cevapla |
Konu Araçları | |
|
|