Forumları Okundu Yap |
![]() |
#1 |
İnsanın Evrimi evrim teorisinin can damarıdır.
Bu damarın kesilmesi evrimin ölmesiyle eşdeğerdir. Evrimin tek kanıt kaynağı da geçmiş yaşamdan kalan izler yani fosillerdir. Eğer insanın evrimi doğru ise bunu fosillerde gözlememiz gerekir. Buyurun.. GERÇEK NE İMİŞ BİRLİKTE GÖRELİM.. Homo Habilis Ara Format mı? Homo habilis (Latince yetenekli insan= tersinime göre maysan isimli hayali yaratık), soyu tükenmiş hominid türlerinden biri olduğu, günümüzden yaklaşık 2.5 ila 1.8 milyon yıl önce Pleistosen'nin başlangıcında yaşadığı varsayılır. H. habilis evrim teorisi taraftarlarınca homo türünün ilk örneği kabul edilir. Teoriye göre homo türüne dahil canlılar arasında muhtemelen insana en az benzeyenidir. Diğer ifade ile bir araformat canlısıdır. [IMG]http://img802.**************/img802/6396/adszqir.png[/IMG] Homo Habilisin temsili resmi Homo Habilis kısa boylu, uzun kolludur. Ancak yüzünün fazla çıkıntı yapmadığı, modern insana benzer şekilde basıklaşmaya başladığı iddia edilir. Australopithecinenin soyundan geldiğine inanılır. İnsansı maymunlara benzeyen ve h. habilisden daha iri olan homo rudolfensisin ise insana daha yakın atalarından olduğu düşünülmektedir. H. habilisin (maysanın) beyni modern insanın beyninin yarısından biraz küçüktür. Buna rağmen fosil kalıntılarının yanında çoğunlukla taş aletlere rastlanır. Daha uzun boylu ve daha beyni daha gelişmiş olan homo ergasterin de atası olduğu düşünülmektedir. Homo ergasterin modern insana oldukça benzeyen homo erectusun (tersinime göre insanın) atası olduğu varsayılır. Homo habilisin modern insanın doğrudan atası olduğu konusu hala tartışmalıdır. Homo habilisten 100 - 200 bin yıl önce (yaklaşık günümüzden 2.6 milyon yıl önce) australopithecus garhi de taştan aletler yaptığı iddia edilir. Homo habilisin daha çok leş yiyici olduğu, silahları savunmada ve et sıyırmada kullandığı (bu bir evrimci iddiasıdır) düşünülmektedir. Kendini savunabiliyor olması, daha tehlikeli ortamlarda diğer primatlara oranla hayatta kalmasına daha fazla imkân vermiştir. H. habilis, bilim dünyasında Tanzanya’da Olduvai Boğazında bulunan fosilleriyle tanınır. Bu fosillerin bulunduğu yerler I. Yatak ve II. Yatak olarak adlandırılır. Türe Homo Habilis adı 1964 yılında verilmiştir. Bu fosillerin bulunduğu I. Yatak’ta ayrıca Australopithecus boisei kalıntıları, yontulmuş taş aletler ve dericilikte kullanılan bir alet bulunmuştur. II. Yatak olarak adlandırılan kazı alanında Homo erectus kalıntıları da ortaya çıkarılmıştır. Burada bulunan ve Homo habilis olarak adlandırılan birey sayısı yedidir. Homo habilis’in insan evrimindeki yeri kesinlik kazanmamıştır. Bir görüşe göre Homo habilis, Australopithecus africanus türünden çok az farklılıklar gösterir. Bu arada homo habilis ile Homo erectus’un ayrı evrim çizgisi izlediğini savlayan bilim adamları da vardır. H. habilis'e ait olduğu belirlenmiş olan bazı önemli fosil örnekleri aşağıda, belirlenmiş yaşlarına göre en yaşlı olandan başlayarak sıralanmıştır. Lütfen fosillerin bilimsel yöntemlerle tespit edilmiş YAŞLARINI dikkat ediniz. Evrimi sorgulama açısından bu son derece önemlidir. KNM ER 1813: 1973'de Kenya'nın Koobi Fora bölgesinde keşfedilmiş ve 1,9 milyon yaşında olduğu belirlenmiş olan, görece tam bir H. habilis kafatasıdır. Beyin kapasitesinin 510 mL olduğu saptanmıştır ki, keşfedilmiş başka bazı erken H. habilis örnek ve formlarınınki gibi etkileyici olmadığı söylenir. = = = [IMG]http://img703.**************/img703/5511/adszmg.png[/IMG] KNM ER 1813 fosili = = = OH 24: Ekim 1968'de Tanzanya'nın Olduvai Kanyonu'nda Jonathan Leakey tarafından keşfedilmiş ve 1,8 milyon yaşında olduğu belirlenmiş olan, Twiggy takma adıyla anılan, biçimi belli ölçüde bozulmuş bir H. habilis kafatasıdır. = = = [IMG]http://img825.**************/img825/5421/adszjp.png[/IMG] OH 24 kafatası fosili = = = Beyin hacminin 600 mL'den biraz daha az olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, yüzünün öne çıkıklığının, daha ilkel olan australopitekin üyelerine göre daha az olduğu da saptanmıştır. OH 7: 4 Kasım 1960'da Tanzanya'nın Olduvai Kanyonu'nda Jonathan Leakey tarafından keşfedilmiş ve 1,75 milyon yaşında olduğu belirlenmiş olan, dişleri tam bir H. habilis alt çenesidir. Araştırmacılar, dişlerin küçüklüğüne dayanarak, çenenin sahibi olan bireyin 363 mL gibi bir beyin hacmine sahip olduğunu öngörmektedirler. KNM ER 1805: Kenya'nın Koobi Fora bölgesinde keşfedilmiş ve 1,74 milyon yaşında olduğu belirlenmiş olan, erişkin bir Homo habilis kafatasının üç parçasını içeren bir örnektir. Kafatasının genel şekli ve çenenin öne çıkıklığındaki (prognatizmdeki) azlığa dayanarak, bu örneğin bir Homo erectus'a ait olduğu konusunda güçlü kanıtlar vardır. = = = [IMG]http://img96.**************/img96/2681/dh40.png[/IMG] Lucy 3 milyon yaşında tam bir austrolapiketus (maymun) fosilidir. Lucy bir zamanlar evrimcilerin en gözde ara format fosiliydi. Fakat tam bir maymun fosili olduğunun gösterilmesi pabucunun dama atılmasına neden oldu. = = = İnsansı fosillerdeki çelişkiler: Fosillerin sürece uygun dizilimi hiçbir zaman evrimsel aşamaları gösteren ilkelden gelişmişe doğru düzenli bir yükseliş göstermez. Genelde ilkel kabul edilenlerden daha yaşlı fakat daha gelişkin fosiller olduğu gibi aynı dönemlerde ilkel ve gelişkin kabul edilenler bir aradadır. Bir bakıma fosiller evrim yönünden tam bir kargaşa içindedirler. Örneğin yedi milyon yaşındaki Sahclanthropus Tchadensis, Altı milyon yaşındaki Orrorin Tugensis, Yine altı milyon yaşındaki st W573, Beş milyon yaşındaki SM-4, Üç buçuk milyon yaşındaki Kenyathropus Platyops YUKARIYA ALDIKLARIMIZ bir araformat olarak kabul edilen üç milyon yaşındaki Lucy VE DİĞER ARA FORMAT FOSİLLERİNDEN DAHA YAŞLI oldukları halde evrimsel ölçüler göz önüne alındığında daha GELİŞKİNDİRLER. Bu gerçeği göz önüne aldığımızda Lucy'den çok daha YAŞLI OLAN yukarıda yazdıklarımızın da birer ara format olamayacağı açıktır. Ayrıca Dmanisi Kafatasları aynı döneme ait olmalarına rağmen kimisi gelişkin kimisi ise ilkel özellikler taşır. = = = [IMG]http://img51.**************/img51/2420/18249019.png[/IMG] Dmanisi kafatasları ve çene kemiği fosilleri = = = Evrim sürecinde ise aynı türün ilkeli ile gelişkini bir arada bulunmaması gerekir. Arzu eden okuyucularımız ayrı ayrı incelediğimiz, ayrıntılarıyla bilgi verdiğimiz fosiller konusunu tekrar gözden geçirebilirler. Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Geçmiş yaşamda şimdiki gibi insansı zannedilen çeşitli canlılarla (örneğin şempanzesiyle orangutanıyla) insanların çeşitli ırklarıyla (örneğin pigmeler, aborjinler, beyaz ırk gibi büyük ve küçük yapılılar, büyük ve küçük kafataslılar) bir arada yaşıyorlardı. Evrim söz konusu bile değildi. Böylesine basit ve akılcı bir açıklaması olan bir konuyu (evrime kanıt oluşturma amacıyla) böylesine karmaşıklaştırmak için her şeyden önce bir evrimci olmak gerekir. Tersinim teorisi ise insanın tek kaynaktan, tek yerden geldiği, bir arı ırkının olduğu, yeterince çoğaldıktan sonra dünyanın dört bir yanına dağıldıkları, iklim koşulları ve yaşama şartlarıyla kimilerinin çevreye uyum meziyetlerinin güçlenip çoğaldığı, kimilerinde ise kimi meziyetlerin azalıp zayıfladığı, bu yolla ırkların oluştuğu varsayımını ortaya koyar ve bu varsayım her hangi bir yapay müdahaleye gerek kalmadan bilimsel gerçeklerle tamamen örtüşür. Mesajı son düzenleyen tersinim ( 26-07-13 - 11:55 ) |
|
![]() |
![]() |
#2 |
Aç adam gibi bir SORU-CEVAP-TERİSİNİM diye başlık
geleyim ben de.. soruları sorayım sen cevapla... bakalım nasıl oluyormuş.... YERSEEEE..... Mesajı son düzenleyen zavallibilgisiz ( 26-07-13 - 14:17 ) |
|
![]() |
Cevapla |
Konu Araçları | |
|
|