Forumları Okundu Yap |
14-09-24, 16:06 | #1 |
[isim] Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı
"Acıyı sever." "Ameliyattan sonra çok acı çekti." "Bu söz ona çok acı geldi." "Başkalarına elinden geldiğince acı vermeye çalışmak başlıca eğlencesiydi." (Refik Erduran) [sıfat] Tadı bu nitelikte olan "Acı kahvesini yudumluyordu." (Tarık Buğra) "Bu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu) "Belki de zamanında lüzumundan fazla susmuştu da şimdi onun acısını çıkarıyordu." (Haldun Taner) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap "Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." (Peyami Safa) "Bana yaptıklarının acısını ondan çıkaracağım." Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem "İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir." (Yusuf Ziya Ortaç) [sıfat] Çarpıcı, göz alıcı (renk) "Sıcak iklimlerde bu mevsim tek renktedir, sadece acı yeşildir." (Refik Halit Karay) [sıfat] Keskin, hoşa gitmeyen, şiddetli "Acı poyraz kuvvetle esiyordu." (Orhan Kemal) [sıfat] Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü Kaynak: kelimeler.net |
|
Alıntı Yaparak Cevapla |
Cevapla |
Konu Araçları | |
|
|