Eski 20-05-10, 16:47 #21
es--es es--es çevrimdışı
Varsayılan C: Bağımlılık Yapan Maddeler-Etkileri,Riskleri.Detaylı Tanıyalım

2.Devlete Düşen Görevler

Uyuşturucularla Mücadele Bakanlığı yanında , önemli sorumluluklar taşıyan Milli Eğitim, Sağlık, İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları başta olmak üzere , bünyesinde eğitim üniteleri ve eğitilmesi gereken genç kitleler bulunduran diğer bakanlıklar ve diğer devlet kuruluşları bu konuda görev ve sorumluluk taşımalı , buna sahip çıkmalı ve bu büyük organizasyonda yerini almalıdır.

Milli eğitimde en azından şunlar yapılmalıdır:

Orta ve Liselere haftada 1-2 saatlik zorunlu ders getirilmeli ve bu çalışmalar yasal çizgide ciddiyetle sürdürülmelidir.

Genç öğrencilerle birlikte aileleri de eğitim kapsamına alınmalı. Ailenin ,medyanın da ciddi katkıları sağlanarak , maddi ve manevi kültür değerleriyle güçlenmesi mutlaka sağlanmalıdır.

Yönetici ve eğiticilerin kötü örnek olması , özenti oluşturması kesinlikle önlenmelidir.
Okul Yeşilay kolları seçkin öğrencilerle her okulda mutlaka kurulmalı , bunların başına gönüllü ve yetenekli bir rehber öğretmen tayin edilerek , bu öğretmenler uzmanlaştırılmalıdır.

Uzmanlık çizgisine ulaşan rehber öğretmenler , hem öğrencileri , aynı zamanda ailelerini eğitmelidir. Bu çalışmalar eğitim yılı boyunca ciddi bir şekilde sürdürülmelidir.
Okullar bu konuda eğitim malzemeleri ve gerekli doküman bakımından yeterli bir zenginliğe ulaştırılmalıdır.

Doküman yönünden Milli Eğitime , Sağlık Bakanlığı , Medya (bilhassa eğitsel filmlerin hazırlanması bakımından) yardımcı olmalı. Yeşilay’ın maddi destekle bilhassa yazılı ve görsel dokümanlarla bu hizmete gerektiği ölçüde katılması sağlanmalıdır.
Özel sektör (kurumlar) ve yöneticileri bahis konusu hizmet ve görevlere aynen sahip çıkmalıdırlar.

Bütün halk kuruluşları ve vatandaşlar her biri bu mücadelede görev almalı ve üzerine düşenleri yerine getirmelidir.

Bu arada istisnai bir durum olarak bir Anayasa görevi yapan Yeşilay’a:

a) Mali , teknik ve teşkilatlanma yönünde gerekli ve yeterli yardımlar yapılmalıdır.
b) Yıllardır büyük emekle gençlerimiz için bu maksatla çıkarılan Yeşilay dergisine ve dokümanlarına
Devlet kütüphanelerinin ve bütün resmi ve özel okulların , keza kurumların abone olmaları
sağlanmalıdır.

Bitabii bu hizmetlerin yerine getirilmesi , bütün ülkeyi içine alacak güçlü bir organizasyonun oluşturulması ve gerekli yasa ve mevzuatın çıkarılması , münhasıran uyuşturucularla mücadele görevini üstlenecek olan Bakanlıkça yapılmalıdır.

3.Medya’ya düşen görevler

En güçlü ve yaygın eğitim kurumu olduğu halde bu çizgide hiç bir görev üstlenmeyen , hatta büyük bölümü ile , bilhassa temeldeki konu olan ve her türlü zararlı alışkanlıklara ve bunların salgın haline gelmesinde en büyük etken kabul edilen uyuşturucu kültürü çizgisinde büyük bir sorumsuzluk sergileyen medya , mutlaka disipline edilmelidir. Bu güçlü kurum bütün birimleri ile yararlı bir çizgiye getirilmelidir ve medyanın bu sorumluluklarını ve hayati önem taşıyan görevlerini kabullenip yerine getirmedikçe diğer hiçbir tedbirin ülkeyi ve toplumu selamet kıyısına götüremeyeceği kesinlikle bilinmelidir. Bu ülke , bu toplum ve bu devlet hepimizindir. Bir yerde hırs ve kazançlara sınır tanımak zorundayız.
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 20-05-10, 16:48 #22
es--es es--es çevrimdışı
Varsayılan C: Bağımlılık Yapan Maddeler-Etkileri,Riskleri.Detaylı Tanıyalım

Bağımlı olmak....Ürkütücü değil mi? Neye olursa olsun, kime olursa olsun istenmeyen. Bağlılık kavramı ne kadar yüceltilirse, bağımlılık kavramı da o denli aşağlanır. Bağlı olmakla ne kadar övünülürse, bağımlı olmaktan o kadar korkulur. Çünkü bağlılık, inandığın birşeye duyduğun histir, duygudur.Bağımlılık ise, insanın kendisine zararlı olduğunu bildiği halde bir davranışı hazzın etkisinde sürdürmesi durumudur.Yani bağımlılığın sürmesinin nedeni haz almakken, bağlılığın kendisi bir hazdır.

Nelere bağımlıyız?
O geçici haz nedeniyle nelere bağımlı oluruz? Ve o hazzı tatmak için tekrarlarız, tekrarlarız, tekrarlarız..Ta ki haz, artık eziyet olmaya başlayana kadar. Bağımlı olduğumuz şeylerin başında maddeler gelir. Sigara, alkol, uyuşturucu…. Kumar oynamak, obesite, zararlı ilişkiler (marazi ilişkiler), aşırı tehlikeli davranışları yapma, kontrolsüz internet ve bilgisayar oyunları ile zaman geçirme, kontrolsüz alışverişler yapma gibi bir çok yaşantı da bağımlılık içine girer. Kişi yaptığı şeyin kendisine yıkıcı etkiler yaptığını bildiği halde, yapmaktan kendini alıkoyamaz. Kumar oynayan bir çok insan bu durumun kendisine ve ailesine feci sonuçlar getireceğini bildiği halde devam eder. Obes bir insan sağlığı için iyi olmadığı halde, ikinci porsiyon tatlıyı sipariş eder.. Ya da daha ilginci bir aşk ilişkisinde, bir çok açıdan kendine zarar verdiğini bildiği ilişkisine bir nokta koyamaz.. Bazen bu zarar verme hali hayatın son bulmasına, ölüme dek uzanabilecek bir şiddette varır. Oysa doğanın kanunudur ve canlılar kendilerine zararlı olacak uyaranlardan kaçınırlar.. Ne olmaktadır da, birey kendi varlığına ve esenliğine aykırı davranışları sürdürüp, bu kendini yok etmeye yönelik davranışların etkisinde sürüklenip gitmektedir ?
Bağımlılığın nedenleri?
Bu sorunun yanıtını ararken insanın biyo-psiko-sosyal bir varlık olduğu gerçeğiyle karşılaşırız. Kişilik özelliklerimiz bağımlılığın gelişmesinin psikolojik boyutunu temsil eder. Engelleme karşısında çabuk düşkırıklığı ve öfkeye eğilimli olmak, bağımlılık için uygun bir kişilik özelliğidir. Ayrıca yenilik arama yönündeki risk almaya eğilim, dikkate alınması gerekli bir durumdur Şöyle bir düşünürseniz, yaşamına yeni bir şeyler katma uğruna, risklerini bildiği davranışları yapmaya yönelen kişilerin, o risklerin gerçeğe dönüşmesindeki çaresizliğini fark edebilirsiniz. Yapılan araştırmalar bağımlılığa yatkın insanların bazal seviyede yaşamlarını zevksiz ve sıkıcı buldukları tespit edilmiştir. Bu bireyler yeni ve riskli davranışları hayatı daha çekilir hale getirmek boyutunda denemeye daha yatkın insanlardır. Bu insanların bazı beyin bölgelerinde doğal olarak bulunması beklenen bazı haz hormanlarınn (endorfin ve enkefalinler) daha düşük seviyede olduğu görülmüştür.
Kişilik özelliğiniz tamam, hatta biyolojik yatkınlığınız da var. Ama bağımlılık yaratacak bir sosyal ortam yoksa, bağımlı olma riski de yok demektir. Tıpkı, 17.y.y kadar tütünle tanışmamış olan Avrupalı’nın sigara bağımlısı olma şansı olmadığı gibi. Ve insanın biyoljik yönü. Bağımlılık gibi,birazda gizem taşıyan kelimeye soğuk gerçekliği katan biyolojik veriler.Aslında bir yandan da tedavi olabileceği ümüdini de beraberinde taşıyan gerçeklik. Beyinde ,merkezde yer alan “ventral tegmental alan” (VTA) olarak isimlendirilen bölge, bir çok bağımlılık davranışının geliştiği bir alan olarak tespit edilmiştir. Özellikle dopamin isimli bir nörotransmitterin bu alandaki etkinliği bağımlılık davranışında bünyesel ve kalıtsal bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Hatta bu alanda etkili olduğu farkedilen ilaçlar, şimdiden bazı bağımlılık hastalıklarının tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır.Halen dünyanın büyük araştırma merkezlerinde bağımlılıkla ilgili beyinbilim ve psikofarmakoloji alanında hummalı araştırmalar sürmektedir. Çok yakın gelecekte çıkacak ilaçların, bu alanda tedavide çığır açacak boyutlara ulaşacağı söylenmektedir.En yaygın bağımlılık hastalıkları olan alkolizm ve nikotin bağımlılığında kalıtsal yatkınlığın varlığı bilimsel olarak gösterilmiştir.
İrade mi?

Çevremizin sık sık kullandığı sözcüktür irade “İradeni kullan ve bırak”, Ama bu biyolojik kanıtlara bakınca, iradenin önemi azalıp gidiyor. İrade sadece kurtulma çabasındaki kayışlarda kalıyor. Bağımlımıyız? Sorusunun yanıtı için, sınıflama sistemleri iki ölçüyü karşılayıp, karşılamadığımıza bakıyor.Tolerans ve yoksunluk. Tolerans, kullanılan maddenin geçen zamanla etkisinin azalması ile dozunda olan artmadır.Yoksunluk ise adından da anlaşılacağı gibi maddenin yokluğunda yaşanan sıkıntıdır. Tümünün biyolojik kökenlerini düşündüğümüzde, bireyin kendi iradesine sıkıştırılarak küçümsenemeyecek bu toplumsal olay için, bağımlıyla damgalamadan empati yapabilmek gerekir. O zaman anlaşılma isteği ve kaygısıyla sıkışanların, bağımlılık mücadelesinde yanlarındayız demektir.


bengi semerci
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Eski 17-03-23, 14:30 #23
QekliQ QekliQ çevrimdışı
Varsayılan C: Bağımlılık Yapan Maddeler-Etkileri,Riskleri.Detaylı Tanıyalım

Bilgilendirme için TŞK ler
  Alıntı Yaparak CevaplaAlıntı Yaparak Cevapla
Cevapla

Bu konunun kısa yolunu aşağıdaki sitelere ekleyebilirsiniz

Konu Araçları

Gönderme Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap yazamazsınız
Dosya gönderemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

BB code is Açık
Smiley Açık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı



Tüm saatler GMT +3. Şuan saat: 10:42
(Türkiye için artık GMT +3 seçilmelidir.)

 
5651 sayılı yasaya göre forumumuzdaki mesajlardan doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir. Şikayet Mailimiz. İçerik, Yer Sağlayıcı Bilgilerimiz.