Forumları Okundu Yap |
21-10-24, 08:08 | #1 |
“Kadınlarınız, size çocuk yetiştiren bir ekinliktir. O halde ekinliğinize dilediğiniz zamanda dilediğiniz biçimde varın. Ancak mutluluğa ermeniz için önceden hazırlık yapmayı ve kendi geleceğiniz için geliri hiç tükenmeyecek hasılat göndermeyi ihmal etmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve O’na, kavuşacağınızı bilin. Rasulüm! Erişecekleri ilahi lutuflarla müminleri müjdele!“ Bakara Suresi, 223. Ayet. Ömer Çelik Ayete, zahir ve batın boyutta yaklaşmak gerekir. Söz konusu Ayetin, okunuş hali zahiridir ve okunuş halinin manasına varmak, batınidir. Günün birinde, Hz.Muhammed Mustafaya sorarlar. Ya Resulllah! Haram, helal nedir? Hz.Muhammed Mustafa, sözlü anlatımla insanların anlamıyacağını veya manasına varamıyacağını düşünerek, ahaliye haydi böyle bir gezinelim demiş. Mahlenin birinden yürümeye başlarlar. Az bi zaman yürüdükten sonra gürültü, batırdı sesleri yükselmiş. Hz.Muhammed Mustafa, yanındakilere hele şuraya bi bakın orada neler oluyor? - Adamın biri, içeriye bakar. Içerde donatılmış masalar, masalar da içkiyle birlikte her türlü nimmet söz konusudur. Ancak kimin ne yaptığı belli değilmiş. Biri gülüyor, biri içiyor, diğeri bağırıyor, vs. Tamam. Haydi yürümeye devam edelim demiş. Az bi zaman yürüdükten sonra yine sesler yükselmiş. Hz.Muhammed Mustafa, yanındakilere hele şuraya bi bakın orada neler oluyor? - Adamın biri, içeriye bakar. Içerde donatılmış masalar, masalar da içkiyle birlikte her türlü nimmet söz konusudur. Ancak burada güzel bir ortam varmış. Biri konuşurken diğerleri dinlermiş. Biri gülerken diğerleri de birlikte gülerlermiş. Yani nizamlı bir muhabbet varmış. Adam Hz.Muhammed Mustafa’nın huzuruna gelir ve olan biteni kendisine bir bir anlatır. Hz.Muhammed Mustafa ahaliye dönerek işte duyduğunuz gibi, her iki yerde de aynı nimetler vardır. Anacak yukardakiler aşırıya kaçmış, kendilerini ve insanları rahatsız ettikleri için bu haramdır. Aşağdakiler de haddini aşmadan ve kimseyi rahatsız etmedikleri için helaldir. Bu örnekte, Hz.Muhammed Mustafa’nın ahaliye yaşattığı Pratik durum Zahiridir ve verilen mesajın manası ise, batınidir. Konumuza dönersek ayette verilmek istenilen mesajın manasına varabilmek için Kadın ve Tarla, üretgen konumları gereği bir kıyaslama veya benzetmedir. Kadın sizin tarlanızdır! Ayette ki söz konusu olan, tarlanın konumu nedir? Kadın ile tarla arasındaki fark nedir? Tarla, sonuçta toprak demektir ve Toprak; Yaratıcıdır, doğurandır, doyurandır, büyütendir, yaşama gücünü verendir, arındırandır, eğitendir çünkü en büyük öğretmen tabiattır. Kadına, „Toprak Ana“ tabiri kullanılmaktadır. O zaman kadın da toprak ana gibi doğurandır, belli bir yaşa kadar ezdirip büyümesini sağlayandır, büyütendir, bakandır, temizleyendir, arındırandır, eğitendir, vs. Bu iki üretgen gücü, yani toprak ile kadını var eden, Allah’ın kendisidir. Dolayısıyla Allah’ın yaratmış olduğu yaşam felsefesinde, aile ve toplum yapısı için de kadın, önemli bir konuma sahiptir. Çünkü nesillerin çoğalması, yetiştirilip eğitilmesi ve topluma faydalı insan olmaları kadına bağlıdır. Bu sebepten ötürü söz konusu Allah’ın Kelamı, ekinliğe benzetilmiştir. Erkeğin bel suyu tohumdur, kadının ana rahmi tarladır ve doğacak çocuk da biçilen ekindir. Elde edilecek hasılatın iyi ve verimli olabilmesi için önceden belli hazırlıklar, önlemler, tedbirler alınmalıdır. Tarlaya gübre, dırmıklama, dinlendirme gibi önlemler alınırken kadın için de temiz ve sağlıklı besinlerle beslenmesinin sağlanmasıdır. Diğer bir deyimle kadınla sadece şehvet ve cinsel arzuların tatmin düşüncesine takılıp kalmayıp daha yüksek niyetlerle hareket edilmesi vurgulanmaktadır. Tarlanıza dilediğiniz şekilde varın… Burda, esas olan unsur dilemek sözcüğüdür. Bir insan neyi diler, kötülüğü mü yoksa iyiliği mi? Tabii ki her insan kendisi için en güzeli ve en makbulu ne ise, onu diler. Insanlar; Ektiği tarlada yabani otun büyümesini, ektiği masulün küçük-cılız kalmasını, başakların dolu dolu olmamasını istermi? tabii ki istemez. O zaman kadının doğuracağı çocuklar da eğitimli, medeni-çağın insanı, hayırlı evlat ve faydalı insan olmaları konusunda hassas olunmalıdır. O zaman insanoğlu kadının kıymetini, değerini bilmeli ve ona saygılı, hürmetkar davranmasını bilmelidir. Dolayısıyla Seyyid Hakkı der ki, bizim nazarımızda; Peygamber ile alimleri doğurandır kadın, Cana can katan ve cana yar olandır kadın, Anadır, bacıdır, hem de yardır kadın, Dünyayı elinin üstünde tutandır kadın, Muhabbette, mücadelede, üretimde kadın, Toprak ana misali üretendir, doyurandır kadın Tek kelimeyle, insanoğlunun anasıdır kadın. Allah eyvallah, gerçeğin demine Huu... Ehli Beyt yazarı ve Seyyid Seyfeddin Ocağı evlatlarından, =Seyyid Hakkı= Kaynak |
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
17-11-24, 05:16 | #2 |
Peygamber içkili ortama girdiğinde Kur’an’daki ayetleri okumak ve içenleri uyarmak yerine razı mı olmuş yani? Ee o zaman Allah’a isyan etmiş olmuş.. Dinde adamın biri diye bir şey olur mu? Kim o adam, ismi ne, nerede, ne zaman olmuş? Aktaran kim? Aktaran Peygamberi gören biri mi?
Adamın biri diye bir şey dinde olmaz. Bu genelde masal ve hikayelerde olur.. Az önce konunun kaynağı olan Seyyit Hakkı denilen kişiye baktım. 1963’de doğmuş.. Yani 1400 sene önceye ışınlanıp mı bunları öğrenil anlatıyor.. Bu tutarsızlıklar var.. Bu bür kaynak sorunudur. Benim inandığım İslamiyette tek kaynak vardır. Kur’an’dır. Muhammed peygamber, halife ali, osman, ömerin inandığı dinde de tek kaynak Allah’ın kitabıydı.. Ben din karakterler üzerine bu tarz şeyler yazılmasına çok karşıyım. Elbette dostluk kardeşlik güzeldir. Kimseye ayrım yapılamaz. Duygusallığa da karşı değilim ama böyle şeyler doğru değil.. Peygamberin Mustafa diye bir ismi de yok mesela, bu da toplumda yayılmış çok büyük bir hurafedir. “Mustafa İsmi Kur'an'da Geçer mi? Mustafa ismi Kur'an'da geçmez” Kimisi de Mahmut diyor.. Bu da yanlış. Peygamberin ismi Muhammed’dir. Hz. kullanımı da tasavvufçular tarafından uydurulmuştur. Eski kitaplarda böyle bir ifade yok ki.. Saygı gereği peygambere sadece “Muhammed Peygamber” yazmak lazım. |
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
Cevapla |
Konu Araçları | |
|
|